Varis, sanki genellikle sadece yaşı ileri olanlarda ve aşırı kilolu olanlarda görülen bir problemmiş gibi algılanmakla birlikte, aslında toplumda pek çok kişinin mustarip olduğu bir sorundur. Hiç tahmin edemesek de, gençlerde, fit bir vücuda sahip olanlarda, kadın, erkek toplumda çok sayıda kişide varis problemi var. Buna paralel olarak da çok ilerlememişse ve şiddetli ağrıya sebep olmuyorsa varis, çoğunlukla bir problem olarak görülmemekte ve tedavi yoluna gidilmemektedir. Oysaki varis, bir dolaşım sorunundan kaynaklanmaktadır ve tedavi edilmesi gerekir.

Varis nedir?

Varis, kişinin toplardamarlarının deri altında mavi renkte, genişlemiş ve kıvrımlı hal almış bir şekilde görünmesidir. Varis hem estetik hem de medikal açıdan bir sorundur. İlk oluşum dönemlerinde kan damarlarının genişlemesi sonucu deride şişlikler görülmekle birlikte, varis bulgularının ve oluşumunun artması ile büyük damar paketleri meydana gelebilir. Zamanında müdahale edilmezse damar çatlamaları bile görülebilir.

Varis oluşmaya başladığı dönemde çoğunlukla görüntü açısından rahatsızlık verse de, estetik sorun olsa da, daha sonraları şiddetli ağrıya yol açabilir. Varislerin ilerlemesiyle toplardamar (venöz) yetmezlik oluşursa bacaklarda şişme ve hareket kısıtlılığı meydana gelir. Varisli damarlarda pıhtı oluşması durumunda ise “tromboflebit” sorunundan bahsedilir, varisli bacaklarda ağrı, şişlik ve kızarıklık oluşur.

Varis kimler daha sık görülür?

Varis, her yaştan herkeste görülebilmekle birlikte, genel olarak bakıldığında kadınlarda, erkeklere göre daha sık görülmekte ve ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı da artmaktadır.

Varis neden olur?

Toplardamarların genişleyip deri altında görünür bir hal alması olan varisin oluşumunda pek çok faktör etkendir. Varise sebep olan etkenler düşünüldüğünde; genetik özellikler, gebelik, aşırı kilo, uzun süreli ayakta kalmak, bazı iş kollarında çalışmak, kadın olmak, doğum kontrol hapları kullanmak, hormon tedavisi almak, çoğunlukla dar giysiler giymek, uzun süreli kabızlık ve ilerleyen yaş gibi faktörler ön plana çıkıyor.

Tıbbi açıdan bakıldığında ise varis, toplardamar kapakçığındaki yetmezlik sonucunda oluşmaktadır. Sürekli dolaşım halinde olması gereken kan, o bölgede geriye kaçar ve o alan göllenir. Bu birikme de damarda basınç artışına ve şişkinliğe sebep olur. Bu şişlikler zamanla damarda genişlemenin artmasına ve kıvrılmalar oluşmasına sebep olur. Varis, toplardamarların bulunduğu herhangi bir seviyede ortaya çıkabilir. Şöyle ki; kasıkta olabileceği gibi bacaklarda da toplardamar yetmezliği görülebilir. Bu varislere sebep olan etkenler bazen sadece bir toplardamara pıhtı atması da olabiliyor. Bu tür bir durumda tıkanan damarın gerisinde kan göllenmesi oluyor ve damar genişliyor.

Varis belirtileri nelerdir?

  • Genellikle bacaklarda  mavimsi, morumsu şişlikler,
  • Ağrı, sızı,
  • Bacaklarda ağırlık, şişlik, uyuşukluk ve kaşınma

Varis çeşitleri nelerdir?

Kılcal damar varisleri, retiküler varisler ve büyük toplardamar varisleri olmak üzere üç çeşit varis vardır. Bunlardan kılcal damar varisleri, telenjiektazi olarak adlandırılır ve bunlar genellikle kılcal damarların çatlaması ile oluşur. Örümcek ağı şeklinde görünümü olan kılcal damar varisleri gebelik ve hormon kullanımı döneminde sıkça görülür. Retiküler varisler çoğunlukla dizin arkasında ve ayak bileğinin çevresinde görülmekte, ciltten hafif kabarık ve mavi renkli olmaktadır. Büyük toplardamar varisleri ise kişinin bacaklarındaki safen ven adı verilen büyük toplardamarın yetmezliği ile oluşmaktadır. Çok kabarık ve yeşilimsi renktedir.

Varis ciddi bir sorun mudur?

Varisler, önceleri sadece görüntü açısından rahatsızlık verirken, ilerleyen dönemde bacakta şiddetli ağrı, toplardamarda iltihaplanma, varisin yırtılıp kanaması ve varisin içinde pıhtı oluşup akciğerlere pıhtı atması gibi sorunlar da yaşanabilir.

Varis nasıl tedavi edilir?

