Maya basit bir mantar değildir, aynı zamanda yaşlanma hakkında bilgi de sağlayabilir.

Yakın bir zamanda Concordia’lı bilim adamları tarafından yapılan bir araştırma, maya mutantlarının yaşlanma sürecinin sırlarına ışık tuttuğunu göstermektedir. İki çalışma, uzun yaşamı kısaltan mekanizmaları belirlemiştir. Bu mekanizmalar, sağlığı arttırmak ve insan hayatını uzatmak için doğal kimyasallar tarafından hedef alınabilir.

Mayanın Şaşırtıcı Gücü

Çoğu insan mayayı, birkaç amaç için kullanılan bir mantar olarak düşünür. Ancak maya, insanların nasıl yaşlandığı konusunda değerli bilgiler sunar. Maya hücrelerindeki yaşlanma, tıpkı insanlardaki gibi, düzenli yıpranma ve bozulmanın da ötesindedir. Ayrıca, yaşlanma belirli bir gen seti tarafından uyarılan aktif bir süreç tarafından belirlenir. Bu genlerden bazıları yaşlanmayı engellerken, diğerleri hızlandırır. Okulun Fen Edebiyat Fakültesi’nde biyoloji profesörü olan Vladimir Titorenko’nun da bulunduğu Concordia’lı araştırmacılar, bunların insanlar için ne anlama geldiğini belirlemek amacıyla bu genlerin yavaşlama ve hızlanma özelliklerini araştırdı.

Araştırma

Titorenko ve araştırmacı arkadaşları, mayayı litokolik aside maruz bıraktı. Önceki bir çalışma bu doğal molekülün yaşlanmayı geciktirdiğini bulmuştur. Bu molekülün kullanımı araştırma grubunun “asırlık maya” olarak ifade ettiği uzun ömürlü maya mutantlarını meydana getirdi. Bu mutantlar normal olanlardan beş kat daha uzun bir süre dayandı. Bu, maya mutantlarının mitokondriyasının normal mayaya göre daha fazla oksijen elde etmesi ve daha fazla enerji üretmesi gerçeğine bağlanabilir. Mitokondri, hücrenin enerji üretimi ve solunumundan sorumlu bölümüdür. Ayrıca asırlık mayaların, yaşlanmaya sebep olan bir süreç olan oksidatif hasara karşı karşılaştırılabilir bir biçimde dirençli olduğunu da belirtmek gerekir.

Sonuçlar

Titorenko’ya göre kendi grubu, yaşam süresine sınırlamalar koyan genetik mekanizmaların varlığı konusunda reddedilemez kanıt sağlayan bir ilktir. Doğal bir ortamda üretilen litokolik asit, mayanın yaşlanmasını geciktirmez. Buna rağmen, uzun bir zaman zarfında yaşlanan mayanın gelişimini zorlayabilir.

Bulguların Önemi

Aşırı yaşlanmış maya mutantlarının üretimi ve Titorenko’nun onları normal mayadan ayrı olarak kültürlediği gerçeği, asırlık mayaların asırlık olmayanlarla aynı verimlilikle çoğaldığının ve ürediğinin kanıtıdır. Bu, programlanmış yaşlanma teorilerinin değerini doğrulamaktadır. Bu tür bulgular, özellikle Titorenko ve araştırmacı arkadaşlarının bakış açısı yönünden oldukça önemlidir. Bulgular, mayanın yanı sıra insanlar için de anlamlıdır.

Titorenko, aktif mekanizmaların tüm organizmaların yaşam süresini sınırladığını ispatlayabildi. Bu, yaşam süresini sınırlayan mekanizmaların var olduğunu ispatlayan ve bu mekanizmaların sağlığı geliştirmek ve yaşlanmayı geciktirmek için doğal moleküller tarafından etkin bir şekilde manipüle edilebilir olduğunun ilk deneysel kanıtıdır.

Buradan Nereye Varıyoruz

Bir sonraki adım, yaşlanma teorilerinin iki modelini ölçümlemek için asırlık mayaları kullanmaktır. İlki, programlanmış yaşlanma teorileri, yaşlanma evrimin doğasında var olduğundan, organizmaların sonu olan bir ömre sahip olacak şekilde genetik düzeyde programlandığını iddia etmektedir. Bu, yaşlanmayı tetikleyen ve dolayısıyla yaşam süresine sınır koyan aktif mekanizmaların olduğu anlamına gelmektedir.

İkinci teori “programlanmamış”, yani evrim amaçlı bir yaşlanmanın olmadığı anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, yaşlanmayı tetikleme veya yaşam süresine sınır koyma temel amacına sahip evrimleşmiş bir mekanizma var olamaz. Bu teori, geniş bir zaman zarfında yaşayan organizmaların, belirli bir yaş ile sınırlanmış yaşam süresine sahip olan bir organizmadan daha yavaş gelişeceğini ve verimsiz bir şekilde çoğalacağını iddia etmektedir.