Sembol; biçimi ya da doğası ile bir düşünceyi çağrıştıran resim veya nesne anlamına gelir. İnsanın iletişim kurma ihtiyacı, yaradılışına duyduğu merak sembollerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamış ve ilkel kabilelerden gelişmiş uygarlıklara kadar tüm insanlar sembollerden yararlanmıştır.

Sembollerin temelinde sayılar, resimler, geometrik şekiller ve renkler vardır. Her bir sembol, doğduğu coğrafyanın kültüründen izler taşır. İlk çağlardan günümüze dek kullanılagelen semboller, yaratılışımızla ilgili derin mesajlar içerir.  Bu özelliği onu, görünen ve görünmeyen arasında bir köprü durumuna getirir.Soyut ve ifade edilemeyen durumlar semboller aracılığıyla somut düzlemde yerini alır.

Renkler de ilk çağlardan günümüze kadar hayatın her alanında önemli bir yer teşkil etmiş sembollerin başında gelir. Sanatta, mimaride, edebiyatta ve dini törenlerde kullanılan renkler, tarih boyunca toplumun yaşayışına dair mesajları insanlara aktarmak ve bir algı yaratmak amacıyla kullanılmıştır.İnsanların renklere dair algısı kültürden kültüre değişkenlik göstermiş bu da bir rengin birden çok anlam kazanmasına sebep olmuştur. Örneğin, sarı renk Hıristiyan toplum ve Çinliler tarafından kutsal sayılmaktadır. İslam dininde ise yeşil kutsal renk olarak kabul edilmektedir. Hıristiyanlıkta kırmızı, İsa’nın fedakarlığını, insanlar için akıttığı kanı, mavi ise onun gökselliğini temsil etmektedir.

Eski çağlarda Pythagoras, Platon, Empedokles, Demokritos, Epikuros, Zenon, Aristotales gibi filozoflar rengin doğası üzerine tartışmışlar, renk, görme, ışık ve algılama konusunda çeşitli fikirler iddia etmişler ve temel renklerin toprak, ateş, hava, su gibi öğelerin biçimleri olduğunu öne sürmüşlerdir. Rönesans’ta Leonardo da Vinci de aynı görüşü savunarak, sarının toprağa, yeşilin suya, mavinin havaya, kırmızının ateşe ve siyahın karanlığa ait olduğunu belirtmiştir.

Türk kültüründe de renklerin insanın yaşam biçimine anlamlar yüklediği görülür. Örneğin, Alparslan’ın Malazgirt Savaşı’na çıkmadan önce yüceliği, üstünlüğü simgeleyen beyaz elbise giydiği belirtilmektedir. Yönler, dört renkle simgelenir. Hun Hakanı’ nın orduyu at renklerine göre düzenlediği, batıya beyaz, doğuya mavi ,kuzeye kara ve güneye de kızıl atlarla saldırıya geçtiği belirtilir.Bu dört rengin ortasında yer alan merkez için ise sarı renk kullanılır. Sarı, dünyanın merkezinin rengi olarak şamanizmden gelen bir anlayışla kullanılmıştır.

Günümüzde renkler; sarı, kırmızı, turuncu gibi sıcak renkler ve mavi, yeşil, mor gibi soğuk renkler olarak ikiye ayrılır. Sıcak renkler, insanı harekete geçirir, enerji verir, dinamizmini arttırır; soğuk renkler ise insanda, sakinlik, güven, rahatlık gibi duyguları oluşturur.Doğanın bize sunduğu bu renk kombinasyonu,fiziksel, ruhsal ve duygusal dünyamıza da ışık tutar.Örneğin;neşeli ve mutlu bir insan kıyafetinde canlı renkleri kullanmaya özen gösterirken, mutsuz insanın daha çok mat renkleri tercih ettiğini görürüz.

