Ciltte hafif kızarıklık, kaşınma, kaşıdığın zaman su toplama ve yüksek ateşle birlikte ortaya çıkan cilt hastalığına zona adı verilmekte. Çoğunlukla orta yaşlı kişilerde kendini gösteren zona, nadiren de olsa çocuklarda da görülebilmektedir. Virüs kaynaklı olan zona genellikle enfeksiyonlara açık, bağışıklık sistemi güçsüz olan kişilerde aniden ortaya çıkar.

Kişinin vücuduna giren Herpes Zoster virüsü; stresli, aşırı yorgun, üzüntülü, psikolojik olarak güçsüz ve bağışıklık sisteminin zayıf olduğu dönemlerde oluşuyor. Bu hastalığın, suçiçeğine bağlı olarak ortaya çıkan bir deri hastalığı olduğu biliniyor. Çocukluk ya da gençlik çağında suçiçeği geçirmiş olan kişilerde ileri yaşlarda zona hastalığı ortaya çıkıyor ve çok değişik özellikler gösteriyor. Zona hastalığına yakalanan bir kişi, onunla temasa geçen çocuğa kolaylıkla suçiçeği hastalığı bulaştırabiliyor, ancak zona hastalığını bulaştırmıyor. Zira zona hastalığının temelinde suçiçeğine sebep olan virüsler bulunuyor. Suçiçeğine sebep olan virüsler insan vücudunda çok uzun yıllar boyu canlı kalabiliyor barınabilir. Bu virüsler kişinin sinir hücrelerinde yer alarak bağışıklık sisteminin zayıf olduğu, psikolojik olarak da güçsüz hissedilen bir dönemde ortaya çıkıyor.

Hastanın vücudunda kabarıklık ve kızarıklık olarak cilt üzerinde kendini gösteren bu hastalık uygun tedavi ile kimi zaman da sadece doğal terapilerle en fazla 1 ay içerisinde tamamen iyileşir. Ancak hastalık sinir hücreleri üzerinde kendini gösterdiğinden kişiye göre değişmekle birlikte uzun süren ağrılara neden olabilir. Zona hastalığı vücudun tek bir tarafında görülüyor ve yüksek ateşle birlikte dayanılması güç bir hal alıyor. Ardından ciltte kızarıklıklar, kabartılar kendini gösteriyor.

Zona hastalığı neden olur?

Bu hastalığın temelinde stres, travma, aşırı üzüntü, aşırı yorucu çalışma saatleri gibi bağışıklık sistemini zayıflatan psikolojik durumlar bulunuyor. Zaten bağışıklık sisteminin zayıflaması aslında en az beslenme alışkanlıklarımız kadar, psikolojik durumumuzla da bağlantılıdır. Vücudun mikroplarla, bakterilerle, virüslerle ve dolayısıyla da hastalıklarla savaşmasında görevli olan bağışıklık sistemi zayıfladığı anda her türlü virüs kolaylıkla vücuda girip yerleşiyor ve hızla çoğalıyor. Zona hastalığına neden olan Herpes Zoster virüsü de aynı şekilde psikolojik olarak güçsüz, zayıf olduğumuz bir dönemde ortaya çıkmak için hazırda bekliyor.

Zona hastalığının belirtileri nelerdir?

Öncelikle zaten çocuklukta suçiçeği geçirerek vücutta hazır bulunan Herpes Zoster  virüsü; kişinin aşırı yorgunluk, stres, depresyon, sıkıntı durumlarında kendine uygun ortam bularak cilt yüzeyine çıkıyor. İlk olarak kendisini yüksek bir ateşle gösteren zona hastalığı, genelde basit bir cilt sorunuymuş gibi algılansa da, aslında çok ciddi bir hastalıktır. Ateşle birlikte ortaya çıkan cilt kaşıntısı, su toplaması, kızarıklıklar hastanın günlük yaşamını zora sokar. Özellikle hastalığın ortaya çıkma aşamasında organların sinir uçlarında hissedilen ağrı kimi zaman dayanılmaz olur ve vücudun sadece zonalı tek tarafında hissedilir. Hastalık ilerledikçe ciltteki kabarıklar ve su toplama ile devam eder ve vücudun tek tarafı resmen bir çizgi halinde kızarıklıklarla kaplanmış olur.

Zona hastalığından korunmak mümkün mü?

