Derinlik, tam olarak ne anlama gelmektedir? Bir sanat ya da disiplin bağlamında derinliğin anlamı nedir? İşimizin ve yaşamımızın niteliğinde, öğrenme, kişisel gelişim ve ustalık alanında derinlik ne demektir? Dahası, bizden ne yapmamızı gerektirmektedir ve derinliği tanımlayan ve geliştirilmesi ile nihai olarak ulaşılmasında dikkate alınması gereken temel niteliklerden bazıları nelerdir?

Derinlik, ustalık alanında temel bir kavramdır; çünkü bir sanatta ya da disiplinde büyük bir derinliğe ulaşmanın ne anlama geldiğini düşünmek, hem öğrenme sürecimizin hem de doğru alanlardaki becerilerimiz ile bilgilerimizin, anlayışımızda ve kendimizi ifade edişimizde bir incelik ve nitelik seviyesine ulaşmak için seçtiğimiz ve bir şekilde derinliğe sahip olan sanat veya disiplin içinde iyileştirilmesine ve geliştirilmesine yönelik olarak yol gösterici olan ilkelerdir.

Bu, sanki elde edilebilecek bir şeymiş gibi “derinliğe ulaşmak” diyorum ama pek doğru sayılmaz. Aslında bu, derinliğe doğru olan sürekli bir harekettir; çünkü yolumuzun her aşamasında iyileştirmenin aşamaları olarak daha büyük farkındalık ve anlayış, bilgi, beceri ve kabiliyetimizdeki niteliğe karşılık gelen, nüfuz edilecek yeni derinlik seviyeleri vardır. Bu nedenle aslında derinliğin, öğrenme ve büyüme süreçlerimizde önemli olan belli bir yönelim olduğu söylenebilir.

Ancak derinlik bundan fazlasıdır; hem kendimizin hem de kendimizi ifade etmemizin devam eden iyileştirme sürecidir. Beceride ve anlayışta derinlik aradığımız zaman genelde bu arayışla birlikte gelen şey, bizi bir şeyde ustalaşmaya iten gizemli tutkudur. Bu tutkunun, derinliğe yönelen harekette başarılı olmamız için gerçekten orada bulunması gerekir. Bu, içgüdüsel olarak hissettiğimiz parçamızı ifade etmek için sanatta engellenme olmadan yaratma arzusudur. Ya da bu arzuları, eğilimleri ve yetenekleri öğrenme yolu boyunca keşfederiz; bu yol, kendini keşfetme sürecinin özü olan öğrenme yoludur.

Merakı, tutkuyu ve arzuyu takip etmek, temelde becerilerimiz aracılığıyla kendimizi ifade etmemiz konusunda olduğumuz kişiye gerçek ve doğal hissettiren bir kimlik ve hakikat hissine ulaşmamızı sağlayan şeydir. Bunu belirtmek önemlidir; çünkü bu duygular ve genel tutum, bütün sanatlarda derinlik ve ustalık arayışımızda, hiç değilse bizi yönlendirecek olan bazı nedenleri açıklar. Bizlere rehberlik eden bu tutku, merak, arzu, gerçeklik ve samimiyet duygusu olmadan bir şeyde gerçekten ustalaşmanın zorluğunu savunmayı ve bu zorluğa dayanmak için yeterli güce sahip hangi nedenleri bir araya getirebiliriz? Bir şeye hakim olmaya yönelik olan bu derinlik süreci en nihayetinde seçtiğimiz sanat aracılığıyla içsel engellerimizi aşıp kendimizi gerçekleştirme sürecidir.

Derinlik: Niteliğe doğru ilerleme

Derinliğe giden süreç, niteliğe doğru bir ilerlemedir. Belki de derinliğin hayatımızda bu kadar önemli bir ilke olmasının başlıca nedeni budur. Davranışımızın niteliği ve istikrarlı ruh hali (çeşitli tekniklerle özel olarak geliştirip geliştirebileceğimiz) veya günlük disiplinimizin, ritimlerimizin ve rutinlerimizin yansıması olan günlük yaşamımızın niteliği gibi çeşitli şekillerde niteliğe ulaşabiliriz. Diğer yandan derinliğin bir parçası olarak, becerilerimizin ve kendini ifade etmemizin niteliğini ya da bazı alanlardaki anlayışımızın niteliğini tam anlamıyla iyileştiririz.

