Sapanca ülkemizin en nadide noktalarından bir tanesi çünkü Karadeniz bölgesinde yer almasına karşın yer yer Ege bölgesinin havasına da sahip oluyor ve göl kenarında olduğu için çok etkileyici doğa manzaralarını sunmayı başarıyor. Ayrıca İstanbul, İzmir, Adapazarı, Ankara, Bursa gibi büyük şehirlere görece yakın bir pozisyonda olması nedeniyle haftasonları her kentten çok sayıda doğa ve gezinti meraklısını da kendisine çekmeyi başarıyor.
Pek çok kişi Sapanca Gölü’nü biliyor ve bölgede görülecek tek şeyin göl olduğunu düşünüyor. Halbuki Sapanca’da hem doğal hem de tarihi ve kültürel güzellikler var. Bu nedenle Sapanca Gölü’ne gidecek olursanız sadece göl etrafında dolaşmanız gerekeceğini düşünmeyin. Keşfedebileceğiniz çok şey var ve bunlara aşağıda değineceğiz.
Sapanca Gölü Nerede ve Ulaşım Nasıl Olur?
Sapanca Gölü, İzmit ile Adapazarı’nın ortasında, Adapazarı’na yakın konumda olan bir göl olarak karşımıza çıkıyor. Zaten Adapazarı şehir merkezi de artık gölün kıyılarına kadar genişlemiş durumda. Dolayısıyla İstanbul’a çok yakın ve merkezi bir konumda olduğu söylenebilir. Bilecik, Bursa, Yalova, Bolu gibi kent merkezlerine de bir iki saatlik mesafede olduğu için gezinti yapmak isteyenlerin başlıca hedefleri arasında.
Sapanca Gölü’ne ulaşmak için İzmit, İstanbul, Adapazarı gibi yerlerden kalkan toplu taşıma araçlarına binebilirsiniz. Özel aracınızla geliyorsanız İstanbul’dan İzmit’e gelebilir ve daha sonra Körfez üzerinden Sapanca’ya ulaşabilirsiniz. Doğu taraflarından gelecek olanlar ise Bolu ve Adapazarı üzerinden bölgeye ulaşabilirler.
Uçakla ulaşım hedefliyorsanız öncelikle İstanbul’a gelmeniz ve daha sonra otobüsle Adapazarı veya İzmit’e gelerek oradan dolmuşlara binmeniz daha kolay olur. İzmit’te bir havalimanı var ancak hem ücreti yüksek olabiliyor hem de her an uçuş bulmak mümkün olmayabiliyor.
Sapanca Gölü’ne Ne Zaman Gitmeli?
Sapanca Gölü’nün neredeyse her mevsimde ziyaret edilme potansiyeli var. Ancak göreceğiniz manzara her ay değiştiği için kendi keyfinize daha uygun bir mevsimi seçmeniz uygun olur. Eğer yaz aylarının yeşilliğini hedefliyorsanız yazın gelmeli, çiçekleri görmek isterseniz ilkbaharda, kırmızıya dönmeye başlayan yaprakları görmek isterseniz sonbaharda, rahatça ve sıcak basmadan yürümek, dolaşmak ve yaprakları dökülmüş ağaçlar arasında nostalji yapmak isterseniz kış aylarında gelebilirsiniz.
Özellikle yaz aylarında herkes buraya aktığı için çok kalabalık olabiliyor ve bu nedenle biraz daha sessiz ve sakin bir ortam arıyorsanız diğer mevsimleri tercih edin. Yabancı turistlerin sık geldikleri bir nokta olmasından dolayı sezon içerisinde kalabalıkta kalmanız mümkün.
Sapanca Gölü’nde Kalınacak Yerler
Sapanca gölü beş yıldızlı otellerin değil de biraz daha butik otellerin, villaların ve kamp alanlarının yoğun olduğu bir bölge olarak karşımıza çıkıyor. Dilerseniz Sapanca içerisinde pansiyonlarda kalmanız da mümkün. Son dönemlerde bazı spa merkezlerinin açılmış olması nedeniyle bu tarz imkanların keyfini de çıkartmanız mümkün.
Sapanca Gölü’nde Nereleri Görmeli?
Sapanca Gölü
Sapanca gölü elbette bölgenin en başta görmeniz gereken noktaları arasında. Gölün kenarlarında pek çok tesis, kamelya, bisiklet yolu, yürüyüş yolu, balıkçılık alanı mevcut. Dolayısıyla ailenizle gelip oturabilir veya diğer imkanlardan faydalanabilirsiniz. Eğer göle bakan bir villa kiraladıysanız veya bu pozisyondaki bir spa merkezinde veya otelde kalıyorsanız, devamlı olarak izleyebileceğiniz bir göl manzarası sizi bekliyor olacaktır. Eğer havanın serin olduğu bir mevsimde geldiyseniz, kamp sandalyenizi gölün kenarına atabilir ve bütün günü sakinlik, sessizlik içerisinde geçirebilirsiniz.
Su Sporlarını Unutmayın
Sapanca gölü pek çok su sporuna uygun bir göl çünkü oldukça durgun, sakin bir suyu var. Dolayısıyla eğer ekipmanınız varsa onu yanınızda getirebilirsiniz. Ayrıca göl çevresinde kayık, sandal, su bisikleti, kano kiralayan yerler var ve böylelikle siz de göl üzerinde kendi başınıza gezintiye çıkabilirsiniz. Ayrıca rüzgar sörfü gibi biraz daha hareketli sporları yapabileceğiniz imkanlar da mevcutlar. Fakat suda doğrudan yüzmek pek önerilmiyor çünkü tatlı su olduğundan üstünde kalmak daha zor ve yer yer balçıklı bölgeler mevcutlar. Dolayısıyla kayığınızın üstünde kalmaya devam edin!