Kadim çağlardan günümüze dek hayatımızın her alanında etkisini gösteren renklerin bizlere mesajları neler beraber inceleyelim:

 

BEYAZ

Beyaz, tüm renkleri içinde barındırır ancak onların açığa çıkmasına izin vermez. Renklerin açığa çıkmaması, birliğin korunması anlamına gelir. Bu nedenle bazı kültürlerde bozulmamış, saf olanla ilişkilendirilir. Masal ve mitlerde bir kişinin saflığını ve masumiyetini ifade eder.Semavi dinlerde beyaz, göksel varlıkların ve ruhsal ışığın sembolüdür. Afrika halklarında kötü ruhun, Japonya’da ölümün simgesidir.

Eski Türk kültürlerinde komutanlar savaş alanlarında beyaz giysileriyle yerini alırlardı. Bu gelenek zamanla beyaz ata dönüşmüştür.Aynı zamanda bilgileriyle çevresini aydınlatan ihtiyarların gördükleri saygıdan dolayı bilgeliğin ve saygınlığın da sembolü olmuştur.

Netliğe kavuşturmamız gereken konularda beyaz renkten yararlanabiliriz. Fakat bu rengi yoğun olarak kullanmak iletişimde soğukluğu tetiklediği gibi zihinsel kararsızlık yaşamamıza da sebep olabilir.

SİYAH

Siyah ışığı yutar ve renklerin açığa çıkmasını engeller. Bu yüzden kullanıldığı ortamda gizemli bir hava yaratır. Siyah, özgüven hissini destekler. Cenazelerde siyah giyilmesi, hem bilinmezin yarattığı korkuyu ifade eder hem de ölüm karşısında çaresiz hissettiğimiz için güven hissi verir.

Kültürel yönden incelediğimizde, Türk kültüründe siyahın kuzey yönünü ve kışı, Mısır ve Avrupa kültüründe yağmuru ve bereketi, Uzakdoğu kültüründe ise kaosu temsil ettiğini görürüz.

Herhangi bir konuyu sonlandırmak veya kabule geçmek istediğimizde siyahın gücünden yararlanabiliriz. Bu renk, sakinleştiren bir etkiye sahiptir. Fakat sıklıkla siyahtan yararlanmak zamanla enerjimizi düşürebilir.

 

MAVİ

Yaratıcılığı ve zekayı artırır. Sakinleştirici etkisiyle de erkek çocukların kıyafetlerinde sıklıkla tercih edilir. Fiziksel ve ruhsal huzuru sağlar. Aynı zamanda iletişimin de rengidir.

Çin kültüründe Cenneti, Doğu kültürlerinde ve Anadolu’da kötülüklerden korunmayı, Mezopotamya uygarlıklarında ise değişimi, yeniliği sembolize eder.

Günlük hayatta sezgilerimizi artırmak, iletişimimizi güçlendirmek ve insanlara güven vermek için bu renkten faydalanabiliriz. Fakat rengin serinletici etkisi sık kullanımında enerji düşüklüğüne sebep olabilir ve harekete geçilmesi gereken konularda atalete sürükleyebilir.

YEŞİL

Doğanın, büyümenin ve sağlığın sembolüdür. Fiziksel ve ruhsal yönden sakinleştirir, huzur verir. Çatışma enerjisini ve gerginliği engeller.

İslam inancında ‘gönül gözü’ olarak adlandırılan kalp çakrasının rengidir. Aynı zamanda Cennet’in rengi olarak kabul edilir. Bu yüzden ibadet yerlerinde en yoğun kullanılan renktir. Hristiyanlıkta “Baba, Oğul, Kutsal Ruh” üçlemesinin rengidir. Antik Mısır’da yeraltı dünyasının tanrısı Osiris yeşil olarak tasvir edilirdi ve yeşil, yeniden doğuşun sembolüydü. Türk kültüründe yeşil, doğunun ve doğumun sembolüdür.