Yeni bir kitap okumak, o yeni konuyu anlama niteliğimizde yaşanan bir artıştır veya daha önce derinlemesine çalışmış olduğunuz bir konu hakkında yeni bir kitabı dinlemiş olmak demektir. Bu yeni bilgi, doğrudan daha iyi bir anlayışa katkıda bulunur ve okuduğunuz yeni her makale, tıpkı nasıl çalınacağını öğrendiğiniz yeni her şarkının müzikal repertuarınıza bir ilave olması ve müziğin niteliğini geliştirmesi ve sizin müzik anlayışınızı derinleştirmesi gibi disiplini, bir bütün olarak anlamanızı bir ölçüde geliştirebilir.

Ancak bununla birlikte nitelik hissine dair büyük etkiler kendimizin, bilgimizin ve becerilerimizin bilinçli olarak iyileştirilmesinde yatar. İnsanlar için genel olarak konuşmak gerekirse, ölümün kaçınılmazlığının yanı sıra hepimizi bir arada tutan özellik, kendimizi ifade etme arzumuzdur. Bireysel hayatlarımızda tam anlamıyla istediği şey budur: İnsanlar olarak olduğumuz kişiye dair bir ifade. Ne yaparsanız yapın, hayatınız sizin bir yansımanızdır. Ve hayatınızın niteliği, şu anda bir birey olarak nerede olduğunuzun ve ne olduğunuzun doğrudan bir yansımasıdır.

Bir birey, bir sanatla ilgili olarak kendi kişisel çalışmasında ne kadar derinleşirse, genel olarak anlayışının ve çalışmasının niteliği de o kadar yüksek olur. Bu bireyin bilgisi kademeli olarak ne kadar kapsamlı hale gelirse, sanat anlayışı da o kadar derin ve kapsamlı hale gelir ve bu da kendi kendini ifade etme konusunda daha fazla kesinlik olmasıyla sonuçlanabilir.

Derinlik, zaman içinde bir konunun parçalarının kademeli bir birikimi olarak kendini gösteriyor gibi görünür ve yol boyunca belli aşamalarda, bu parçaların sayısı kritik kütlenin kademelerinde yığıldığında, düzenli ve spontane bir şekilde birbiriyle bağlantı kurarak içimizde var olan ve yüksek bir uzmanlık derecesi olarak içimize doğru patlayan bilginin artan miktardaki bağlantılarıyla beceri, yetenek, karmaşıklık ve yaratmada yeni derinlik aşamalarına götürür.

Tüm sanatlarda aynı değişiklikler, aynı süreç içerisinde gerçekleşir. Her ne kadar beceriler yüzeysel olarak farklı olsalar da her birine rehberlik eden ilkeler aynıdır ve hareket, niteliğin yanı sıra akışkanlığa ve ifadenin yaratıcılığına doğru gerçekleşen genel bir ilerlemedir. “Düşünsel sanatlar” en az müzik, görsel veya performans sanatları gibi daha geleneksel “sanat” biçimleri kadar yaratıcıdır. Bunların her biri eşit derecede kendi teknik beceri ve bilgilerini, hassasiyeti ve vizyon ile yaratıcılığı gerektirir.

Fizik alanındaki teknik beceri, doğa ve gerçeklik hakkında şimdiye kadar en azından bilimsel araştırma yoluyla öğrendiğimiz şeyleri içeren çok sayıda yasa, ilke, teori ve modelin yanı sıra matematik dilindeki akıcılığa dönüşür.

Aynı şekilde bir ressamın, oyuncunun, yönetmenin ya da müzisyenin en yüksek seviyedeki teknik becerisi, farklı bir disiplinin gerektirdiği farklı ve eşsiz beceri ve bilgiye sahip olan bir bilim insanının teknik beceri seviyesinden daha az değildir. Her sanat ve her disiplin, en sonunda aynı hassasiyet ve nitelik seviyelerine doğru geliştirilebilecek bilgi ve becerilerin bir araya gelmesidir.

