Yeni bir ilişkinin heyecanı bittiği zaman, çoğu kişi için günlük yaşamın angaryaları devreye girer. Peki ateşi nasıl canlı tutmalı?
Cinsel ilişki çoğu romantik ilişki için anahtar noktalardan bir tanesi. Hatta Medical News Today’de yayınlanan bir makalede, yeni evlenen çiftlerin cinsellikten sonra 2 güne kadar yaşadıkları tatmin duygusu, evlilikten alınan tatmini de daha iyi hale getiriyor.

Ancak yeni bir çalışma, partnerleri ile son 1 yılı birlikte geçiren kadınların %34’ünün, erkeklerin ise %15’inin cinsel ilişkiye dair ilgilerini kaybettiklerini gösteriyor.

Cinsel isteği etkileyebilen pek çok faktör var.

Ne Kadar Cinsel İlişki Yeterli?

2016 yılında Kanada’daki Toronto Üniversitesi Psikoloji Departmanı’nda doktora görevlisi olan Amy Muise tarafından yayınlanan çalışmada, insanların daha çok cinsellik yaşadıkça daha mutlu olduklarını kanıtlayacak bol miktarda bilgi var.

Ancak Dr. Muise, insanların sahip olduğu hayli yoğun ve meşgul hayat içerisinde “mümkün olduğunca sık” cinselliğin istenen etkiyi yaratıp yaratmadığını sorguluyor.

Daha sık cinsel ilişki konusundaki baskı mutluluğun önüne mi geçiyor?

Dr. Muise cinselliğin tekrar sıklığı ve mutluluk arasında net bir ilişki olduğunu belirtiyor. Kendisi haftada bir veya daha fazla cinsellik yaşayan çiftlerin daha mutlu olduklarını keşfetmiş.

Ancak çalışmaya katılan katılımcılarda, haftada bir kaç defa seks yapanlar, haftada bir defa yapanlardan daha mutlu çıkmamışlar.

Bu sonuçlar kadınlar, yaşlı katılımcılar ve cinsel ilişki ihtimalinin düştüğü uzun vadeli ilişkilerin dahil olduğu romantik ilişki içerisindeki bireyler için geçerliler.

İlginç şekilde, cinsellik kişinin mutluluğuna gelir düzeyinden daha fazla etki etmiş. Eğer cinsellik bizi mutlu ediyorsa, neden pek çok kişi ona olan ilgisini kaybediyor?

Kimler Cinselliğe İlgiyi Kaybediyor?

Uzun vadeli ilişki içerisinde olmanın, kadın olmanın ve artan yaşın cinsel sıklıkta düşmeye sebep olduğunu gösteren çok sayıda kanıt var.

MNT tarafından yayınlanan raporda kadınların cinsel isteğinin uzun vadeli ilişkilerde azaldığı belirtiliyor. Ancak 7 yıl süren çalışmada, özellikle aynı ilişki içerisinde olanlarda orgazma ulaşma kabiliyeti de artmış.

Yani kadınlar için aynı partner ile kalmak, daha iyi orgazm ancak cinselliğe dair ilginin azalması anlamına geliyor.

BMJ Open tarafından yayınlanan yeni bir çalışmada ise ilişkilerde kadınların cinsel isteklerinin düştüğünü gösteren kanıtlar var.
İngiltere’deki Southampton Üniversitesi Cinsel Sağlık Araştırma Merkezi’nde görevli olan Prof. Cynthia Graham, partnerleri ile en az 1 yıl yaşayan kadınların %34’ünün cinselliğe ilgisinin azaldığını belirtiyor ancak erkeklerde bu oran %15 civarında.

En Büyük Sebepler

Prof. Graham, çalışmasında cinsel isteğin düşüşü ile alakalı bir kaç faktör tespit etmiş.

Kadınlar için genç çocuklara sahip olmak, geçen seneyi hamile olarak geçirmek, partneri ile birlikte yaşamak, uzun ilişki içerisinde olmak, aynı cinsel istek düzeyine sahip olmamak ve aynı cinsel tercihlere sahip olmamak bu faktörler arasındaymış.

Her iki cinsiyet için de sağlık problemleri (depresyon dahil), cinsellikte partnere yakın hissetmeme, ilişkide mutsuzluk ve ilgilenilen miktardan daha az cinsellik yaşamak cinsel ilişkiye dair ilginin azalmasına sebep olmuş.

Yaş ise bir diğer faktör. Erkeklerde cinselliğe ilginin en çok düştüğü yaş 35-44 olurken, kadınlarda ise 55-64 arası.

Almanya’daki Bochum Üniversitesi Zihinsel Sağlık Araştırma ve Tedavi Merkezi’nde görev yapan Julia Velten, kadınların erkeklerden cinselliği başlatma adımları beklediklerini ve bunun da onların cinsel tatmini üzerinde negatif etkilerinin olduğunu belirtiyor.

Cinsel istek uyuşmazlığı, yani gerçek ve istenen cinsellik sıklığı arasındaki farkın da hem kadınlar hem de erkeklerde negatif bir faktör olduğu belirtiliyor.

Cinsel fonksiyon da Dr. Velten’in çalışmalarında çiftlerde rol oynamış. Erkekler partnerlerinin uyarılma eksiği gibi cinsel fonksiyon eksikliklerinden etkilenmişler. Kadınlar ise erkeklerin iktidarsızlık gibi kendi cinsel problemlerine dair huzursuzluklarından daha fazla etkilenmişler.

