Beyin Yaşlanır mı?

Beyin yaşlanması bir dereceye kadar kaçınılmaz, ancak kesin belirtileri yoktur; herkese ve her beyne farklı şekilde etki eder. Beynin yaşlanmasını yavaşlatmak ya da tamamen durdurmak ebedi gençliği elde etmek için en büyük iksir olacaktır. Beyin yaşlanması, kabul etmemiz gereken kaygan bir eğim midir? Veya yaşlanma oranını düşürmek için atabileceğimiz adımlar var mı?

Beyin Hakkında Genel Bilgiler

İnsan beyni ağırlık olarak yaklaşık 3 kilogram’dır. Trilyonlarca sinapsla(bağlantıyla) birbirine bağlanmış yaklaşık 100 milyar nöron ile; inanılmaz bir mühendislik dehasıdır. Hayat boyu beynimiz vücudumuzun diğer herhangi bir bölümünden daha fazla değişir. Beyin, gebeliğin üçüncü haftasında oluşmaya başladığı andan itibaren, kompleks yapıları ve işlevleri değişiyor; ağlar ve yollar birbirine bağlanıyor ve kesişiyor.
Hayatın ilk birkaç yılında, bir çocuğun beyni saniyede 1 milyondan fazla yeni sinirsel bağlantı oluşturur. Beyin büyüklüğü anaokulunda dört kat artar ve 6 yaşına gelindiğinde yetişkin hacminin yaklaşık yüzde 90’ına ulaşır .

Normal Beyin Yaşlanması

Yaşlandıkça, beyin dahil tüm vücut sistemlerimiz yavaş yavaş eskimeye başlar ve zihin kaybı yaşanır. Yaşlı bireyler; hafıza kaybı ve Alzheimer hastalığı arasındaki bağlantı nedeniyle hafıza kaygılarından genellikle endişe duyuyorlar . Bununla birlikte, Alzheimer ve diğer demanslar(bunama) normal yaşlanma sürecinin bir parçası değildir. Normal yaşlanma hızında ortaya çıkan bazı hafıza sorunları:

• Yeni bir şeyi öğrenmekte zorluk: Belleğe yeni bilgiler eklemek zorlaşmaya başlar.
• Yavaş idrak: Bellek aynı anda birden fazla şeyi yapmak ve dinleyip, anlamak için yetmez.
• İsimleri ve numaraları hatırlamamak: İsimlerin ve sayıların hatırlanmasına yardımcı olan stratejik bellek, 20 yaşından itibaren kademeli olarak azalmaya başlar.
• Randevuları hatırlama: Kişi bilgileri, hatırlamak için ipuçları olmadan, güvenli bir şekilde hafızasına kaydedebilir, ancak hafızasını zorlamadığı müddetçe hatırlayamaz.

Yaşlanırken Beyinde Neler Değişir?

Beyin Kütlesi: 60’lı yaşlardan itibaren beynin ön lobunda(frontal) ve Hipokampus’ta(beyinde bir bölge) küçülme başlar. Bu alanlar; yüksek bişisel işlev ve yeni anıları kodlayan bölümlerdir.
Kortikal yoğunluk: Azalan sinaptik(sinir bağlantıları) bağlantılar nedeniyle beyindeki dışa dönük yüzey incelir. Daha az bağlantı, daha yavaş bilişsel işleme katkıda bulunabilir.
Beyaz madde: Beyaz madde Myelin’li sinir liflerinden oluşur ve bu sinir lifleri sistemlere bağlanır ve beyin hücreleri arasındaki sinir sinyallerini taşır. Myelin’in yaşla birlikte küçülmesi sonucunda; anlamlandırma ve bilişsel işlevin düştüğü düşünülmektedir. (Myelin: Sinir hücresini çevreler.)
Nörotransmitter sistemleri: Araştırmacılar beynin yaşlanmayla birlikte; daha az kimyasal haberciler ürettiğini ve bunun, bilişin ve hafızanın azalmasında ve depresyonun artmasında rol oynayabilecek dopamin, asetilkolin, serotonin ve norepinefrin aktivitesinde düşüşe yol açtığını söylemektedir.

Kök Hücre Tedavisi Yaşlanmayı Yavaşlatır mı?

Son zamanlarda, New York’taki Albert Einstein Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, fareler üzerinde yapılan bir araştırmada; Hipotalamus’daki kök hücrelerin yaşlanmanın vücutta ne kadar hızlı yaşanacağını kontrol ettiğini ortaya koydu. Araştırmacılar; hipotalamik sinir kök hücrelerinin sayısının hayvan ömrü boyunca doğal olarak düşüş gösterdiğini ve bu düşmenin yaşlanmayı hızlandırdığını belirtti. Ancak bu kayıpların etkilerinin geri dönüşsüz olmadığını da keşfettiler. Bu kök hücreleri veya ürettikleri molekülleri yenileyerek vücuttaki yaşlanmayı, çeşitli yönlerden yavaşlatmak ve hatta tersine çevirmek mümkün bulundu.