Yol boyunca zamanla öğrendiklerimizi basitleştirir ve netleştiririz. Çalışma konumuzla veya en azından ilgi alanlarımızla ilgili olarak yeni bilgiler biriktirmek, aynı zamanda onu iyileştirmek gerekir. Bu iyileştirme, halihazırda bildiğimiz şeylerin basitleştirilmesi, açıklığa kavuşturulması ve bazı durumlarda geliştirilmesidir. Alınan tüm yeni bilgiler, zaten oluşturmuş olduğumuz bilgi kitlesinde veya ilk tohumlar olarak zihnimizde kök salması için zaman ve ilgi gerektiren bilgi tohumlarıdır. Tohumların sulanması, zaman zaman onları keşfederken, genişletirken ve oluştururken bu bilgi tohumlarına döktüğümüz ve sonunda büyüyen ve içsel olarak tuttuğumuz bilgi kitlesinin bir parçası haline gelen ilgidir. Bu, niteliğin olduğu kadar derinlik sürecinin de bir parçasıdır.

Derinlik: Öğrenmenin dinamik öncüsü

Derinlik arayışının yan ürünlerinden bir tanesi, bu arayışın sürekli olarak bizden öğrenme ve ustalık sürecimizin birbirini takip eden her seviyesinde yükseltilmesi gereken bir öz farkındalık derecesi istemesidir. Bu, öğrenme sürecimizin çeşitli aşamalarında ulaştığımız düzlükleri aşmamızı gerektirir; çünkü derinlik, gerçek anlamıyla bilgi veya becerinin bir sonraki seviyesi ya da belki de anlayışımızda bir sonraki netlik seviyesidir. Bilgiyi genel ve geniş bir şekilde ele aldığımız bir dönemden sonra daha derinlere, disiplinin kendisinin bilgisine ilerlemek ve sentez ile netliğin yanı sıra iyileştirme ve basitleştirme aramak için becerilerimize daha derinlemesine bakmamız gerekir.

Bunu, bildiklerimizi analiz ederek gerçekleştirebiliriz. Bu sürecin, daha içselleştirmeye yönelik olan yönü, becerilerimizin niteliğini veya bir konuyla ilgili anlayışımızın bütünlüğünü değerlendirmektir. Güçlü ve zayıf yönlerimizi, daha az veya daha çok yetkin olduğumuz alanları göz önünde bulundurur ve bilgimizde yer alan boşlukları ve becerilerimizi nasıl ve nerede geliştireceğimizi değerlendiririz. Diğer bir yandan, sırada öğrenilecek olan şeye karar vermek de aynı derecede önemlidir. Hem daha geniş hem de daha derin bir kavrayışa ulaşmak için bir şey hakkındaki anlayışımızı gerçekten iyileştirmek için farklı ancak ilişkili olan konulara nasıl bölüneceğimizi değerlendiririz. Ama aynı zamanda yepyeni olan konulara nasıl yaklaşılacağı, bilginin farklı şekilde nasıl ele alınacağı (veya farklı bilgi türlerinin nasıl alınacağı) ve konulara en başından nasıl eksiksiz ve etkin bir şekilde yaklaşılacağı da önemlidir.

Çok kez engellerle karşılaşacağız. Disiplinimizde bilgisizlik engelleriyle karşılaşacağız; bir konu veya dal veya tarz hakkında kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey bilmediğimiz zamanlar olacak. Ya da henüz hiçbir şey yapamadığımız durumlarda becerimiz konusunda engellerle karşılaşacağız… Belki bu bir tür müzik, bir matematik dalı veya herhangi bir sebepten ötürü aklımızın almadığı bir konu olacak ya da belki bildiklerimizin tam tersini yapmamız gerekecek. Derinlik ile derinlemesine inen tüm beceriler ve düşünceler, sınırlamalarımız ve bilgisizliğimizle yüzleşmemizin tam bu aşamalarında oluşturulur ve elde edilir. Önemli olan, kendimizi her aşamada duvarların üzerinden tırmanmak, engelleri aşmak ve bariyerleri delmek üzere yeni, yaratıcı ve yenilikçi yollar arama zihniyetiyle koşullandırmamızdır. Aynı zamanda bu engelleri ve çözümlerini, onlara karşı doğru tavırla doğru ve akıllıca değerlendirmeliyiz.

Yeni şeyler öğrenmenin gerçekleştiği yer tam anlamıyla bu engellerdir. Burası aynı zamanda irademiz, bağlılığımız ve kararlılığımızın sınandığı, aynı zamanda en çok şeyi öğrendiğimiz yerdir. Derinliğin, bu engellerde, kendi kişisel bilgi ve beceri mertebenizin ön saflarında yer alan dinamik bir süreç olduğu söylenebilir. Bilgiye bu şekilde ulaşılır ve bilgi birikimi bu şekilde geliştirilir. Akademik anlamda dahi bu tür bir bilgiye ve derinliğe pasif olarak ulaşamazsınız.

