Deniz yosunu veya deniz sebzeleri, denizde yetişen alg türleri arasındadırlar.

Bunlar deniz yaşamının besin kaynağıdırlar ve renkleri kırmızıdan yeşile, kahverengiden siyaha değişim gösterebilir.

Deniz yosunu dünya çapında kayalıklı sahiller boyunca yetişir ancak genelde yaygın olarak Japonya, Kore ve Çin gibi Asya ülkelerinde tüketilir.

Çok güçlüdür ve suşi, çorbalar, güveçler, salatalar, takviyeler ve smoothieler gibi pek çok yemekte kullanılabilirler.

Bunun yanında deniz yosunu çok besleyici ve bu nedenle az miktarı bile iyi iş görüyor.

Onun bilimsel olarak desteklenmiş 7 faydası ise aşağıda.

İyot ve Tirozine Sahiptir, Böylece Tiroid Fonksiyonlarını Destekler

Tiroid bezi büyümeyi, enerji üretimini, üremeyi ve vücuttaki hasarlı hücreleri tamiri kontrol etmeyi sağlayan hormonlar salgılar.

Tiroid, hormon üretmek için iyottan faydalanır. Yeterince iyot olmazsa, kilo değişimleri, yorgunluk, boyunda şişme gibi belirtiler zamanla ortaya çıkarlar.

Her gün en az 150 mcg iyot alınması öneriliyor.

Deniz yosunu ise denizden ciddi miktarlarda iyot emebilme kapasitesine sahip.

İyot içeriği türüne göre ciddi miktarda değişim gösteriyor ve yetiştiği yer ile nasıl işlendiği de önemli. Hatta bir kuru yaprak deniz yosunu günlük ihtiyacın %11-1989’unu karşılayabiliyor.

Aşağıda üç farklı kuru deniz yosunu türünün ortalama iyot içeriği var:

  • Nori: Gramında 37 mcg, günlük ihtiyacın %25’i
  • Wakame: Gramında 139 mcg, günlük ihtiyacın %93’ü
  • Kombu: Gramında 2523 mcg, günlük ihtiyacın %1682’si

Varek olarak adlandırılan yosun türü en iyi iyot kaynaklarından birisi. Sadece 3.5 gram kadarında günlük ihtiyacın 59 kat fazlası bulunuyor.

Deniz yosununda aynı zamanda tirozin adı verilen amino asit de bulunuyor ve bu iyotla beraber vücutta kullanılarak tiroidin ürettiği iki temel hormonun üretiminde tiroid bezine fayda sağlıyor.

İyi Bir Vitamin ve Mineral Kaynağı

Her deniz yosunun türünün kendine has besin değerleri var.

Yemeğinizin üzerine biraz kuru deniz yosunu serpmek sadece tat, doku ve aroma eklemez, aynı zamanda vitamin ve mineral değerlerinin ciddi anlamda artmasını sağlar.

Genel olarak 7 gram kadar spirulina şunları sağlar:

  • Kalori: 20
  • Karbonhidrat: 1.7 gram
  • Protein: 4 gram
  • Yağ: 0.5 gram
  • Lif: 0.3 gram
  • Riboflavin: İhtiyacın %15’i
  • Tiamin: İhtiyacın %11’i
  • Demir: İhtiyacın %11’i
  • Manganez: İhtiyacın %7’si
  • Bakır: İhtiyacın %21’i

Deniz yosununda aynı zamanda küçük miktarlarda A, C, E ve K vitaminleri ile yanında folat, çinko, sodyum, kalsiyum ve magnezyum bulunur.

Yukarıdaki bazı günlük ihtiyaçların küçük bir kısmını sağlasa da, onu haftada bir iki defa baharat olarak kullanmak beslenmenize daha fazla gıda katmak için faydalı olur.

Bazı deniz yosunu türlerindeki, örneğin spirulina ve chlorelladaki proteinler, tüm temel amino asitleri barındırılar. Yani deniz yosunları ile tüm temel amino asitleri alabilirsiniz.

Deniz yosunu aynı zamanda iyi bir omega-3 yağları ve B12 vitamini kaynağıdır.

Hatta kurutulmuş yeşil ve mor deniz yosunlarında dikkat çekici miktarda B12 bulunur. Bir çalışmada sadece 4 gram nori deniz yosununda 2.4 mcg yani günlük ihtiyacın %100’ü kadar B12 bulunduğu keşfedilmiş.

Bununla birlikte bedenin deniz yosunundan gelen B12’yi kullanıp kullanamayacağına dair tartışmalar devam ediyorlar.

Çeşitli Koruyucu Antioksidanlara Sahiptir

Antioksidanlar, bedeninizdeki serbest radikaller adı verilen bileşenleri daha az reaktif hale getirirler.

Bu da onların hücrelerinize zarar verme ihtimalini azaltır.

Bunun yanında fazla serbest radikal üretiminin kalp hastalıkları ve diyabet gibi pek çok hastalığın altta yatan sebebi olduğu düşünülüyor.

