Her geçen gün yeni bir diyetin kilo vermek isteyenler için bir alternatif olarak sunulduğunu görüyoruz ve bu diyetlerin hepsinin kilo verdirme vaadi mevcut. Bazıları bu vaadi gerçekçi bir şekilde sunarken, bazılarında ise neredeyse imkansız sonuçların iddia edildiğini görebiliyoruz.

Hızlı bir şekilde kilo vermeyi pek çoğumuz istemiş ve buna uygun planlar yapmışızdır. Ancak diyeti zor hale getiren en büyük şey, herkese uygun tek bir diyet planının olmamasıdır. Zira bireysel farklılıklar zaman zaman bireysel diyetlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Bazı bireyler bir kaç hafta ekmek yemedikleri zaman kilo vermeye başlarken, bazıları ise seneler boyunca öğünlerini kısıtlamalarına rağmen kilo vermekte çok zorlanıyorlar. Ayrıca pek çok diyetin başlarda oldukça etkili olduğunu ancak bir süre sonra kilo vermeye daha fazla yardımcı olmadığını da görebiliyoruz.

Dolayısıyla hızlı ve bir kaç haftada kilo vermeyi hedefleyen diyetler yerine, uzun vadeli bir şekilde sürdürülebilecek beslenme programlarını takip etmek, uzun sürse de dengeli bir ağırlığa kavuşmanıza yardımcı olacaktır. Bu nedenle vücudu besinlere aç bırakmak ve sürekli çile çekerek zayıflamak yerine hayat boyu sürdürebileceğiniz sağlıklı bir beslenme programını hayata geçirmelisiniz.

Hangi Beslenme Planı Kilo Vermenize Yardımcı Olabilir?

Düşük Karbonhidratlı Diyet

Düşük karbonhidratlı veya ketojenik diyet olarak tanımlanan diyet türünde, tüketilen glukoz ya çok azaltılıyor ya da tamamen ortadan kaldırılyor.

Vücudun kullanabileceği bir glukoz kaynağı kalmadığı zaman, vücut depolanmış olan yağları kullanmaya başlıyor ve bu da kilo verilmesini sağlıyor.
Artıları:

• Muhtemelen hızlı bir kilo verme süreci yaşayacaksınız, özellikle de ilk hafta ve aylarda. Zira şekerli ve karbonhidratlı ürünler tükettiğimiz zaman vücudumuz insülin hormonu salgılar ve bu da hücrelerimize yağ olarak enerjiyi depolama emri gönderir. Karbonhidrat alımı aşırı derecede düştüğü zaman, vücut daha az insülin salgılar ve bunun sonucunda glikojen vücut tarafından kullanılır ve depolanmaz. Glikojen bittiği zaman ise yağlar kullanılırlar.

• Diyabet riskini düşürebilir çünkü düşük karbonhidratlı diyette daha az şeker ve nişasta alınır. Yüksek karbonhidratlı diyetlerin diyabet, kalp hastalıkları ve obezite riskini arttırdığı bilinmektedir.

• Tahıl ve diğer karbonhidratları protein zengini gıdalar ve sağlıklı yağlar ile değiştirdiğiniz için, daha kolay doyacaksınız ve daha az aç hissedeceksiniz. Zira yağlar ve proteinlerin doyurucu etkileri vardır ve insülinin azalması açlık hormonu ghrelinin de daha az salgılanmasını sağlar.

Eksileri:

• Karbonhidratları fazla azaltmak enerji yoksunluğu ve yorgunluk belirtileri ortaya çıkarabilir, bu da spor yapmanıza engel olabilir. Özellikle aktif bir hayatı olanlar, bu tempoyu devam ettirmek için yeterli enerji bulamayabilirler.
• Karbonhidratlar meyvelerde, baklalarda ve kinoa gibi kaynaklarda gizlice yer alırlar. Onları tamamen hayattan çıkartmak ise temel vitamin ve mineralleri almanıza engel olabilir.

Düşük Yağlı Diyet

Düşük yağlı diyetler gün içerisinde aldığınız yağı kısıtlamanızı önerirler. Bu diyet bilhassa 1980’lerde çok popüler hale gelmiştir.

Artıları:

• Bol yağlı yemekler genelde kalori bakımından da zengindirler. Eğer kalori hesabı yapmayı seviyorsanız, yüksek kalorili gıdaları tüketmeyi bırakmak kilo vermenize yardımcı olabilir.

• Tatlılar, kola gibi yağlı gıdaları otomatikman beslenmeden çıkarttığınız için vücudunuza ciddi faydaları olabilir.

Eksileri:

• Düşük yağlı gıdalar genelde işlenmiş gıdalar oluyorlar ve şeker, doğal olmayan katkılar ile dolu oluyorlar. Bu eklenmiş içerikler esasen kilo almanıza sebep olabilirler.