Kahvaltıyı Unutmayın
Sapanca ve çevresinde kahvaltı yapabileceğiniz çok mekan var ancak özellikle Çerkes kahvaltısı sunan mekanlar son dönemlerde oldukça popüler durumdalar. Ayrıca serpme kahvaltı veya gözleme gibi seçenekler de olduğundan damak tadınıza uygun bir yer bulursanız bu fırsatı kaçırmayın.
Rüstempaşa Camii
Rüstempaşa camisi 1500’lü yıllarda inşa edilmiş olan ve Mimar Sinan tarafından tasarlanmış olan eski bir camidir. Ancak maalesef depremler ve diğer felaketler nedeniyle çok sayıda yeniden inşa ve restorasyon geçirdiği için orijinal halini günümüzde görmek mümkün değil. Yine de Sapanca içerisinde dolaşırken tarihe tanıklık etmek isterseniz göz atmadan geçmemeniz iyi olur.
Hasan Fehmi Paşa Camii
Hasan Fehmi Paşa Camii, özellikle çok ince işçiliği ve detaylı yapısıyla hem ibadetine önem verenler hem de tarihi koklamak isteyenleri aynı çatıda buluşturabiliyor. Özellikle içeride bulunan işlemeler dikkatinizi çekecektir. Tasarım olarak klasik camilerden biraz daha farklı bir yapıda olması nedeniyle ilk görüşte biraz yadırgamanız mümkün olabilir ancak ne kadar özenli hazırlandığını görünce siz de şaşıracaksınız.
Justinianus Köprüsü
Bu köprü esasen Sapanca’ya yarım saatlik bir mesafede bulunuyor ancak Roma döneminden kalma neredeyse yarım kilometrelik onlarca kemerden oluşan bu köprü, antik mimarinin zirvelerinden bir tanesi denilebilir. Hatta yıllar boyunca üzerinden araç geçişi serbestmiş fakat artık sadece yaya trafiğine açık. 90’lı yıllarda kapsamlı bir onarım çalışmasından geçen köprü, 1500 yıldır ayakta duruyor ve bu nedenle tarihe tam anlamıyla tanıklık edebiliyorsunuz.
Kartepe Kayak Merkezi
Kartepe kayak merkezi kış aylarında binlerce kişiye ev sahipliği yapıyor ve Sapancaya yaklaşık bir saatlik mesafede olduğu için kışın Sapanca’yı ziyaret ederseniz buraya da göz atmayı unutmayın. Ülkemizin en gözde ve iyi tasarlanmış kayak merkezlerinden bir tanesi olduğu için hoşunuza gideceğinden eminiz.
ATV Sürün
Sapanca’da ATV ve ciplerle offroad imkanları sunan firmalar mevcutlar ve özellikle çamurlu günlerde ATV sürmenin keyfini çıkarabiliyorsunuz. Ama biraz çamur ve toz içerisinde kalacağınızı unutmayın. ATV’lerle düzenlenen turlar bazen kamplı da oluyorlar ve firmaların yanınıza verdikleri rehberler ve grupla birlikte çok eğlenceli bir deneyim elde etmek mümkün oluyor.
Kırkpınar Mahallesi
Kırkpınar mahallesi Sapanca’nın Çerkes nüfusu bakımından yoğun bir mahallesi olarak karşımıza çıkıyor ve bu nedenle içerisindeki evler, villalar ve yaşam tarzı da biraz daha Çerkeslerin yaşam tarzını yansıtıyor. Özellikle estetik anlamda çok gelişmiş bir mimariye sahip olan bölge, şehirlerde yaşayıp da ziyarete gelenler için göz ve kafa dinlendirme imkanı sağlıyor. Fotoğraf çekmek isteyenler için çok etkileyici manzaralar sunabiliyor ama eğlence arıyorsanız çok fazla imkan olmadığını belirtmek gerekli.
Sapanca’da Ne Yenir?
Sapanca Gölü’ne geldiğinizde gölde balık pişirip satan bazı tekneler göreceksiniz. Eğer göl üzerindeki bir teknede birbirinden leziz balıklar tüketmek isterseniz kesinlikle bu imkanı kaçırmayın. Bazıları daha uygun fiyatlı veya daha bol porsiyonlu olabiliyorlar ve bu nedenle hemen ilk gördüğünüz tekneye çıkmayın. Ekmek arası veya porsiyon şeklinde tabakta sunum mümkün.
Bölgede Çerkes kahvaltısının popüler olduğundan da bahsetmiştik ama dilerseniz normal serpme kahvaltı sunan mekanlara da göz atabilirsiniz.
Bunlar haricinde klasik lahmacun, döner, kebap gibi ızgara yemekleri sunan mekanlar da Sapanca Gölü ve çevresinde mevcutlar. Dolayısıyla her türlü damak tadına uygun bir yer bulmak mümkün.
Sapanca’da Gece Hayatı Nasıl?
Sapanca çok hareketli ve oynak bir gece hayatına sahip değil. Daha çok bir mekanda oturup içeceğinizi yudumlarken dostlarınızla sohbet edebileceğiniz bir tarzı var. Restoran ve kafeler size bu imkanı sunacaklardır. Fakat Sakarya’nın biraz muhafazakar bir il olmasından dolayı içkili mekan bulmakta zorlanabilirsiniz.
