Daha fazla enerji, daha iyi bir sindirim sistemi ve yaşlılık belirtilerine karşı koyan bir cilt mi istiyorsunuz? O zaman şizandra hakkında bilgi almanız gerek çünkü bu tıbbi bitki, binlerce yıldır geleneksel Çin tıbbı içerisinde kullanılıyor.
En bilinen özellikleri karaciğer fonksiyonlarını ve böbreküstü bezlerinin fonksiyonlarını desteklemesi olan bu meyve, adrenal yorgunluğa da iyi geliyor ancak çok daha fazlası var.

Şizandra’nın bilmediğiniz faydaları için sizi şöyle alalım 👇

[call post=17211]

 

Şizandranın Faydaları

Ödemleri Azaltır

Yüksek oranda antioksidanlar barındırması sayesinde şizandra, serbest radikaller ile savaşır ve ödemlerin, iltihapların azalmasını sağlar. Zira bu ödemler kanserin, diyabetin ve kalp hastalıklarının en temel sebepleri arasında yer alıyorlar. Bu serbest radikaller, sağlığımızı etkiliyorlar çünkü genlerimizin aktifleşmesini veya kapatılmasını sağlıyor, hücresel ve dokusal zarara sebep oluyor, yaşlanma sürecini hızlandırıyorlar.

Enflamasyonlarla savaşması ve bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilemesi sayesinde şizandra, damar duvarlarındaki sertleşmeye de engel olabiliyor, kan şekerini dengeliyor, şeker hastalığını engelliyor ve vücudun optimum asit baz dengesini kurmasını sağlıyor.
Şizandradan elde edilen aktif lignanlar, kimyasal olarak koruyucu etkiye sahipler ve bu da kanser oluşumuna engel oluyor. Uzmanlar şizandranın organlar, dokular, hücreler ve enzimler üzerindeki etkilerini incelediklerinde, lökositlerin salınımının düzeyini ayarlamada yardımcı olduğunu görmüş durumdalar.

Böbreküstü Bezleri Destekler, Stresle Baş Etmemize Yardımcı Olur

Adaptojenik bir ürün olduğu için, şizandra hormonları doğal yollardan dengeye getirebilmektedir ve bu da hem fiziksel hem de psikolojik stres kaynaklarını ortadan kaldırma konusunda ona yardımcı olur. Adaptojenik bitkiler ve gıdalar binlerce yıldır bedenin stres, anksiyete, toksinler, duygusal travmalar, mental hastalıklar ve zihinsel yorgunluklardan korunmasını doğal yoldan sağlıyorlar. Şizandranın böbreküstü bezlerini desteklemesi ve beslemesi, kortizol gibi stres hormonlarının aşırı üretimine engel olarak daha fazla zihinsel kapasite, fiziksel dayanılılık ve metabolik sağlık sağlar.

Araştırma sonuçları, şizandra gibi adaptojenik bitkilerin doğal antidepresanlar olarak görev yaptıklarını, hormonlar ve beyin fonksiyonları üzerinde stres altında ve yorucu anlarda bile etkili olduklarını gösteriyorlar. Stres arttıkça bağışıklık sisteminin zayıfladığını dikkate alırsak, bu durum dolaylı yoldan genel sağlığımızı da iyileştiriyor. Adaptojenlerin yardımı ile vücudumuz enerjisini onarım işlerine harcayabiliyor ve böylece hastalıkların ortaya çıkmasına engel olabiliyor.

Karaciğer ve Sindirim Sistemi Fonksiyonlarını İyileştirir

Şizandra üzerinde yapılan uygulamalı araştırmalar, onun karaciğer fonksiyonları üzerinde etkili olan detoks enzimlerinin üretiminde faydasının bulunduğunu gösteriyorlar. Bağışıklık sistemini destekleyen geniş etkileri, şizandranın enzim üretimini, antioksidan aktivitesini artırmasını kolaylaştırıyor ve bunun yanında kan dolaşımını, sindirimi iyileştiriyor, toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor. Karaciğer sağlığının bağışıklık sistemi sağlığı ile yakından alakalı olması, şizandranın da enfeksiyonlar, sindirim bozuklukları ve diğer bağırsak problemleri ile mücadele etmesini sağlıyor.

