Reçeli, marmeladı, pekmezi ve yaz tatlılarına kattığı yumuşacık aroma ile dut sevenler buraya gelsin. Tıpkı kiraz gibi, çilek gibi yemeye doyamadığımız, ama bir o kadar da kısa süre içinde bir görünüp bir kaybolan dut, da kısacık bir mevsime sahiptir. Bu çok lezzetli dut, neredeyse her yıl dallarından taşacak kadar çok meyve verir ve aslında insanlardan çok kuşları, böcekleri besler. Hem hiç kimsenin bir ağaç dolusu dutu toplama hevesinde olmayışı hem de dut ağaçlarının genellikle yol kenarlarına dikilmesi sonucu “gelen geçenin ağzı tatlansın” mantığı dolayısıyla dut daha çok ağaç diplerinde çürür, kurur. Oysaki faydaları tam olarak bilinseydi dutların bir tanesi bile yerlerde heba olmazdı, ister karadut olsun isterse beyaz ilaç niyetine evlerde, dolaplarda saklanırdı.

Dutun besin değerleri

100 gram dut;

  • 44 kalori,
  • 8,1 gram karbonhidrat,
  • 1,3 gram protein,
  • 1,5 gram lif,
  • 2 miligram sodyum,
  • 260 miligram potasyum,
  • 36 miligram kalsiyum,
  • 2 miligram A vitamini,
  • 10 miligram C vitamini,
  • 1, 6 miligram demir içeriyor.

Protein, A, C, E, K vitaminleri açısından çok zengin olan dut; pek çok meyve ile karşılaştırıldığında yüksek oranda kalsiyum, demir, folat, tiamin ve niasin içeriyor. Dut, hem bir lezzet hem de şifa kaynağıdır. Şöyle ki; antioksidanlar, A karoten, B karoten, antosiyanin, flavonoidler, lutein, zea- ksantin içeren dut, tüm vücut sağlığını korumaya yardımcıdır. Bu bağlamda pek çok hastalığın ve özellikle de iltihap, enfeksiyon kaynaklı hastalıkların önlenmesinde düzenli olarak taze ya da kuru dut tüketiminin faydası vardır. Bununla birlikte antioksidanlar bakımından zengin olması dutu kanser karşıtı, kanı temizleyici, kan pıhtılaşmasını önleyici bir besin haline getirmiştir. Aslında dutun faydalarından bahsedersek özetlemek adına tüm vücut sağlığını koruduğundan bahsedebiliriz. Zira düzenli olarak dut tüketimi saçlardan ayak tırnaklarına kadar iç ve dış her bir organımıza yarar sağlar.   

Rengarenk dutlar

Dut, ılıman iklim seven bir meyve olduğu için çok şanslıyız. Çünkü ülkemiz de ılıman iklimin etkisinde olduğu için neredeyse her bir köşede dut ağacı görmek mümkün. Asya, Afrika ve Amerika kıtalarına yayılmış olan dut, ülkemizde genellikle siyaha yakın bir bordo ya da beyaz renkte yetişirken, tüm dünyada mavi, siyah, yeşil, kırmızı, beyaz gibi daha farklı renklerde de görülür.

Tazesi, kurusuyla dut tadı bir başka!

Dut neredeyse bir ay içinde meyve verip ardından toplanmamış olursa ağaç diplerinde çürüyüp giden bir meyve. Fakat hiçbir emek, bakım istemeden büyüyen, kilolarca meyve veren bu dut ağacının kıymetini bilelim. Taze iken doya doya dut yiyelim, geri kalan yiyemediklerimizi de mutlaka kurutup saklayalım.

Taze dutu, meyve olarak yiyoruz, çok az su ile kaynatıp komposto yapıyoruz, reçel ve marmelat olarak pişirip tüm yıl boyu tüketebiliyoruz.

Kuru dut ise çok daha dayanıklıdır, saklaması çok kolaydır. Kışın akşamları badem, fıstık gibi çerezlere karıştırılarak yenir. Gündüz açlık hissettiğimizde sağlıksız bir şeylere yönelmeyelim diye işyerine, okula minik bir kavanoz içinde götürülür. Özellikle bademle karıştırılarak tüketildiğinde eşsiz bir lezzet, müthiş doyurucu bir atıştırmalık olur hem de enerji verir. Başka bir sağlıklı öğün olarak da sabahları kahvaltılık gevrek ve süt karışımından tüketmeyi seviyorsanız bence kendi kahvaltılığınızı kendiniz hazırlayın. Hem de kuru dut ile! Şöyle ki; yarım kase sütün içine 2 tane kuru kayısı, 1 tane kuru incir, 1 yemek kaşığı kuru dut, iri doğranmış 1 yemek kaşığı da badem ya da ceviz koyup karıştırın. İşte size doyurucu, besleyici, uzun süre tok tutan ve enerji veren sağlıklı, doğal bir kahvaltı.

Dut, kanser karşıtı bir meyvedir!