A, C ve E gibi antioksidan vitaminlere sahip olmanın yanında deniz yosununda pek çok faydalı bitkisel bileşen de bulunur ve bunlar arasında flavonoidler ve karotenoidler de var. Bunların bedeninizdeki hücreleri serbest radikal hasarından korudukları belirtiliyor.

Özellikle fucoxanthin adı verilen karotenoid üzerinde pek çok çalışma var.

Bu kahverengi algde bulunan temel karotenoid ve antioksidan kapasitesi E vitaminin 13.5 katı.

Fucoxanthin’in hücre duvarlarının A vitamininden daha iyi koruduğu belirtiliyor.

Beden fucoxanthini her zaman iyi kullanamasa da, onu yağlarla birlikte tüketerek emilimini iyileştirmek mümkün.

Yine de deniz yosununda bulunan çok çeşitli bitkisel bileşenler güçlü antioksidan etkiler yaratmak için birlikte çalışırlar.

Bağırsak Sağlığını Destekleyebilecek Lif ve Polisakkaritleri Sağlar

Bağırsak bakterileri sağlığınız için önemli bir rol oynarlar.

İnsan bedeninde, insan hücrelerinden daha fazla bakteri olduğu tahmin ediliyor.

Bu iyi ve kötü bakteriler arasındaki dengesizlik hastalıklara sebep olabilir.

Deniz yosunu mükemmel bir lif kaynağı ve lifler bağırsak sağlığına iyi geliyorlar.

Lifler yosunun kuru ağırlığının %25-75’ini oluşturabiliyorlar. Bu lif miktarı çoğu meyve ve sebzeden daha yüksek.

Lifler sindirime direnirler ve bu nedenle kalın bağırsaklarınızdaki bakteriler için bir besin kaynağı haline gelirler.

Buna ek olarak deniz yosununda bulunan kükürtlü polisakkaritler adı verilen belli şekerlerin bağırsaklarda iyi bakterilerin gelişimine destek olduğu görülüyor.

Bu polisakkaritler kısa zincirli yağ asitlerinin üretimini de arttırıyorlar ve bu asitler bağırsak duvarlarındaki hücrelere destek ve besin oluyorlar.

Açlığı Azaltarak Kilo Vermeye Yardımcı Olabilirler

Deniz yosununda bol miktarda lif bulunur ve liflerde kalori yoktur.

Deniz yosunundaki lifler midenin boşalma hızını da azaltabilirler. Böylece daha uzun süre tok hissedersiniz.

Deniz yosunun anti obezite etkileri olduğu belirtiliyor. Özellikle bazı hayvan deneylerinde yosunlardaki fucoxanthin içeriğinin beden yağlanmasını azalttığı görülüyor.

Farelerle yapılan bir diğer hayvan deneyinde ise fucoxanthin tüketen farelerin kilo verdikleri, kontrol diyeti tüketen farelerin ise vermedikleri görülmüş.

Diğer hayvan deneylerinde de benzer sonuçlar alınmış. Örneğin fucoxanthinin farelerde kan şekerini ciddi oranda düşürdüğü görülmüş ve bu da kilo vermeye katkı sağlamış.

Hayvan deneylerindeki sonuçlar çok umut verici olsalar da, insan deneyleri henüz uygulanma aşamasındalar.

Kalp Hastalıkları Riskini Azaltabilir

Kalp hastalıkları dünyadaki en yaygın ölüm sebepleri arasındalar.

Riskinizi arttıran faktörler arasında yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, sigara içmek ve fiziksel olarak aktif olmamak ile fazla kilolar bulunuyor.

İlginç şekilde deniz yosunu kandaki kolesterol düzeylerini azaltmaya yardımcı olabiliyor.

Farelerle yapılan sekiz haftalık bir çalışmada, yüksek kolesterollü ve yağlı bir beslenen farelere %10 donmuş kurutulmuş deniz yosunu verilmiş. Farelerde toplam kolesterolde %40 azalma, kötü kolesterolde %36 azalma ve trigliserit düzeylerinde ise %31 azalma görülmüş.

Kalp hastalıkları aynı zamanda aşırı kan pıhtılaşmasından da kaynaklanabilirler. Deniz yosunlarındaki fucan adı verilen karbonhidratlar kanın pıhtılaşmasının önlenmesine yardımcı olabilirler.

Hatta bir hayvan deneyinde deniz yosunundan elde edilen fucanların pıhtıları önleyen ilaçlar kadar etkili oldukları görülmüş.

Araştırmacılar aynı zamanda deniz yosunlarındaki peptitlere de bakmaya başladılar. Hayvanlarla yapılan ilk çalışmalarda bu protein benzer yapıların bedeninizdeki tansiyonu arttıran sinir yollarını engelleyebildikleri görülmüş.

Ancak bu sonuçların onaylanmaları için büyük çaplı insan deneylerinin yapılması gerekli.

Kan Şekeri Kontrolünü İyileştirerek Tip-2 Diyabet Riskini Azaltabilir

Diyabet büyük bir sağlık problemi.

Bedenin zaman içerisinde kan şekeri düzeylerini dengeleyememesi sonucunda ortaya çıkıyor.

