Bilinmeyenden korkmak, az ya da çok bir şekilde sıkça görülmektedir. Hatta bu, genelde felç edici bir etkiye sahiptir ve ilerlemenizi engeller. Bilinmeyenin korkusunun üstesinden gelmek için uygulayabileceğiniz şeylerle birlikte bunun hakkında daha çok şey öğrenmek için okumaya devam edin.

Bilinmeyenden korkmak, en temel ve en faydalı insan duygularından bir tanesidir. Korku, tehlikeli durumlarla yüzleşmemize ve onlardan kaçmamıza izin vererek, dünya tarihi boyunca hayatta kalmamızı kolaylaştırmıştır. Farkında olmayabilirsiniz, ancak insanlar tehdit edici bir durum deneyimledikten sonra değerli bilgiler öğrenirler. Onları neyin tehlikeye attığını ve onun nasıl üstesinden geldiklerini hatırlarlar. Diğer yandan bazı korkular, bilgi eksikliği ile ilgilidir.,

Bilinmeyenden korkmak, evrensel ve içgüdüsel bir duygudur. Hatta uzmanlara göre bu, temel bir korkudur. Hiç kimse neyin, nasıl olacağını bilmediği için belirsizlik, hayatın bir parçasıdır. Bu açıdan bakıldığında bazı insanlar, bu duyguyla yüzleşme konusunda daha iyidir ve ona yaklaşarak olası çözümleri düşünebilirler. Ancak bazı insanlar ise aynı durumdan geçme konusunda zor zamanlar yaşar ve duygularını engeller.

“İnsanlığın, en eski ve en güçlü duygusu korkudur ve en eski ve en güçlü korku, bilinmeyenin korkusudur.”

H. P. Lovecraft

Bilinmeyenin korkusu

Bu tarz bir korku, psikoloji uzmanları arasında belirsizliğe olan tahammülsüzlük olarak da bilinir. Bu nedenle bilinmeyenin korkusunu, insanların tehlikeli olarak algıladıkları şey hakkında bilgisiz olduklarından dolayı onunla yüzleştiklerinde korku yaşama eğilimi olarak tanımlarlar. Yani diğer bir deyişle insanlar kendilerini, başlarına ne geleceğini bilmedikleri bir durum ya da unsur içerisinde bulduklarında korkarlar. Bunun nedeni, bu duygunun çoğu zaman bir şeyin hoş olmayacağı algısıyla birlikte gelmesinden kaynaklanmaktadır.

Birtakım bireysel farklılıkları hesaba katarsak korkunun kaynağının, evrimsel olduğunu görürüz. Eski insanlar, her çeşit tehlikeyle yüzleşmek zorundaydı. Bilmedikleri bölgelere girdiklerinde aldıkları risk büyük olsa da bunlar sayesinde bir şeyler öğrendiler. Bu durumun farkında olmayabilirsiniz, ancak insan beyni bilinmeyenden korkmak üzere evrimleşti.

Belirsizlik, beyinde kodlanmış gibi görünüyor ve kendi sinir sistemi bulunuyor. Hatta bilginin içinden geçtiği ilk filtrelerden bir tanesi, yeni bir şeyle karşılaştığınızda nesnenin ya da durumun tehdit edici olup olmadığı oluyor. Bir şeyin tehdit edici olup olmadığını belirleme konusunda sinir ağları, geçmiş deneyimlerin anılarının yer aldığı bir tür depoya erişim sağlıyor. Beyin, bu şey hakkında herhangi bir bilgi bulamadığı zaman bunu, olası bir tehdit olarak sınıflandırıyor.

Bilinmeyenden korkmanın sonuçları

Bilinmeyenden korkma ile ilgili olan bazı araştırmalar bunun, amigdala ve hipokampusun aktivitesini arttırdığını ortaya koydu.

Bilinmeyenden korkma, aynı zamanda hataya bağlı olarak meydana gelen olumsuzluğu arttırır ve davranışsal engelleme sistemini harekete geçirir. Yani diğer bir deyişle belirsizlik, korku ile olumsuzluğa neden olur ve felç edici bir etkiye sahiptir. Belirsizlik, yeni durumlardan kaçmak istemenize neden olur.

