Toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam alanında güncel, güvenilir ve bilimsel bilgiye ulaşması için çalışmalar yürüten Sabri Ülker Vakfı davetlisi olarak 8 – 9 Temmuz’da düzenlediği  Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı’ndaydım. Avrupa Beslenme Vakıfları İletişim Platformu’nun Türkiye’den tek üyesi olan Sabri Ülker Vakfı toplumun sağlıklı beslenme ve gıda hakkında doğru ve güvenilir bilgiye ulaşması için üniversiteler, kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışmalar yapıyor ve yapılan çalışmaları destekliyor. Bu misyonla başlatılan ve ilki düzenlenen  Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı’nın Müfredatı, Almanya’nın önde gelen eğitim kurumlarından Hohenheim Üniversitesi Beslenme Bölümü Başkanı ve Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Hans Konrad Biesalski tarafından oluşturulmuş.  Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı’nın eğitim programı son günlerde  tam da ihtiyacımız olan bilgileri bizlerle buluşturdu. Nedir bu?  Türkiye’nin ilk “Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı” nda biz Türkiye’nin sağlık, wellness alanında fikir lideri olan iletişimcilere, beslenme ve sağlık konuları üzerine tüketicilerle doğru ve açık iletişim kurulmasının hayati önemi üzerine bilgilerimiz tazelememiz, doğru bilinen bazı yanlışları öğrenerek, uluslararası bilim insanlarının harika sunumlarıyla  “iyi” bilimin ne olduğuna dair içgörüler kazanmamıza destek oldular. Son yıllarda gıda ve sağlık iletişiminin geldiği yeri göz önüne alırsak,  sağlık ve beslenme iletişiminde, bilimsel araştırmalar ışığında,  doğru ve yerinde bilgi kaynaklarıyla   toplumu nasıl bilgilendireceğimizi öğrendik.  Ayrıca doğru bilgi kaymalarına ulaşımı ve  bu kaynaklara sürekli erişimi nasıl sağlayacağımızı  anlattı değerli akademisyenler. Program bitiminde aldığımız  Almanya’nın önde gelen beslenme ve gıda bilimi topluluğu Society Of Nutrition and Food Science tarafından uluslararası onaylı sertifikamız  ise çok değerli bir hatıra olarak bende kalacak.

 

 

Bu programda neler mi öğrendik?

Programın ilk gününde Avrupa Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü Direktörü (ILSI Europe) Prof. Diana Banati, gıdalarla ilgili sorunlar ve tüketicilerin bu konudaki endişelerine değindi, bizler aracılığıyla  tüketicilerle açık ve doğru iletişim kurulmasının önemin anlattı. Deli danadan  Sars’a son yılların medyaya bomba gibi düşen salgın, gıda skandallarının görmediğimiz sonuçlarını paylaşan   Prof Banati, Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA) başkanlığı süresince edindiği tecrübeleri paylaştı bizlerle. Değerli bilgileriyle ufkumu açan başka bir konuşmacı ise

Oxford Brooke Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi Prof. Julian D. Stowell oldu. Prof. Stowell, iletişimde kullanılacak bilimsel bilginin önemine dikkat çekerken, bu bilginin değişime uğramadan yayılması için Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde sürdürülen projelerden örnekler verdi.

Programın 3. konuşmacısı aynı zamanda müfredatı da yazan değerli akademisyen Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölüm Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski,  sağlık ve beslenme ilişkisi, dünyada trend olan paleo, vegan, düşük karbonhidrat, protein diyetlerinin yol açacağı sağlık sorunlarına dikkat çekerek doğru beslenmenin trende değil insanoğlunun geçmişine ve gelişimine göre belirlenmesi gerektiğini anlattı. Yine beslenme alışkanlıklarımız ve toplum sağlığına olan etkilerini Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halit Tanju Beslerin etkileyici sunumuyla öğrendik. Programın ikinci gününde İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya Metalurji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Beraat Özçelik, bizlere uygarlığın başlangıcından günümüze gıdanın kullanım süreçlerini ve gıda neden işlemden geçirilmelidir sorularının cevaplarını Pastörizasyondan Uht’tiye tüm gıda grupları için tek tek anlattı.  Avrupa’nın en önemli bilimsel gıda platformu olan   Avrupa Gıda Bilgi Konseyi (EUFIC) Genel Direktörü Dr. Laura Fernández Celemín, ise besinler hakkında sıkça karşılaştığımız efsaneler ve bunlarla ilgili gerçekleri ele aldı.

Programda bir de iletişim üzerine bölüm yer aldı.Newcastle Üniversitesi Tarım, Gıda ve Kırsal Kalkınma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Lynn J. Frewer bizlere beslenme sorunlarına ilişkin bilgi ve haberin yayılmasında gazetecinin oynadığı kilit rolü ve taşıdığı sorumluluğu, risk ve fayda algıları, medya iletişimi ile risk iletişimi örnekleri, bilimsel okuryazarlık gibi konuları anlatan şahane bir sunum yaptı. Programın son bölümü çok keyifli bir atölye çalışması İle son buldu,Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Çaplı moderatörlüğünde bizlere bir sağlık haberini nasıl 360 derece ele alarak  gıda iletişimimde tarafsız, bilimsel verilere dayalı doğru iletişimi dijital medya desteğiyle paylaşımı  konusunda bilgiler verdi.

 

Sabri Ülker Vakfı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen bu çok önemli eğitim serisinin, önümüzdeki yıllarda farklı uzmanlık alanlarından katılımcılara da açık olacak şekilde devam ettirilmesi planlanıyor.

Sabri Ülker Vakfı Hakkında:

Dünya genelinde uluslararası referans kabul edilen, güvenilir kurumlar ve platformları takip ederek, onlarla işbirliği içinde olan Sabri Ülker Vakfı, aynı zamanda Avrupa Beslenme Vakıfları İletişim Platformu’nun Türkiye’den tek üyesidir. Vakıf, 2009 yılından bu yana toplumun sağlıklı yaşam ve beslenme konularında doğru ve güvenilir bilimsel bilgiyi ulaştırmakta ve referans kurum olma hedefiyle yoluna devam etmektedir.

Vakfın yakın takip ettiği referans kurumlardan bazıları ise şöyle: EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu), FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi), FAO (Amerikan Gıda ve Tarım Örgütü), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), JECFA (Amerikan Gıda Tarım Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’ nün birlikte oluşturduğu uzman komite), BNF (İngiliz Beslenme Vakfı), ILSI (Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü), EUFIC (Avrupa Gıda Bilgi Konseyi) ve ADA (Amerikan Diyetisyenler Birliği)