Yeniliği başlatmak, fikirleri ilerletmek, sevgiyi hissetmek ve huzurlu olmak için kullanılması gereken renklerin başında gelir. Fakat aşırı kullanımında sembolize ettiği konuların tam tersinin ortaya çıkmasına sebep olur.

SARI

Işığı net olarak iletir bu yüzden Güneş’in rengi olarak tanımlanır. Harekete geçirir, canlılık ve neşe hissi verir. Karar verme sürecini destekleyici bir etkisi vardır. Bilgiye odaklanmamızı ve hatırlamamızı kolaylaştırır.

Kadim Türk kültüründe toprak elementinin rengidir aynı zamanda devletin merkezini temsil eder. Batı kültüründe mutluluğun, İran kültüründe hastalığın ve nefretin, Mısır kültüründe ise utancın ve gözden düşmenin sembolü olmuştur.

Arkadaşlık kurmak, sosyalleşmek ve iletişimi güçlendirmek için sarı renk tercih edilebilir. Fakat aşırı kullanımı dedikoduya, hastalığa ve kıskançlığa davetiye çıkarır.

KIRMIZI

Gururun, kuvvetin ve azmin rengidir. Fiziksel hareketi teşvik eder ve fizyolojik davranışlarımız üzerinde oldukça etkilidir. Kalp ve kan basıncını artırır.

Kırmızı kök çakranın rengidir. Hayatın devamlılığını ve köklenmeyi temsil ettiğinden evlilik törenlerinde bu renk kullanılır. Aynı zamanda çiftlerin tutkuyla yol almasını destekler.

Kadim kültürlerde güney yönünü ve ateş elementinin sembolüdür. Kırmızı hem güneyi temsil ettiği hem de hareket getirdiği için bereket sembolü olarak kullanılmıştır. Fransa, Rus ve Çin devrimlerinde kırmızının kullanılması ise onun devrin rengi olarak anılmasına sebep olmuştur. Uzakdoğu kültürlerinde ise ateşle ilişkilendirilir. Ateşin eski ve ağır enerjileri yakarak yok ettiğine inanıldığından kırmızı, saflıkla da ilişkilendirilmiştir.

Eyleme geçmek veya başkalarını harekete geçirmek için kırmızıdan yararlanılabilir. Fakat aşırı kullanımında gerginlik ve öfke gibi tepkilerin ortaya çıkmasına neden olur.

TURUNCU

Sarı ve kırmızının özelliklerini taşır. Canlılık verir, iştah açar, sağlığın ve eğlencenin rengidir. Duygusal bağlantılarımızı etkiler. Motivasyonumuzun ve konsantrasyonumuzun artmasına katkıda bulunur.

Uzakdoğu coğrafyasında yaratıcılık ve üremenin sembolüdür. Budizm’de aydınlanmanın ve en mükemmel halin yansımasıdır. Hristiyanlıkta Tanrı’nın nimetleriyle ilişkilendirilir. Bu yüzden şükran gününün rengi turuncudur.

Risk almamız gereken durumlarda cesur adımlar atmak, özsaygımızı güçlendirmek ve sosyal alanda iletişim gücümüzü artırmak için turuncu rengi kullanmak doğru bir seçim olacaktır. Fakat aşırı kullanımı gerginliğe ve iştah acıcı özelliğinden dolayı kilo alımına sebep olabilir. Turuncu rengi sıklıkla koyu tonlarında kullanmak ise güvensizlik verir.

PEMBE

Kırmızı ve beyazın bir araya gelmesiyle ortaya çıtuğından iki rengin özelliklerini barındırır. Umudun, sevginin, aşkın ve dişil enerjinin rengidir. Kırmızının harekete geçiren etkisini yumuşatır, beyaz sayesinde ise öfke ve gerginlik duygularının hafifletilmesine destek olur.

