Pek çok insan gönüllülüğün yapılması gereken doğru şey olduğunu biliyor. Ancak faydalarını birinci elden görene kadar vermenin sağlığım üzerindeki etkilerini gerçek anlamda fark edemedim.

Dört yıl önce bir dönüm noktasındaydım: üniversitede ikinci yılıma başlamak üzereydim ancak doğru yolda olup olmadığımı veya gerçekte ne yapmak istediğimi bilmiyordum. Ayrıca yaz tatilindeydim ve elimde normalde olduğundan daha fazla zaman vardı. Bu nedenle kendimi biraz kaybolmuş hissettim ve yaşamımda daha büyük bir anlam aramaya başladım.

Böylece gönüllü olmaya karar verdim.

Sosyal hizmetler benim için çok yeni bir konsept değildi. Ders programının bir parçası olarak ortaokul ve lisede sosyal hizmetlerde görev aldım ve bu nedenle geçmişte bol bol gönüllülük yapma fırsatım oldu. Çocuklarla çalışmak işin en önemli noktasıydı: Çeşitli okul öncesi ve anaokulu dönemi çocukları ile çalıştım ve on birinci sınıfa geldiğimde Uruguay’daki anaokulu öğrencilerine İngilizce bile öğretme fırsatı yakaladım.

Bu deneyimlerin her birini çok sevdim ve çocuklarla çalışmaya devam etmek istediğimi biliyordum. Bu nedenle internette dolaştım ve hayli agresif şekilde çocuklar için gönüllülük konusunu aradım. İlk olarak bir kaç tane uygun olmayan fırsat gördüm. Çocuklarla matematik oyunları oynamak (dürüst olmak gerekirse muhtemelen onlardan daha çok şey öğrenirdim, matematiğim iyi değildir) ve yaşlılara ve İngilizce öğrenenlere bilgisayar yetenekleri öğretmek gibi bazı fırsatlar vardı. Ancak bunların hiç biri düzenli programlar değildi veya yapmak istediğim şey değillerdi ve bu nedenle bakınmaya devam ettim.

Sonra bir gün Google’da arama yaparken, 826NYC adında kar amaçlı olmayan bir kurumu buldum ve bu kurum öğrencileri okuldan sonraki dersler ve yaratıcı çalıştaylarda yazma yetenekleri için destekliyordu. Sonunda aradığım gönüllülük fırsatı gerçek oluyordu.

Bir kaç hafta içerisinde oryantasyona katıldım ve öğretmeye başladım. Bir kaç ay içerisinde okul içi programlarda gönüllüydüm ve dört sene sonra hala öğretiyorum ve şimdi Gönüllüler Komitesi ve organizasyon yönetim kurulunda hizmet ediyorum.

Söylemesi gereksiz ancak gönüllülük bende hem içeriden hem de dışarıdan pozitif bir etki yarattı. Gönüllü olmaya başlamadan önce kayıp ve yalnız hissediyordum. Gönüllülüğe başladığımda tekrar bir amaç duygusu kazandım ve başkalarına karşı daha bağlı hissetmeye başladım. Araştırmalara göre gönüllülük, katılımcıların sosyal ağlarını güçlendiriyor. Ve şunun kesinlikle doğru olduğunu keşfettim: Gönüllülük deneyimlerimde sayısız arkadaş edindim ve hala ediniyorum! Bir organizasyon ile düzenli olarak çalışmak daha güçlü bir topluluk hissi veriyor.

Bugünlerde çok daha az boş zamanım olsa da, gönüllülük yaşamımın çok önemli bir parçası. Hatta daha önce bir yönetici iş görüşmesinde iş dışındaki yaşamımın en önemli parçasının ne olduğunu sordu. Özellikle iki şeyden bahsettim: yazmak ve çizmek gibi sanat işleri ve gönüllülük. Gönüllü olmanın ve 826NYC ile ilişkimi korumanın benim için çok büyük bir öncelik olduğundan bahsettim ve süpervizörüm de bunu tamamen anlayışla karşıladı. Ve şimdi daha verimli bir çalışanım, zamanımı daha iyi yönetiyorum ve daha insan hissediyorum ve bunların hepsi gönüllülük sayesinde oldu.