Kök hücreleri yok edilmiş normal yaşlı farelerin ve orta yaşlı farelerin beyinlerine hipotalamik kök hücrelerin enjekte edilmesi, yaşlanma belirtileri yavaşlattı veya yaşlanma belirtilerini tersine çevirdi. Araştırmacılar, bunun yaşlanmayı yavaşlatmanın ve potansiyel olarak yaşla ilgili hastalıkların tedavisinde ilk adım olduğunu söylüyorlar.

Beynin Yavaş Yaşlanmasına Yardımcı Olan Yöntemler Var mı?

Beyin yaşlanmasını hızlandıran faktörler keşfedildi. Örneğin; orta yaşta obezite, beyin yaşlanmasını yaklaşık 10 yıl kadar hızlandırabilir. Ayrıca hem şeker hem de diyet çeşitleri, beyin yaşı ile ilişkili olup; daha küçük genel beyin hacmi, epizodik hafıza yoksunluğu ve büzülmüş bir hipokampüs ile ilişkili bulundu. Kanıtların giderek artmasıyla, biliş ve hafızada en az düşüş yaşayan insanların ortak bazı özellikleri belirlendi:

• Düzenli fiziksel aktiviteye katılmak
• Entelektüel ve teşvik edici faaliyetleri takip etmek
• Sosyal olarak aktif kalma
• Stres yönetimi
• Sağlıklı beslenme
• İyi uyumak

Düzenli Egzersiz Yaşlanmayı Yavaşlatıyor

Yaşla ilişkili zihinsel düşüşü engellemek için ömrünüzü uzatabilecek bir müdahale, egzersizdir. Haftada birkaç gün, 45 dakikalık setlerle aerobik ve kardiyovasküler egzersiz yapmanın, 50 yaş ve üzerindeki kişilerde beyin gücünü artırdığı bilinmektedir. Benzer şekilde, Miami Üniversitesi’nden yapılan diğer araştırmalarda, 50 yaşın üstünde bulunan ve hiç egzersiz yapmayan bireylerin, 5 yıl içinde hafıza ve düşünme becerilerinde düşüş yaşanırken, orta veya yüksek yoğunluklu egzersiz yapan 50 yaşın üstündeki kişilerin beyin yaşlanmasında 10 yıllık bir gerileme gözlemlenmiştir. Dansın yaşlıların beyninde yaşlanma karşıtı bir etkisi olduğu da gösterildi; düzenli egzersiz, beyin yaşlanmasının belirtilerini tersine çevirirken en derin etkinin dans eden insanlarda görüldüğü belirlendi.

Bir Enstrüman Çalmak Beyninize İyi Gelebilir

Kanada’daki bir araştırma merkezine göre; bir müzik aleti çalmanın yaşlı kişilerin bilişsel düşüşleri önlemesine ve dinleme becerilerini korumasına yardımcı olabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, bir müzik aleti üzerinde ses çalmayı öğrenmenin; beyin dalgalarını, bir kişinin dinleme ve işitme becerilerini geliştirecek şekilde değiştirdiğini keşfetti. Beyin aktivitesindeki değişimin, beynin kişinin görevlerini yerine getirebilmesini engelleyebilecek hastalık veya yaralanmalarını telafi edebileceği keşfedildi.
Müzik yapmak; işitme, motor ve algılama sistemleri gibi birçok beyin sisteminin birlikte çalışmasını gerektirir. Bu çalışma sonucunda ortaya çıkan beyindeki doğrudan değişimler; müzik yaratma eyleminin beyin faaliyetinde güçlü bir değişikliğe yol açtığını gösterdi.

Düzenli Beslenme Yaşlanmayı Önlüyor

Beyin sağlığının önemli bir bileşeni diyettir. Son araştırmalar , kandaki omega-3 ve omega-6 yağ asitlerini, sağlıklı beyin yaşlanmasına bağladı. Bir başka çalışmada, Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı olan yaşlı erişkinlerde hafıza güçlüğü riskinin düşük olduğu tespit edildi.

Yeşil yapraklı sebzelerde bulunan “Lutein” isimli bir maddenin yaşlanmayı geciktirdiği biliniyor. Lutein; kara lahana, ıspanak, brokoli ve brüksel lahanasında bol bulunur.

İnsanlar yaşlandıkça tipik bir düşüş yaşıyorlar ancak araştırmalar bu sürecin beklenenden daha erken başlayabileceğini gösteriyor. İnsanların lutein bakımından zengin yiyecekleri yaşamlarının bir noktasında tüketmeye başlaması gerekiyor.

Yaşlanmakta olan beyin konusunda akılda hala cevaplanmamış bir ton soru olmasına karşılık, araştırmalara bakılırsa yaşam boyu bilişsel işlevlerimize ve hafızamıza ne olduğunu anlama hususunda ilerleme kaydediyoruz ve yaşam kalitemizi artırmak için zihinsel yeteneklerimizi korumanın yeni yollarını keşfetmeye devam ediyoruz.