Sadece kitap okuyarak derin bir iç anlayış elde edemezsiniz. Herhangi bir alanda büyük bir derinlik elde etmek için geniş bir bilgi birikimi içinde değişen önem derecelerine sahip olan sayısız ayrıntı biriktirmeli, sentezlemeli, birleştirmeli ve bununla birlikte izole etmeli, ayırmalı ve netliğe kavuşturmalıyız. Dikkatimizi o konuya, hakiki bir şekilde kendimizin bir uzantısı olarak bilecek kadar tam bir şekilde vermeliyiz. Akıcılığa ulaşmalıyız.

Bunu, analitik veya sezgisel olarak da yapılabiliriz; ancak öğrenme, her iki durumda da pasif olarak gerçekleşmez.

Öğrenme, bireyin gerçekleştirdiği bir faaliyettir; sesli kitap dinleyerek, kitap okuyarak veya bir derse katılarak meydana gelen bir şey değildir. Sonuç olarak sanatımızdaki belli teknikleri, becerileri veya bilgileri (konuları), gerçek anlayış ve becerinin ilk aşaması olan “içe tesir eden nitelik” noktasına kadar izole etmiş olacağız. Ancak bu nitelik hissi aynı zamanda ilerlemek için uygun hale gelmeden önce gerekli olan ilk aşamadır. Zaman içinde özenli pratikle ve çalışmayla; ister müzik, ister tarih veya resimde olsun, sanatımızda kendimizi ifade etmek için gerekli beceriyi geliştiririz. Bu, ilişkilerimizin niteliklerinin dışında hayatımızın niteliğine en büyük katkı sağlayan unsurlardan biridir.

Bağlılık: Derinlik gereksinimi

Her şeyden önce derinlik için en büyük gereksinim adanmışlıktır; ancak bunun yerine daha iyi bir kelime seçimi yaparak bağlılık diyebiliriz. Bir sanatın ya da yolun özelliklerine bakılmaksızın kesin olan bir şey vardır: Derinlik, kazanmamız gereken bir şeydir. Derinlik, kazanılması kolay olmadığı için olağanüstü bir sabır, sebat, dayanıklılık ve kararlılık gerektirir. Yol boyunca her aşamada büyük engellerle karşılaşacağız. Bu “huzurlu” bir deneyim değildir, çünkü her zaman bilgi ve beceri seviyemizin hemen ötesine ulaşmaya çalışıyoruz; bu bir anlamda şu anda yapmaya çalıştığımız şeyi henüz yapamadığımız için sürekli başarısız olmamız anlamına gelir. Bu zorlukları yaşamayı bıraktığımız an, derinliğe doğru olan ilerlememizin durduğu andır.

Derinlik; zaman alır, adanmışlık ve bağlılık gerektirir. Buna, şöyle bakmayı seviyorum; sanki disiplinin ruhuna, fiziğin ruhuna veya isterseniz müziğin ruhuna deyin, ona sanki ödeme yapıyor gibiyiz. Ona bağlılığımızı, adanmışlığımızı, bu bilgi ve becerinin yüceliğine olan sadakatimizin gücünü kanıtlıyoruz. Arzu ettiğimiz şeyi elde etmek için yalnızca gerekli olan işi yapmak, öğrenmek ve büyümek için gereken çabayı doğru şekillerde göstererek insani olarak ve spiritüel olarak belli bir anlayış biçimi ya da öz ifade içinde derin arzularımızı tatmin etmek için yerine getirmeye yönelik olarak yapıyoruz. Bu bakış açısının, derinlik ve ustalık elde etmek için ihtiyaç duyulan esas ruh olan alçakgönüllülük, bağlılık ve gerçek düşünceli bir tavrı geliştirdiğini görüyorum. Zamanımızı ve yaşamlarımızı adamak için ilham aldığımız sanat ve disiplinin derin sevgimiz ve buna yönelik pratiğimizi geliştirmeye gösterdiğimiz özenimiz olmalıdır.