Mastürbasyonun Bu Noktadaki Etkisi

Prag’daki Charles Üniversitesi Genel Antropoloji Bölümü’nden Katerina Klapilova, kadınlar için mastürbasyonun cinsel tatmini negatif yönde etkilediğini keşfetmiş.

Ancak mastürbasyon bu çiftlerde erkeklerde bir etki yaratmamış.

Prof. Graham yakın zamanda mastürbasyon yapan erkeklerin cinselliğe dair daha az ilgi duyduklarını belirtirken, mastürbasyon kadınların cinsel isteğinde bir fark yaratmamış. Ayrıca erkek ve kadınlarda mastürbasyon sıklığına dair faktörlerde cinsiyete bağlı ciddi farklılıklar bulunmuş.

Graham şöyle diyor: “erkekler partnerleriyle daha az cinsellik yaşadıklarında daha sık mastürbasyon yapıyorlar, kadınlarda ise tam tersi geçerli.”

Çalışma için yapılan görüşmelerden 7 gün öncesine dair yapılan değerlendirmelerde, erkeklerin %51.7’si, kadınların ise %17.8’i bu dönemde mastürbasyon yapmış. Bu da onun pek çok ilişkide önemli bir faktör olduğunu gösteriyor.

Ancak mastürbasyonun uzun vadeli cinsel tatmine nasıl bir etkisinin olduğu henüz araştırma safhasında.

Erkek ve kadınların ciddi bir kısmı cinsel tatmin ve ilgide düşüş belirtirken, bu ateşi canlı tutmak için bir sır var mı?

Cinsel Tatminin Sırrı

Dr. Klapilova’nın çalışmasında, hem erkeklerde hem de kadınlarda penis-vajina ilişkisi ile vajinal orgazma ulaşabilme sıklığının cinsel tatmin ile ilgili olduğu tespit edilmiş. Doktora göre vajinal orgazm daha kaliteli yakın ilişkinin sürdürülmesinde özel bir rol oynuyor.

Dr. Muise ile birlikte çalışan Anik Debrot, bağlılık ve cinsel aktivite arasındaki ilişkiyi araştırmış. Yaptığı çalışmada, cinsellik sırasında insanların sadece yakın bir bağ aramadıklarını, aynı zamanda ilişki sırasında ve sonrasında daha fazla bağlılık deneyimlediklerini belirtiyor.

Yani romantik ilişkilerde seks, insanların partnerleri ile daha güçlü bağlar deneyimledikleri anlamlı bir yol haline geliyor.
Dolayısıyla hissedilen duygusal faydalardan dolayı romantik ilişkilerde cinsellik hayli önemli.

Zamanın Etkisi

Bloomington’daki Indiana Üniversitesi Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü’nden Profesör Julia Heiman, beş ülkede 1000 çifti incelemiş.

Çiftlerin ilişkilerinin süresi 1 ile 51 yıl arasında değişiyormuş ve yarısının ilişkisi 25 yıldır devam ediyormuş.

Dr. Heiman, çalışmadaki kadınların erkeklerden daha fazla cinsel tatmin elde ettiklerini, erkeklerin ise ilişkiye dair tatminlerinin daha yüksek olduğunu belirtiyor. Özellikle partnerlerinin orgazmına değer veren erkekler ilişkilerinde daha fazla mutluluk elde etmişler.

İlişkinin başlarında %40 civarında olan kadınların cinsel tatmini, 40 yıl partnerleri ile birlikte oldukltan sonra %86 civarına yükselmiş.

Bu çalışmalarda penis-vajina cinselliğinin, bağlılığın ve ilişkide geçirilen zamanın mutlu cinsel hayat için önemli olduğu sonucu çıkmış. Ancak bir faktör daha var: açık iletişim.

Cinsellik Hakkında Konuşmak

Dr. Velten’in çalışmasında, cinsel istekler ve sıklık hakkında açık iletişim katılımcıların cinsel kalitesi üzerinde pozitif etki yaratmış.

Benzer şekilde, Prof. Graham’ın çalışmasındaki katılımcılarda, cinsellik hakkında daha açık konuşabilenlerin cinselliğe ilgilerinin daha yüksek olduğu görülmüş. Bu da cinselliğe dair açık iletişimin, ilişki içerisindeki cinsel ilgiyi canlı tutabilimek için en önemli şeylerden birisi olduğunu gösteriyor.

Cinsel istekler ve tercihler doğaları gereki kişisel ve bireyseldirler. Bu konudaki araştırmalar hayli karmaşıklar ve çalışmalar trendler ile ilişkiler sunsalar da, bireylerin cinsel tatminlerinin sebeplerini tek tek ayırt etmeye yardımcı olamıyorlar.

Cynthia Graham bu konuda şunları söylüyor: “Uzun vadeli cinsel tatmin için bir “sır” olduğunu düşünmüyorum. İnsan cinselliği bu bilgiyi sağlayabilmek için çok farklı ve ‘akışkan’. Ancak partnerle cinsellik hakkında açık iletişim içerisinde olmak cinsel problemlerin gelişiminin önlenmesini sağlayabilir.”

Seks hakkında konuşmak iyi bir başlangıç noktası olabilir. Günlük hayatın zorluklarının arasında cinselliği bu yönüyle hayata katmak zor olabilir ancak bağlılık ve zaman da bu konuda yardımcı oluyor.