Geçtiğimiz 40 yıl boyunca şizandranın karaciğer temizleme, zatürre iyileştirme, gebe kadınlarda gelişim problemlerinin engellenmesi, alerjik reaksiyonların azaltılması, akut bağırsak problemlerinin tedavisi, kronik gastrit ve mide ülserleri hususunda etkili olduğunu gösteren araştırmalar mevcut. Bazı araştırmalarda kronik hepatit ve diğer rahatsızlıklara dair bilgiler de mevcut.

Cildi Korur

Şizandra doğal bir güzellik toniğidir ve cildi rüzgardan, güneşten, alerjik reaksiyonlardan, dermatit, çevresel stres ile toksin birikiminden korur. Uzun yıllardır cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Zihinsel Performansı Arttırır

Şizandranın en eski kullanımlarından bir tanesi, enerji seviyesinin arttırılması ve zihinsel berraklığın sağlanması. Rusya’da yüzyıllar önce, Nanai isimli topluluk, bu bitkiyi avlar ve uzun yolculuklardan önce alarak dinlenmeden yapılan bu zorlu eylemi daha kolay hale getirmiştir.

Şizandranın enerji düzeyini arttırması ise kafein gibi değildir çünkü o bir uyarıcı değildir. Kafein gibi stres hormonlarının salınımını değiştirip ve kan şekerini düzenlemez. Kafein bilhassa aşırı dozda sinirlilik, uykusuzluk ve çarpıntı problemlerine sebep olurken, şizandra bunun tam tersini yapar. Hatta yorgunluk ile savaşırken daha sakin olmanızı bile sağlar.

Bazı çalışmalarda, şizandranın nörolojik ve psikolojik bozukluklardan koruyucu etkisine de değiniliyor. Bunlar arasında depresyon, şizofreni, anksiyete, alkolizm ve hatta Alzheimer bulunuyor.

Cinsel Fonksiyonları Destekler

Şizandranın hormonal sağlık ve doğurganlık üzerindeki olumlu etkileri, libidoyu güçlendirir ve iktidarsızlık gibi sorunların üstesinden gelinmesini sağlar. Östrojen gibi hormonların üretimini olumlu etkilemesi, onun kemik oluşumu ve kemik mineral yoğunluğu üzerinde de etkili olmasını sağlar. Böylece yaşlı kadınların kemik erimesi problemlerine de bir çözüm olabilir.

Şizandra Nasıl Çalışır?

Şizandranın içerisindeki en önemli maddeler şu şekilde sıralanıyorlar:

  • şizandrin
  • deoksişizandrin
  • şizanheno
  • şizandrol
  • sesquicarene
  • citral
  • stigmasterol
  • C ve E vitaminleri

İçeriğinde bulunan bu maddeler sayesinde şizandranın merkezi ve sempatik sinir sistemi, endokrin sistemi, bağışıklık sistemi, solunum sistemi, kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi üzerindeki pozitif etkileri ortaya çıkabiliyor. Vücudun oksidatif stresini azaltabilmesi sayesinde neredeyse her hastalığın ortaya çıkışına da engel olabiliyor.

Bu antioksidan etki, kan hücrelerine de iyi geliyor, kasları yumuşatıyor ve faydalı yağ asitlerinin kan akışına geçişini sağlıyor ve ödemlerin biyolojik olarak metabolize edilmelerini sağlıyor. Böylece daha sağlıklı kan hücreleri, damarlar ve dolaşım mümkün hale geliyor. Şizandranın dayanıklılığı, hareketliliği, zihinsel performansı, doğurganlığı ve stres altında çalışma kapasitesini arttırmasının temelinde de bu bulunuyor.