Zona hastalığı her yaştan kişide görülebilen, ancak çoğunlukla orta yaştaki kişilerde rastlanan bir cilt hastalığıdır. Aslında çocukluk ya da gençlik döneminde suçiçeği geçirmiş herkeste, zona hastalığına sebep olan Herpes Zoster  virüsü bulunmakta ve yaşamı boyunca hiç suçiçeği geçirmemiş insan sayısı da çok az. Hal böyleyken sokakta gördüğümüz insanların yaklaşık olarak % 80’i bu virüsü taşıyor. Fakat zona hastalığına yakalanma riski ise hiç o kadar da yüksek değil. Çünkü virüsü taşımakla zona hastalığı oluşacak diye bir kaide yok. Virüs sadece aşırı sinir, stres, depresyon yaşayan ve bu sebeple de bağışıklık sistemi çökmüş insanlarda ortaya çıkabiliyor. Bu bakımdan kendisini sinirden, stresten, psikolojik sorunlardan uzak tutan kişilerde virüs ortaya çıkmadığı için zona da oluşmaz. Özellikle suçiçeği geçirmiş olan kişilerin stresli ortamlardan, durumlardan uzak durması bu hastalığı önlemede çok önemlidir. Bunun yanında zona hastalığının bağışıklık sisteminin güçsüz kaldığı durumlarda oluştuğu bilindiğinden sağlıklı ve doğal beslenerek zonayı önlemek mümkün. Yaz, kış bağışıklık sistemini güçlendirecek besinler tüketmek gerekiyor.

Zona hastalığı nasıl tedavi edilir?

Zona hastalığı basit bir deri rahatsızlığı gibi düşünülerek çoğu zaman doktora gitmekte geç kalınıyor. Kendiliğinden geçmesini beklemek çok doğru değil. Zira yüksek ateş ve güçsüz bağışıklık sistemi pek çok başka hastalığa da yol açabilir. Bu bakımdan ateş yükseldiğinde doktora başvurmak en doğru yaklaşımdır. Çünkü kısa süre içinde organların sinir hücrelerinde de aşırı bir ağrı hissedilmeye başlanır. Bu bakımdan en kısa sürede tıbbi müdahale edilmesi önemlidir. İhmal edilirse kişinin vücudunu tek taraflı olarak kızarıklıklar saracak, ağrı da artacaktır. Doktor zona teşhisi koyduğunda genellikle;

  • Anti –viral ilaçlar, iltihap giderici ilaçlar ve ağrı kesiciler reçete ediliyor.
  • Deri dökülmeleri başladığında kremler uygulanır, bunun yeterli gelmediği vakalarda ise sinir uçlarının bulunduğu bölgeye ilaç enjekte edilir ve ağrının giderilmesi mümkün olur.
  • B vitamini takviyesi verilir.
  • Tedavi teknikleri uygulandığı halde ağrının devam etmesi durumlarında nadir olarak da olsa, anti –depresan ve anti –konvülzan ilaçlar reçete edilir.

Aslında zona hastalığına vücuttaki savunma sistemine karşı güçlü bir saldırı olarak bakmakta fayda var. Bu sebeple de buna karşı savunmayı güçlendirmek gerekiyor. Savunma sistemini güçlendirmek için;

  • Öncelikle vücudun savunma sistemi güçlendirilme amaçlı B vitamini takviye alınması gerekir.
  • Vücudundan sağlık seviyesinin yükseltmek için doğal içerikli, düzenli ve dengeli beslenmek gerekiyor. Bu bağlamda kişinin kendine göre değil, doktoru ile birlikte hazırlayacağı bir sağlıklı beslenme programı, sağlıklı besinler listesi hastalığın tedavisi için önemlidir.
  • Bu dönemde özellikle mısır, limon, elma, badem, lahana gibi besinlerin her gün düzenli olarak tüketilmesi savunma sistemini güçlendirmeye yardımcı olacaktır.
  • Bağışıklık sistemini zayıflatacak çeşitli kimyasallar, deterjanlar, sentetik kumaşlar ve kozmetik ürünlerden hastalık süresince uzak durmak gerekiyor. Bu dönemde doğal olmayan her türlü temizlik ürün, giyim kuşam ya da kişisel malzeme hayattan tamamen çıkarılmalıdır.
  • Zona hastalığı daha çok bağışıklık sistemi ve sinir sisteminin güçsüzlüğünden, zayıflığından kaynaklandığı için sinir sistemini yatıştıracak bitkisel takviyelere ihtiyaç duyulur. Bu bakımdan sakinleştirici özelliği ile bilinen papatya da vücudu sakinleştirme konusunda yardımcı olacaktır. Dolayısıyla aslında her dönemde, ama en çok da zona hastalığının görüldüğü dönemde kişinin günde 2- 3 bardak papatya çayı içmesi önerilir. Bu sayede özellikle sinir uçlarında hissedilen ağrılar hafifler, uykuya dalmak da daha kolaylaşmış olur.
  • Zona tedavisinde papatya çayının iyileştirici etkisinin yanında yine sakinleştirici özellikte olan ısırgan otu, adaçayı, melisa gibi bazı otlardan elde edilen çayların da zona tedavisini destekleyici olduğu biliniyor. Bu bitkilerin çay olarak demlenip içilmesinin yanında zona olan bölgeye topikal olarak sürülerek fayda sağlaması da mümkündür.