2040 yılına gelindiğinde dünyadaki 642 milyon insanın tip-1 veya tip-2 diyabete sahip olacağı düşünülüyor.

İlginç şekilde deniz yosunu diyabet riskine sahip olan insanları desteklemek için yapılan araştırmaların odağı haline geldi.

60 Japon insan ile yapılan 8 haftalık bir çalışmada, fucoxanthinin kan şekeri kontrolünü iyileştirebildiği görülmüş.

Katılımcılar 0 mg, 1 mg veya 2 mg fucoxanthin içeren yerel deniz yosunu yağlarından birisini almışlar. 2 mg alanların kan şekeri düzeyleri 0 mg alanlara göre daha iyi çıkmış.

Çalışmada genelde tip-2 diyabete eşlik eden insülin direncine karşı olan genetik eğilime sahip olanlarda kan şekeri düzeylerinde ek iyileşmeler görülmüş.

Bunlara ek olarak, deniz yosunlarında bulunan alginate adı verilen bir diğer bileşen, bol şekerli bir öğün tüketen hayvanlarda kan şekeri zıplamalarını önlemiş. Alginatın şekerin kan akışına geçişini azaltabileceği düşünülüyor.

Bazı diğer hayvan deneylerinde deniz yosunun ekstraktlarının beslenmeye eklenmeleri durumunda daha iyi bir kan şekeri kontrolü sağladıkları da belirtiliyor.

Deniz Yosununun Muhtemel Tehlikeleri

Deniz yosunu çok sağlıklı bir gıda olarak görülüyor ancak çok fazla tüketmenin bazı potansiyel tehlikeleri olabilir.

Aşırı İyot

Deniz yosununda çok fazla ve potansiyel olarak tehlikeli olabilecek oranda iyot bulunuyor.

İlginç şekilde Japon toplumunun yüksek iyot tüketimi onların dünyadaki en sağlıklı insanlar arasında olmalarının sebebi olarak görülüyor.

Ancak Japonya’daki ortalama günlük iyot alımının 1000-3000 mcg olduğu tahmin ediliyor. Bu yosunları her gün tüketenler için bir risk teşkil ediyor çünkü yetişkinler için tolere edilebilir üst limit 1100 mcg.

Neyse ki Asya kültürlerinde deniz yosunu genelde iyotun tiroid bezi tarafından emilimini önleyen gıdalar ile birlikte tüketiliyor. Goitrogen adı verilen bu gıdalar arasında brokoli, lahana gibi ürünler var.

Buna ek olarak deniz yosununun suda çözünür olduğunu bilmek gerek. Yani pişirmek ve işlemek onun iyot içeriğini etkileyebilir. Örneğin kelp yosununu 15 dakika kaynatırsanız, iyot içeriğinin %90’ını kaybediyor.

İyot içeren kelp yosunu tüketimi ve tiroid işlev kaybına dair bazı vaka kayıtları olsa da, tüketim bırakıldığı zaman tiroid normale dönmüş.

Yine de aşırı miktarda yosun tüketimi tiroid fonksiyonlarını etkileyebilir ve çok fazla iyotun belirtileri yetersiz iyot ile benzerdir.

Eğer çok fazla iyot tükettiğinizi düşünüyor ve boyun bölgesinde şişme, kilo değişimleri gibi belirtiler görüyorsanız, iyot zengini gıdalar tüketmeyi azaltın ve doktorunuzla konuşun.

Ağır Metaller

Deniz yosunu mineralleri konsantre miktarlarda emip depolayabilirler.

Bu da bir sağlık riski doğurur çünkü deniz yosunlarında kadmiyum, kurşun ve cıva gibi ağır metaller büyük miktarda bulunabilirler.

Bununla birlikte deniz yosunlarındaki ağır metal içeriği genelde çoğu ülkede belirlenen maksimum miktardan daha az.

Son çalışmalardan birinde, Asya ve Avrupa’daki 8 farklı deniz yosununda 20 metalin konsantrasyonu bulunmui. Her deniz yosununun 4 gramında bulunan kadmiyum, alüminyum ve kurşun miktarı ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilecek düzeyde değilmiş.

Bununla birlikte düzenli olarak deniz yosunu tüketirseniz ağır metallerin zamanla vücudunuzda birikim yapma ihtimali var.

Eğer mümkünse organik deniz yosunu alın çünkü bunların ağır metal oranları çok daha düşük.

Sonuç Olarak

Deniz yosunu dünyanın tüm mutfaklarında giderek popülerlik kazanıyor.

En iyi iyot kaynaklarından birisi ve bu da tiroid bezini desteklemesini sağlıyor.

Ayrıca K, B vitaminleri, çinko ve demir gibi diğer vitamin ve minerallere sahip olduğu gibi hücre hasarını önleyen antioksidanları da barındırıyor.

Fakat deniz yosunlarındaki fazla iyot tiroid fonksiyonlarına zarar da verebilir.

Sağlığa optimum faydalar için bu antik bileşeni düzenli ancak küçük miktarlarda tüketin.