Sağlığınıza dost, bir o kadar da keyifli bir market alışverişi yapmaya ne dersiniz? O zaman şimdi, benden dinleyeceğiniz lezzetli tüyolara kulak verin.

Son zamanlarda gazetelerin sağlık köşelerinde sıkça görmeye alıştığınız bu sorunun cevabı size çok kolay gibi görünse de, aslında bu soruya cevap vermek sandığınızdan daha zor olabilir. Market alışverişi deyince aklımıza ilk önce paketli gıdalar gelir çünkü bir markete adım attığınız da birçok rafın uzun ömürlü paketli gıdalarla dolu olduğunu görürsünüz. Peki, uzun ömürlü gıdaların neden kötü? Market raflarında gezinirken elimize alacağımız herhangi bir paketin arkasını çevirip okuduğumuz da bu sorunun cevabını az çok anlayabiliriz. Örneğin; kimimizin yemeklerin üstüne eklemekten hoşlandığı acı biber sosunu ele alalım. Tanınmış bir markanın acı biber sosunu elinize alıp arkasını çevirdiğinizde içindekiler bölümünde şunların yazdığını görebiliriz kırmızı kapya biberi (%74) su tuz beyaz sirke. Buraya kadar normal öyle değil mi? O zaman gelin devamına bakalım öyleyse.

Kıvam arttırıcı (Xhantan Gum E415 ) annelerimizin yıllardır evde acı biber sosu yaparken kullandığını hiç sanmıyorum. Kaldı ki annemizin böyle bir kimyasalın varlığından bile haberi yoktur. Bu açıdan düşündüğünüzde ise, koruyucu (potasyum sorbat) siz acı biber sosunu almadan önce aylarca sizi raflarda bekleyebilir. İçeriğinde yüksek miktarda renklendirici ve aroma vericiler bulunur. Kendinize, Bu acı biber sosu değil mi? Neden aromasına ihtiyaç duyuyorlar? diye sorduğunuzu duyabiliyorum. Yine hiç aklınıza gelmeyecek olan süt kremasının da bu şekilde işlemden geçirilmiş ve çeşitli katkı maddeleri içerdiğini biliyor muydunuz? Maalesef elinize aldığınız hemen her paketli gıdada koruyucular, renklendiriciler, aroma vericiler, kıvam artırıcılar ve daha pek çok zararlı madde bulunmaktadır. Kullanılan bu katkı maddeleri insan sağlığı için büyük tehdit oluşturur. Kendinizi tüm bu zararlı maddelerden korumak ise yalnızca sizin elinizde. Sadece biraz çaba, sağlıklı beslenme konusunda istikrar ve market araştırması gerektiriyor.

Şimdi, bir de sebze ve meyve reyonuna doğru ilerleyin derim. Birçoğu açıkta satılıyor ve üzerinde etiket de yok. Hem zaten elmaya niye aroma versinler ki, ya da ıspanağa neden kıvam arttırıcı katsınlar. Haklı olarak sebze ve meyvelerin ne koşullarda yetiştiğini bilmemiş oluyoruz. Sebze ve meyvelerin tarlada hangi ilaçlara maruz kaldığını bilemiyorum, bilemiyoruz. Lakin, son yıllarda tüketiciyi bilgilendirmek için sebze meyvenin hangi koşullarda yetiştirildiğini gösteren ambalajlı sebze ve meyveler de var. İyi tarım uygulamaları sonucu yetiştirilen sebze meyvelerde bulunan paketlerinin üzerlerinde iyi tarım bilgisini görebilirsiniz. Bu yüzden alışveriş yaptığınız marketi, manavı iyice araştırın ve sağlıklı meyve-sebze tüketmeye özen gösterin. Şimdi en basa dönersek, sağlığınıza dost bir market alışverişi nasıl yapılır? diye sorduğunuzda, cevabı çok iyi biliyorsunuz.

Organik Ürünleri Tercih Edin

Eğer siz de benim gibi sağlıklı beslenmeye kendinizi adamış biriyseniz, aşağı yukarı ne yememiz gerektiğini de biliyorsunuzdur diye düşünüyorum. Eğer sağlıklı beslenme konusunda yeni kararlar aldıysanız, Ayşe Tolga İyi Yaşam YouTube kanalımda sizi mükemmel ve lezzetli yeme tarifleri bekliyor. Mutlaka göz atın ve kendinize yepyeni sağlıklı bir sayfa açın!

Yumurtanın etin sebzenin ve meyvenin doğal olanına yönelmenizi tavsiye ederim. Bu durumda işimiz hem zor hem kolay. Bütün o paketlenmiş gıdalardan uzak durup sebze ve meyve reyonuna giderek, iyi tarım uygulamaları ile yetiştirilen organik ürünleri alın. Yumurtanın etin nereden geldiğini sorgulayın. Şunu asla unutmamanız gerekir ki, sağlıklı beslenme sorgulamakla başar. Bu sebepten dolayı da, sağlıklı bir market alışverişi nasıl yapılır? sorusunun cevabını, yatırımlarınızı sağlık üzerine şekillendirerek bulabilirsiniz.

Sağlıklı günler dilerim.

Ayşe Tolga