• Düşük yağlı gıdaları seçerek aşırı tüketim yapmak da mümkün. Zira düşük yağlı gıdalar yeterince doygunluk sağlamazlar ve bu nedenle besin tüketimimizi arttırma ihtimalleri yüksek.

• Vücudumuzun yağa ihtiyacı vardır. Avokado ve tereyağı gibi besinlerin kalorileri yüksek olsa da, vücudumuzun fonksiyon göstermek için ihtiyaç duyduğu sağlıklı yağları da barındırırlar.

Akdeniz Diyeti

Akdeniz diyeti, dünyanın en güzel coğrafyalarından bir tanesinde ortaya çıkmıştır ve taze meyveler, sebzeler, zeytinyağı gibi yağlar ile yüksek kaliteli kümes hayvanları ve deniz ürünleri ile doğal tüketimi bizlere sunar.

Artıları:

• Bu diyet doğada bulunan besinler üzerine odaklandığından, işlenmiş ve gıdaları çok az tüketirsiniz. Örneğin kurabiyeler yerine kuruyemişleri atıştırmalık olarak tercih edebilirsiniz.

• Sağlıklı yağlar bakımından zengin gıdalar kalp hastalıkları riskinizi düşürebilirler.

• Uzun vadede sürdürülebilirdir.

Eksileri:
• Aşırı tüketime oldukça yatkındır. Sağlıklı yağlar bizim için iyi olsalar da, yine de porsiyonlarımızı kontrol etmek gerekir ve bu da bazıları için zor olabilir.

• Bu yeme şekli vücut için uzun vadede sağlıklı olsa da, kısa sürede çok kilo vermek istiyorsanız sizin için uygun olmayabilir.

Vejeteryan veya Vegan Diyeti

Vejeteryanlar et yemekten, deniz ürünlerinden ve kümes hayvanlarından uzak duruyorlar. Veganlar ise bunu bir adım daha ileriye götürüyor ve hayvanlardan gelen her türlü üründen de uzak duruyorlar. Bunlar arasında süt ürünleri ve yumurta da mevcut.

Artıları:

• Bitki temelli bir beslenme yağlar bakımından zayıf ve lifler bakımından zengindir. Bu nedenle kalori sayımı pek gerekmez.

• Vejeteryan diyetler düşük kan basıncı ve düşük kolesterol ile ilişkilendirilirler. Eğer bunları kontrol etmek istiyorsanız eti hayatınızdan çıkartmanız faydalı olabilir.

• Kaliteli et genelde pahalıdır ve onu tüketmemeniz bütçenize fayda sağlayabilir.

Eksileri:

• Etsiz, kızartılmş patates veya cipsler ne anlama geliyorlar? Bunlar vejeteryan ürünler olsalar da sağlıklı değiller. Yani et tüketmemek doğrudan sağlıklı beslendiğiniz anlamına gelmiyor.

• Yüksek kaliteli hayvansal etler ve ürünler, yerine koyması zor besinlere sahiptirler. Bu nedenle veganların beslenme eksikliğine karşı dikkatli olmaları ve besin destekleri tüketmeleri gerekebilir.

Taş Devri Diyeti

Taş devri diyeti, atalarımızın binlerce yıl önce benimsediği beslenme düzeninin benimsenmesini önermektedir.

Artıları:

• Bu diyette tahıl olmaması faydalı olabilir çünkü besin değerleri bakımından zayıf, nişastalı kalorileri devre dışı bırakıyorsunuz ve bu da insülin düzeylerini azaltıyor. Tahılların yerine ise genelde sebzeler konuluyorlar.

• Avcı-toplayıcı hayat tarzını takip etmek daha fazla mineral, omega-3, protein ve sağlıklı yağlar almanızı sağlayabilir. Taş devri diyetini takip edenler genelde otoimmün hastalıklara daha az yakalanıyor ve kilo vermekte daha başarılı oluyorlar.

• Tahıl ve şekerlerden uzak durmanız gerekiyor. Bu diyette genel olarak taze balık, orman meyveleri, yeşil sebzeler ve kuruyemişler gibi popüler anti-inflamatuvar gıdalar bulunuyorlar.

Eksileri:

• Maalesef bu diyeti takip edenler biraz fazla et tüketiyorlar ve bu nedenle hayvansal ürünlerdeki toksik ürünleri de beraberinde alıyorlar.

• Bu diyette organik besin düşüncesi yeteri kadar tavsiye edilmiyor.

Unutmayın ki her bir diyetin kurallarını birebir takip etmek zorunda değilsiniz ve diyetlerin bazı size uymayan parçalarını kendinize uygun hale getirebilirsiniz. Yahut diyetleri zaman zaman uygulayabilirsiniz. Örneğin haftanın bir kaç günü vejeteryan bir beslenme yaparken, diğer günler normal beslenmenize dönebilirsiniz.

Bunun yanında bir kaç hafta karbonhidrat alımınızı azaltabilir ve insülini düşürebilir, ardından Akdeniz diyetine geçerek daha dengeli bir beslenme oluşturabilirsiniz.