Bu yazıya başlık bulmak için epey uğraştım. Zayıflama, destek, kilo kaybı deyince ciddi anlamda irkiliyorum desem yeridir. Çünkü zayıflama konusunda devasa boyutlara ulaşmış olan bir bilgi kirliliği mevcut. İçinde bulunduğumuz hız çağında zayıflamanın mucize olmasını, hızlı olmasını ve hiç çaba harcamadan acısız olmasını istiyoruz. Ne yazık ki daha yazının en başından bunu söylemek istiyorum ki; zayıflama, beslenme düzeni ve hareket olmadan, yalnızca şu ya da bu ürünü kullanarak asla ama asla mümkün değildir.

Haberlerde sık sık “doğal” etiketli zayıflama ürünlerini kullanarak sağlığından olan kişilere rastlıyoruz. Büyük bir algı sorunumuz var. Doğal etiketli olan her şeyin zararsız olduğuna inanıyoruz. Hayır, lütfen buna artık bu yazıyı okuduktan sonra bir son verin. Bir şeyin doğal olması onun zararsız olduğunu göstermez; ki zaten bir ürünün doğal olması için belirlenmiş çok fazla kriteri karşılaması gerekmektedir. Etiketinde doğal yazan her ürün gerçekten hakkını veren doğallığı içermez. Doğal demek zararsız demek değildir, unutmuyoruz.

Zayıflamak için daha doğrusu sağlıklı zayıflamak için beslenmeye bir düzenleme getirmek ve hayata biraz hareket eklemek gereklidir. Beslenmeye getirilecek düzenleme için bir diyetisyene başvurmanız en doğrusu olacaktır. Ancak temel birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. Diyete yeni başlayacaksanız ya da diyete ve harekete rağmen istenilen kilo kaybını sağlayamadıysanız bunun için metabolizma düzeyinde birkaç durumu değerlendirmeliyiz. Demir, D vitamini, Magnezyum ve Çinko eksiklikleri; tiroit, melatonin ve leptin hormonları metabolizması bozuklukları kilo vermeyi zorlaştırır. Özellikle leptin hormonu tokluk hormonu olarak bilinir. Leptinin salgılanmasını etkileyen sürekli atıştırma ve stres gibi faktörler kilo vermeyi güç hale getirir.

Malum kış bitmek üzere, bahar geliyor. Yazı sağlıklı kilo kaybı ile karşılamak isterseniz diyetinize ve sporunuza ‘ek’ olarak sizi destekleyecek ürünlerden bahsetmek istiyorum. Dikkatinizi çektiğini umuyorum, bahsettiğim ürünler ektir, tek başlarına kullanarak mucizevi etkiler vermezler. Hadi başlayalım:

  • Probiyotik

Kilo verme, ne kadar kalori kısıtlaması yapılırsa yapılsın; dengeli ve mide bağırsak florası düzenli olmadan sağlıklı olmaz. Beslenme ve boşaltımın bir düzen içerisinde olması sağlıklı kilo kaybetmenin ilk basamağıdır. Bu yüzden diyeti probiyotik ile desteklemek fayda sağlayacaktır. Eczacı, doktor ya da diyetisyeninizden özellikle zayıflamada etkili olan bakteri suşlarını içeren probiyotikler konusunda yardım isteyebilirsiniz. Bunun dışında şişkinlikler, kabızlıklar ve benzer diğer sorunları probiyotik ile çözmek, kaybetmeye dirençli olduğunu düşündüğümüz kiloların diyetle daha rahat verilmesini sağlayacaktır. Şişkinlik ve kabızlık gibi problemler için magnezyum da kullanmak oldukça etkilidir. Özellikle magnezyum sitrat tuzu mide ve bağırsak problemlerinde etkinliği bilinen tuzlardandır.

  • Krom

Krom, insan vücudunda karbonhidrat, yağ ve nükleik asit metabolizması için elzem olan bir eser elementtir. Krom karbonhidrat metabolizmasını teşvik etmesi nedeniyle son yıllarda besin desteği olarak önem kazanmıştır. Krom ayrıca, insülinin kan şekerini düzenlemesinde yardımcı olur. Özellikle tatlı krizlerinin önlenmesinde krom tercih edilmektedir. İnsülin direnci gibi kilo vermeyi zorlaştıran durumlarla krom desteği almak fayda sağlayacaktır. Piyasada krom pikolinat içeren ürünler bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada krom pikolinatın kilo kaybı sağladığı ve kas kitlesinin artmasını sağladığı gösterilmiştir. Kan değerleri kontrolünde insülin direnci olan bireylerde tercih edilebilir ve faydalanılabilir.