Çağımızda neredeyse toplumun yaklaşık yarısında görülen bu varis problemi, tıbbi ve teknolojik gelişmeler sayesinde yeni tanı ve tedavi yöntemleri ile çözülebilmektedir. Cerrahi ya da cerrahi dışı yöntemler ile varis tedavisi yapılabilmekte, başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Ancak her tedavi yöntemi her varis çeşidi için uygulanmazken, uygulanacak tedavi yöntemi ayrıntılı bir muayene sonucunda belirlenir. Varis tedavisinde varisli damarın çıkarılması en geleneksel yöntem olarak bilinir. Ancak bu yöntem günümüzün koşullarında hem zahmetlidir hem de hastanın iyileşmesi uzun sürer. Oysaki varisli damarın içine köpük vererek varisi düzeltmek (skleroterapi) çok daha kolaydır.

Skleroterapi nedir?

Kişinin görüntüsünde kozmetik sorunlara neden olan, deri altından mor ve yeşil renkle görülen varislerin tedavisinde günümüzde uygulanan en konforlu yöntem skleroterapidir. Skleroterapi, halk arasında iğne tedavisi olarak da bilinir.  Skleroterapi; yetmezlik olan damarın içine iğne ile girilerek ilaç verilmesi sonucunda damarı kapatma mantığına dayanan bir uygulamadır. Bu işlem sonrasında hastanın iyileşme sürecinin daha kısa olması için bandaj ve varis çorabı kullanımı önerilir.

Varisli damarın içine köpük, ilaç verilmesi işlemi olan skleroterapi; kan damarlarını, kan damarı hasarlarını ve lenfatik sistemdeki sorunları tedavi etmek için kullanılmaktadır. Skleroterapide damarları küçülten bir ilaç enjekte edilir. Tıkanıklıklar açılır.

Skleroterapi nasıl yapılır?

Skleroterapi öncesinde hazırlık aşamasında yetmezliği olan damarın tanısı konur. Bunun için detaylı bir fiziksel muayene, yüksek teknolojik özellikli renkli doppler ultrason ile varislerin yapısı ve hangi damar ya da damarlarda olduğu tespit edilir. Sonrasında skleroterapi uygulanabilecek varisler için uygun ortam, ilaç ve hasta hazırlanır.

Skleroterapide muayene ve tanı sürecinden sonra, köpük mü yoksa ilaç mı kullanılacağına karar verilir. Ardından hasta ve materyaller hazırlanır. Hastanın ihtiyacına ve doktorun taktirine göre köpük ya da ilaç verilerek damardaki sorunlar ortadan kaldırılır. Skleroterapi işlemi her damar için ortalama 15 – 45 dakika arasında sürer ve işlem sonrasında hastanın yaklaşık 10 gün varis çorabı giymesi gerekir. Bu işlemle varislerden tamamen kurtulabilmek için birkaç seans gerekebilir. Bunların yanında skleroterapi varis problemi olan tüm hastalara uygulanamaz, bir takım riskleri bulunmaktadır.

Skleroterapi hangi durumlarda risklidir?

  • Gebelik ve emzirme dönemlerinde,
  • Şeker hastaları, böbrek hastaları, karaciğer ya da akciğer hastalarında,
  • Arteriyal damarları sağlıksız olanlarda,
  • Bünyesi alerjik reaksiyonlar konusunda hassas olanlarda,
  • Damar tıkanıklığı olanlarda,
  • Kan sulandırıcı ilaç kullananlarda skleroterapi risklidir.

Lazerle varis tedavisi

Varisin lazerle tedavi edildiği teknikte hastanın damarının içine bir katater yerleştirilir ve lazer cihazı ile bir ışın gönderilerek sorunlu damar yakılır. Bu yöntemde sorunun tekrarlama riski daha düşüktür.

Radyofrekans ile varis tedavisi

Radyofrekansla varis tedavisinde bir katater yardımı ile radyo dalgaları sorunlu damarın içine gönderilir. Bu sırada o alanda ısı oluşur ve damar yakılır.  Radyofrekans ile varis tedavisinde sadece lokal anestezi uygulanır ve aynı gün hastaneden çıkabilir.

Varis nasıl önlenir?

  • Her gün düzenli olarak egzersiz yapılmalı, koşu, yürüyüş, bisiklet sürme, yüzme gibi egzersizler yaşamın bir parçası haline getirilmeli,
  • Uzun süreli ayakta durarak ya da oturarak çalışmamaya özen gösterilmeli,
  • Varsa fazla kilolar verilmeli, kilo kontrolü sağlanmalı,
  • Uzun süreli bacak bacak üstüne atılmamalı,
  • Sık sık sıkı ve dar giysiler giyilmemeli,
  • Rahat ayakkabılar giyilmeli, topuklu ayakkabılardan uzak durulmalı,
  • Kabız olmamak için bolca su içilmeli, yüksek lifli besinler tüketilmeli,
  • Uzun süreli ayakta kalınan günlerin akşamında bacakları havaya kaldırarak dinlenmeli,
  • Bacaklara masaj yapılmalı,
  • Uzun süre oturmayı gerektiren yolculuklarda sık sık kalkılmalı, bacaklar hareket ettirilmelidir.