Bu korku, bir dereceye kadar uyarlanabilen bir özelliktir ve sizin, tehlikeler karşısında dikkatli davranmanızı sağlar. Ancak korkunun yoğunluğu, yiyecek ve barınacak yer temin etmek, yeni fırsatlar bulmak ve hatta yeni insanlarla tanışmak gibi diğer faaliyetleri tehlikeye atabilir.

Bilinmeyenin neden olduğu felç durumu ve bunun sonucunda ortaya çıkan engellemeler, insanların olumsuz sonuçları daha fazla kabul etmesini sağlıyor gibi görünüyor. İnsanlar, korkuyla yüzleşmektense bunu yapmayı tercih ederler. Buna ek olarak bu tarz bir korku anksiyete, sosyal fobi, obsesif-kompulsif bozukluk, travma sonrası stres, madde bağımlılığı ve depresyon gibi diğer psikolojik bozukluklarla da ilişkili gibi görünmektedir.

Bilinmeyenin korkusunun üstesinden gelmek için beş kural

Bilinmeyenden yoğun bir şekilde korkmak, diğer psikolojik bozuklukların kaynağı ve sonucu olabilir. Bilinmeyenin korkusu; kişisel, iş ve sosyal alanlarda gelişiminizi sınırlayabilir. Sizin için böyle bir durum söz konusuysa bir profesyonelden yardım alın. Bu açıdan bakıldığında rahatsızlığa neden olan düşünceyi tanımlamaya ve değiştirmeye yardımcı olduğunda bilişsel-davranışçı terapi, en iyi seçenek olmaktadır.

Ancak bu korku zayıflatıcı değilse, korkunun üstesinden gelmek için bazı kuralları uygulayabilirsiniz.

  • Bilinmeyen bölgeleri keşfetmeye nasıl başlayabileceğinizi aşağıda okuyabilirsiniz.
  • Korkunuzu kabul edin ve onu tanımlayın. İlk adım, korkunun doğal bir duygu olduğunu anlamak ve herkesin bunu hissettiğini fark etmektir. Bu korku, hayatın bir parçasıdır ve genelde mantıklı bir düşünceye dayanmaz. Bununla birlikte korkunuzun genel mi yoksa belli bir korku mu olduğunu bilmelisiniz. Örneğin, ölüm korkusu.
  • Korkunuzun, belli bir nedeni olup olmadığını analiz edin. Korkunun, genel olarak kötü bir deneyimden kaynaklanmadığını unutmayın.
  • Yine de bilinmeyenin korkusunun, almış olduğunuz eğitimin sonucu olarak ortaya çıkıp çıkmadığını düşünün.
  • Düşüncelerinizi sorgulayın. Düşünceler, en güçlü araçlar olduğu için korkuya neden olan düşünceleri ortadan kaldırmaya çalışın.
  • “Korkumu destekleyen kanıtlarım neler?”, “Kötü bir şeyin olacağını gösteren kanıt nedir?”, “En kötü ne olabilir?” gibi soruları cevaplayın.
  • Bununla birlikte belirsizlikle tatmin edici bir şekilde yüzleştiğiniz zamanlardan üç örnek seçin. Bunu yapmanız, korkuyu ortadan kaldırmak ve yarattığı endişeyi azaltmak için yararlı olacaktır.
  • Başarısızlık olasılığını kabul edin. Beklentileri kontrol etmek, ne olacağını bilmediğiniz bir durumla karşılaştığınızda duygu yönetiminde daha fazla ağırlık kazanan değişkenlerden bir tanesidir. Hata yapmak, kötü bir şey değildir ve nadiren telafi edemeyeceğiniz sonuçlara neden olur. Aslında başarısızlıktan bir şeyler öğrendiğiniz zaman gerçeklik hissi kazanırlar ve yeni şeyleri deneme yapmak için fırsat olarak gördükten sonra bunlar, heyecan verici hale gelir.

Bilinmeyenden korkmak, doğal olarak hoş olmayan bir duygudur. Bununla birlikte belli hedeflere ulaşmanızı ya da yolunuza çıkabilecek sürprizlerin tadını çıkarmanızı engelleyebilir. Bu nedenle usta bir duygu yönetimi, bu duygudan kendi çıkarlarınızı desteklemek üzere faydalanmanıza yardımcı olacaktır.