Dut, tam bir antioksidan deposudur. Bu da demek oluyor ki, bol bol dut yiyerek vücudumuzda oluşması muhtemel serbest radikallerin önünü kapatabilir, var olanlarla da savaşabiliriz. Zira serbest radikaller bizim hücrelerimize hasar veriyor, yaşlanmamıza ve özellikle de vücutta kanserli hücre oluşumuna yol açıyor. Özellikle prostat ve kolon kanserini önlemede, kanserli hücre oluşumunu yavaşlatmada duttan faydalanmak gerekiyor.

Dut; kan yapar, kanı temizler, pıhtılaşmasını önler!

Dut, kan dostu bir meyve olarak tanımlanabilir. Çünkü düzenli olarak dut tüketimi; kan üretimimizin artmasına, kanımızın temizlenmesine, kan basıncımızın dengede kalmasına ve kan akışının da normal seviyede ilerlemesine yardımcı olur. Şöyle ki, kan dolaşımının hızlanması için kan basıncının sağlıklı seviyelerde kalması gerekiyor. Dut da, kan akışının düzenlenmesinde, dengelenmesinde yarattığı olumlu etki ile de değerli bir meyvedir. Özellikle Çin tıbbında kan ile ilgili, kandan kaynaklı tüm sorunların tedavisinde taze ya da kuru duttan faydalanılır. Dutun kanı temizleme özelliği göz önünde bulundurularak özellikle sigara ve alkol tüketen kişilerin yaz, kış bol bol dut tüketmeleri öneriliyor. İşte tüm bu şekilde kanı temizleyen, kan üretimini destekleyen, kan dolaşımını normalleştiren dut, elbette ki kalp ve damar sağlığı için de çok önemlidir.

Dut, kalp ve damar hastalıklarını önler!

Kalp ve damar hastalıklarının pek çoğu aslında kan değerlerindeki olumsuzluklardan kaynaklanmaktadır. İşte kansızlık, kanın kirlenmesi, kan basıncının düşüklüğü, kanın pıhtılaşması gibi sorunlar, düzenli olarak dut tüketimiyle önlenebiliyor. Tam da bu bağlamda kalp ve damar hastalıkları riski de dut tüketimiyle en aza indirilebiliyor.

Dut, gözleri korur!

A vitamini içeren besinlerin gözlerin, görme yeteneğinin dostu olduğunu hepimiz biliyoruz. Dut da A vitamini bakımından zengin olduğu için görme yetimizi geliştirir, görme kayıplarını önler. Görme kaybına sebep olan serbest radikaller dut sayesinde yok edilir. Bu bakımdan özellikle uzun süre kitap okuyan, bilgisayar ya da telefon ekranına bakanların günde bir bardak dut duyu içmeleri veya dut tüketmeleri öneriliyor. Göz yorgunluğu, görme kayıpları, retina dejenerasyonu düzenli olarak dut ya da dut suru tüketimiyle önlenebilir.

Dut, cilde dosttur!

Dut, tıpkı çilek gibi antioksidan içeriği çok yoğun olan bir meyvedir ve dolayısıyla da cilt sağlığı için çok önemlidir. Antioksidanlar cildin yaşlanmasını, cilt hücrelerinin hasar görmesini engellerler, cilt hücrelerinin çok daha hızlı bir şekilde yenilenmesini sağlarlar. Düzenli olarak dut tüketenlerin cildi nemini korur, cildin kuruması, kırışması önlenmiş olur.

Dut, saç sağlığını destekler!

Cilt sağlığı için faydalı olan diğer tüm doğal kaynaklar gibi dut da ciltle birlikte saç sağlığını da koruyor. Saçların dökülmesi, kırılması ve yıpranmasının en önemli sebebi olan sağlıksız saç derisi dut tüketimiyle iyileştirilebilir. Dut sayesinde nemlene, canlanan saç derisinden yeni ve canlı saçlar çıkar, dutun içeriğindeki antioksidanlar saç derisinde hücre yenilenmesini hızlandırır, yeni saç oluşumunu da destekler.

Dut tüketecek olanlara öneriler

  • Dut, şekerli bir meyve olduğundan çok aşırı tüketilmemesi, günde 1 çay bardağını geçmeyecek kadar tüketilmesi önerilir.
  • Dutun, yiyerek tüketilmesi cildimiz için faydalıyken, cilde direkt olarak sürülmesi, uygulanması bazı alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor.
  • Kemoterapi tedavisi gören hastaların dut tüketiminin tedavinin etkilerini yavaşlatabileceği düşünülmektedir.
  • Dut, vücuda yeme, içme yoluyla aldığımız karbonhidratın emilimini yavaşlatabilmektedir.
  • Dutun kan şekerini düşürücü özelliği vardır. Bu bakımdan kan şekeri yüksekliğinden şikayet edenlerin her gün bir avuç dut tüketmeleri faydalıyken, kan şekeri düşüklüğü sorunu olanların dut tüketmemeleri daha doğru olacaktır.
  • Dutun potasyum içeriği çok güçlüdür. Bu bakımdan böbrek hastalarına, safra kesesinde rahatsızlık olanlara dut tüketimi önerilmiyor.