  • Ananas ekstresi

Ananas ektresi deyince aklımıza en başta ödem gelir. Kilo kaybetmeyi güçleştiren sorunlardan biri de ödemdir. Ödemi çözecek destekleri diyete dahil etmek çok fayda sağlayacaktır. Ananas içeriğinde ki sindirime yardımcı bileşenlerle bilinen bir meyvedir. Bu bileşenlerin başında bromelain gelir. Bromelain, ananas meyvesinden elde edilen protein ayrıştırıcı-sindirici bir enzimdir. Mide asidini destekler ve böylece sindirimi kolaylaştırır. Vücutta tutulan fazla suyu atmada, sindirimi desteklemede yardımcı olduğu için diyete ek olarak sıklıkla tercih edilir ve fayda sağlar.

  • Aspir yağı

Aspir yağı, aspir, aspur ya da haspir olarak bilinen Carthamus tinctorius isimli bitkiden elde edilen bir yağdır. Beslenmede ve ilaç bileşimlerinde de kullanılan aspir yağı; yalnızca diyet ile değil spor ve hareketi hayatına ekleyerek kilo vermeye çalışan bireylerde önerilmektedir. Aspir yağı; dörtte üç oranında (yaklaşık %75) konjuge linoleik asit içerir. Lineloik asit, hareketle hızlanan metabolizmamızın yağ yakımını hızlandırır ve destekler. Hareket ile yağ yakımını birkaç katına çıkarmayı sağlayacağından, hareketten bir saat kadar önce almak fayda sağlayacaktır.

  • L-Karnitin

Vücudumuzda ki enzimlerin çalışmasını destekleyip tabiri caizse kalitelendiren yan yardımcılara koenzim ve kofaktör denmektedir. Levokarnitin kalp, karaciğer ve iskelet kasında ki yağ yakım metabolizmasının temel kofaktörlerinden biridir. En önemli yan yardımcılardan olan L-Karnitin tıpkı aspir yağı gibi diyete ek olarak spor ile kilo vermeyi planlayan bireylerde önerilmektedir. Hareket ile hızlanan metabolizmada, karnitin desteği almak, yağ yakımında aktif olan enzimleri kalitelendirip destekleyecektir. L-karnitini kilo kaybetmek için kullanıyorsak; spor öncesi, kas kütlesini artırmak için kullanıyorsak; spor sonrası alınması önerilmektedir.

Piyasada hem aspir yağı hem de l-karnitin içeren ürünler bulunmaktadır, tercih edebilirsiniz.

  • Çörek otu yağı

Çörek otu çok eski çağlardan beri bilinen ve şifa niyeti ile tüketilen bir bitkidir. Çörek otu yağı, Nigella sativa isimli bitkinin tohumlarından elde edilen yağdır. Çörek otu yağı; vitaminler, mineraller ve lifler açısından çok zengin bir yağdır. Çörek otu yağı da tıpkı aspir yağı, l-karnitin gibi diyete ek olarak sporu da hayatına geçiren bireylerde önerilmektedir. Yağ yakım metabolizmasını hızlandırır ve özellikle göbek bölgesindeki yağ yakımını hızlandırdığı yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca çörek otu yağı yazının başında bahsettiğim tokluk hormonu olarak bilinen leptin hormonunu uyarır ve tokluk hissini artırır.

 

Bu destekler dışında; sağlıklı kilo kaybı deyince bu işin en başını elbette su çekmektedir. Diyet ve spor ile su tüketimini de 2-3 litre arasında tutmak çok önemlidir. Yalnızca su tüketmek değil; suyu doğru zamanda tüketmek kilo kaybını destekleyecektir. Bu nokta çok önemli çünkü suyu yemeklerle birlikte tüketmemenin (birkaç yudum sorun olmaz elbette) iki zararını basitçe anlatmak istiyorum. Birincisi; suyu yemekten hemen önce ve sonra ya da yemekle birlikte almak, mideyi şişirir ve mide hareketleri ile besinlerin yeteri kadar ezilip parçalanmasını engeller. İkincisi, mide asidini seyrelerek besinlerin sindirimini zorlaştırır. Bu nedenle su, yemeklerden yarım saat önce ve yemeklerden bir saat sonra tüketilmelidir. Yalnızca kilo kaybı için değil sağlıklı bir sindirim sistemi için de bu çok önemli bir durumdur. Su dışında sindirimi rahatlatmak için, çok çiğnemek midenin yükünü azaltır, hafiflik hissi sağlar. Hayatınıza limon ve sirkeyi dahil etmek de mide pH’ını olağan aralıkta tutmayı sağlayarak sindirimi destekler. Tokluk hissini artıracak chia tohumu, keten tohumu, psyllium (karnıyarık otu) gibi lif kaynakları tercih edilebilir.

Yukarıda bahsettiğim tüm destekler; doktor, eczacı ve diyetisyen danışanlığında planlanmalı ve kullanılmalıdır. Tüm bu bilgilerin, sağlıklı kilo kaybetme sürecinde size ışık olmasını umuyorum.