“Eğitim şart” sözü dillere pelesenk olmuşken, herkes bir diploma peşinde koşuyorken, ülkemiz üniversite mezunlarıyla dolmuş taşıyorken, gerçek anlamda okur – yazarımız, yani okuyup yazanımız maalesef çok az sayıda. Belki de bu sebepledir ki, bir sorunla karşılaşınca çözüm bulabilenlerimiz, karşısındaki kişiye birkaç cümle ile de olsa derdini anlatabilenimizin sayısı hiç de fazla değil.

Oysaki ne de güzeldir, ne de değerlidir gerçekten okuyan olabilmek. Evinizin küçücük bir odasında kitabınızı okurken dünyanın öbür ucundaki bazen gerçek, bazen de hayal ürünü hayatların içine dalıvermek. Hayatın sadece bizim evimizden, bizim mahallemizden, şehrimizden, hatta ülkemizden ibaret olmadığını, herkesin biz ve etrafımızdakiler gibi bir hayat yaşamadığını, sorunlara bir değil, bazen bin çözüm bulabileceğimizi sadece ve sadece kitap okuyarak öğrenebiliriz, anlayabiliriz.

Bir kadın olarak Kürk Mantolu Madonna’nın, Madam Bovary’nin, Anna Karenina’nın içindeki kadını hiç tanımadan yaşamak, ölmek istemezdim. O kitaplardır ki, o romanlardır ki beni kadınlığa bir tık daha yaklaştıran, bir kadının nasıl da mağrur olabildiğini, ölümüne sevip sevilip inadına yaşamanın, bazen inadına ölüme koşmanın gerçekliğini ta içimde duyumsatan. Dedim ya; kitaplar, romanlar bizi hem kendi hayatımıza hem de dünyaya bağlar. Bunlar benim kişisel fikirlerim olabilir. Ama bilim dünyasında yapılan araştırmalar da tam da bunun altını çiziyor: Roman okumak, beynimizi değiştiriyor, beynimize format attırıyor.

Romanlar, beyin fonksiyonlarını değiştirebiliyor!

Roman okumanın kişinin yaşamına kattığı değerlerin beyinde gerçekleşen fonksiyonel değişikliklerden kaynaklandığı bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Zira Amerikalı sinirbilim uzmanlarına göre kişi, kurgusal bir hikâyeye daldığında kişinin beyin fonksiyonları beş güne kadar değiştirebiliyor. Amerika’daki Emory Üniversitesi araştırmacıları, araştırmaya katılanlardan Robert Harris’in “Pompeii” adlı kitabını okumasını istediler. Kitaptaki olaylar, milattan sonra 79 yılında gerçekleşiyor ve kitap, Vezüv Yanardağı’nın patlaması sırasında sevdiği kadını kurtarmaya çalışan bir adamın hikâyesini konu alıyor. İşte katılımcılar bu kitabı okuduklarında beyin fonksiyonlarında bazı değişiklikler gözleniyor.

Beynin sol temporal lobunda hareket artışı görüldü!

Romanı okuyan katılımcıların beyinlerinde oluşan hareketlenmeler, araştırmadan 5 gün önce kaydediliyor. Bu katılımcılar kitabı 9 gün içinde bölüm bölüm okudular. Her günün sonunda katılımcıların beyin hareketleri izlendi. Katılımcılara fMRI taraması tekniğiyle yapılan taramaların verdiği sonuca göre, her günün sonunda beyinlerin sol temporal loblarındaki hareketin okumadan öncekine göre arttığı gözlendi. Bunun yanında romanı okuyan katılımcıların duygusal işlevlerinde de bazı değişikler tespit edildi.

Roman okumanın etkileri tam beş gün sürüyor!

Yapılan bu araştırma sadece 21 kişiyle sınırlı kaldı. Hatta araştırmada kontrol grubu bile yoktu. Ancak okumanın, roman okumanın etkisinin okuma eyleminden 5 gün sonra bile görülebildiği tespit edildi. Her ne kadar dar kapsamlı bir araştırma olsa da ortaya koyduğu gerçeklik bakımından çok önemli bir tespit olarak değerlendirilmektedir.

Bu araştırmayı yapanlardan Gregory Berns, bu konuda; fiziksel his ve hareket sistemlerinde gözlemlenen nörolojik değişikliklerin, roman okumanın kişiyi bir anlamda başkarakterin bedenine aktarabileceğini iddia etmekte. Gregory Berns’e göre iyi hikâyelerin okuyuculara kendini mecazi anlamda bir başkasının yerine koyabilme imkanı verdiği zaten bilinen bir gerçekti. Fakat bu araştırma ile roman okumanın sadece duygusal değil, bunun yanında biyolojik değişiklikler de gerçekleştirebildiği ispatlanmış oldu.

Peki, tüm bunlardan ne anladık? Şöyle ki; roman okuduğumuzda, o kitabın, hikayenin içine girip öylesi bir odaklanma yaşıyoruz ki, beyin fonksiyonlarımızda bazı değişiklikler, hatta hareketlenmeler oluyor. Yani roman okuduğumuzda sadece ruhumuz değil, beynimiz de farklı bir dünyaya giriyor, farklı bir bakış açısına doğru yol alabiliyoruz. Aslında kısaca; roman okuduğumuzda zihinsel ve ruhsal dünyamız değişiyor, gelişiyor. İşte bu sebeple sizlere bol okumalı günler diliyorum.

Kaynak: https://www.theatlantic.com/education/archive/2014/01/study-reading-a-novel-changes-your-brain/282952/