Kullanıldığı alanlarda duyarlılığı artırır. Merhamet, koruma, besleme gibi konuları destekler. Kullanan kişinin yaşadıklarının farkına varmasını sağlar. Yoğun kullanımında sakinleştirici etkisi yerini tedirginliğe bırakır.

MOR

Maviyle kırmızının bir araya gelmesiyle oluşur. Kırmızının hareket ettiren, mavinin sakinleştiren etkisi mor renkte dengelenir. “Mor ötesi” tanımı mordan sonra  görülemeyen anlamında kullanılır. Rüya görmeyi, hatırlayabilmeyi, hayal gücünü artırıcı bir etkisi de vardır. Hayal gücü ve maneviyatla ilgili bir renktir. Bizi başkaları için çalışmaya, bütünün hayrına işler yapmaya teşvik eder.

Hristiyanlıkta gururun, kadim Mısır’da erdemin ve imanın, Uzakdoğu’da servetin ve gücün sembolüdür.

Mor, onu kullanan kişinin yaratıcılığını ve maneviyatını artırır. Yoğun kullanımında depresyon ve hayal kırıklığı hislerine zemin hazırlar.

 

ALTIN RENGİ

Güneş’in rengidir. Neşe veren, uyandıran, dikkati üzerine çeken mutlu ve cömert bir etkisi vardır. Tarih boyunca iktidarın, tanrısal gücün, maddi zenginliğin sembolü olmuştur. Bolluk, refah, başarı ve saygınlığın simgesidir.

Ruhsal çalışmaların yapıldığı alanlarda altın renginin kullanımı, paylaşılan ve aktarılan bilginin gücünü sembolize eder. Bilgiyi ve zenginliği paylaşma etkisi yaratır.

Sahip olduklarını paylaşmakta zorlanan kişiler, altın rengini kullanabilir. Aşırı kullanımında bencillik ve cimriliği körükler.

GÜMÜŞ RENGİ

Altın rengi gibi zenginliğin sembolüdür. Dişilik, Ay ve Tanrıça ile ilgilidir. Serinletici ve sakinleştirici bir etkisi vardır. İçe dönük bir etkisi vardır, bizi iç dünyamıza yönlendirir. Beyaz renk ile kullanıldığında maneviyatı güçlendirir.

Odaklanma ve yaratım enerjisine ihtiyaç duyulan alanlarda kullanılabilir. Fırsatları doğru değerlendirmeye yardımcı olur. Aşırı kullanımı güvensiz ve içekapanık bir ruh hali yaratır.

KAHVERENGİ

Üç ana rengin birleşimiyle ortaya çıktığından etkisi güçlü bir renktir. Ciddiyeti ve kararlılığı sembolize eder. Toprağın rengidir. Yaşam veren, besleyen aynı zamanda yaşam sonlandığında yeniden içine alan toprağın döngüsel enerjisini aktarır. Otoritenin rengidir. Kısıtlayan, ele geçiren ve hükmeden bir etkiye sahiptir.

Güvenilir bir etki yaratmak istendiğinde kullanılabilir. Aynı zamanda etkisinin artırılmak istendiği bir renkle kullanılabilir. İş görüşmelerinde kullanılması önerilmez. Anlaşma sırasında başka renklerle etkisinin yumuşatılması gerekir.

 

Renklerin  farklı kültürlerdeki anlamları:

Görüldüğü gibi renkler, kültürel, sosyal ve psikolojik yönden bizleri etkisi altına alır. Renklerin dilini öğrenerek ve onu amacına uygun kullanarak sadece ruhsal ve zihinsel dengemizi korumakla kalmaz, toplumsal düzenin sağlanmasına da katkıda bulunuruz.

Yararlanılan Kaynaklar:

 

  1. Toplumsal Düzenin Oluşmasında Renk ve İletişim, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Aralık 2012, Deniz Özer
  2. Sirlar Bohcasi: Semboller Hayatimiza Nasil Girer ve Ne Şekilde Degistirir,Destek yayınları, Meltem Reyhan