Bu, her seferinde yalnızca bir disiplin öğrenebileceğimiz anlamına gelmez ya da çıkarlarımızı kısıtlamamız veya hayatımızın geri kalanı için şu anda mutlaka tek bir şey seçmemiz gerekmez. Bu, derinliğin gerektirdikleriyle uyumlu olan bir yol değildir; çünkü bir sanattaki veya disiplindeki ve hatta yaşamlarımızdaki derinlik, ne ve kim olduğumuzun bütünsel bir ifadesi olarak kendimizi gerçekleştirme sürecimizle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır ve kim olduğumuz ile ne olduğumuzu keşfetme ve onu iyileştirme süreci üzerine kurulmuştur.
İlgi alanlarımızı, tutkularımızı ve merakımızı reddederek bizi, sanatımızda derinlere götürecek en temel ilkeleri tam anlamıyla görmezden geliyoruz. Bu, içimizde yarattığımız her alana olan katkımızı belirleyen benzersiz sesimiz ve doğamız olduğundan dolayı kendimize ait bir parçayı inkar etmek çözüm değildir. Ancak bununla birlikte aynı anda ne kadar çok şeyde ustalaşmaya çalışırsanız, ilerlemenizin en azından ilk başlarda bir o kadar yavaş olacağını unutmayın.

Derinlik: Hayata dair bir felsefe

Derinlik geliştirmek, yaşamaya ve öğrenmeye dair bir felsefedir; ama hepsinden önce bir sanattır. Kendimize olduğu kadar, amaçladığımız disiplinin düşünsel, duygusal ve spiritüel merkezine, yani gerçek anlamına ulaşmak için her şeyi arama sanatı ve pratiğidir. Bu ise derin tutkudan, meraktan ve ilhamdan meydana gelir; çünkü derin ve daimi olan bir şeyde ustalaşma arzusundan, kendimizi bir yola tamamen adamamıza izin veren içsel bir güçten kaynaklanır. Bu; dikkat, sabır ve nezaket gerektirir. Ancak aynı zamanda en az miktarda bile olsa hırs, gaddarlık ve saplantı gerektirmez.

Derinlik, öğrenmeye yönelik bir yaklaşım ve felsefedir, doğru, ama aynı zamanda hayata karşı olan bir felsefedir. Bizi başarılı olmak için gerekli olan karakter, tavır ve zihniyet nitelikleriyle donatan bir felsefedir. Bu sayede bir alanda derinliği kovaladığımızda ve ona eriştiğimizde zihniyetimiz, tavrımız ve hatta zor kazanılan becerilerimizin ana fikirleri, becerilere sahip olduğumuz diğer alanlara ve hayatımızın tüm alanlarına aktarılır; çünkü derinlik, zihniyetimizi ve her şeyi algılayışımızı değiştirir.

Bir alanda gösterdiğim ilerlemenin ve becerinin, diğer alanlardaki ilerlememi ve becerimi hemen etkilediğini görüyorum: Müzik, yoga pratiğimi tempo ve ritmi iyileştirmek konusunda bilgilendirirken; müzik aranjmanı, yoga sekanslarımı nasıl düzenlediğimi etkiliyor; dil çalışmak, yazılarımı nasıl düzenlediğimi bilgilendiren müziği çalışma şeklimi bilgilendiren fiziği çalışma şeklimi bilgilendirir. Her birimizin, diğer insanlara ve bir bütün olarak kültüre söyleyeceği şeyleri değerli kılan şey işte her bir bireydeki bu benzersiz karmaşıklıktır; tabi ki kendimizi işimizde düşünsel, duygusal ve manevi düzeyde niteliğe adamamız koşuluyla.

Derinlik, yüzeyselliğin yıkımıdır; çünkü bir şeyde gerçekten derinliğe yaklaşmaya başladığınızda, genel olarak yüzeysel olmanız çok daha zordur. Sadece tek bir disiplinde bu gerçek derinliği kırmak için gereken adanmışlık, kırılganlık, disiplin ve saf zorluğun ilk kez farkına vardığımızda alçakgönüllülük, insanın geliştirebileceği tüm olası bilgi ve beceriler karşısında bu yeni farkındalıktan doğar. Ancak bazı insanlarda, bu yaşam süresince derin ve ussal bir şekilde mümkün olduğunca çok deneme ve geliştirmeye kafa tutma ruhu olanlar, bir şekilde bir sonraki sefere kaldıkları yerden tekrar başlayabileceklerini umuyor. Çünkü bin kez yaşasak da yine de hala her sanata, hatta belki de tek bir sanata bile hakim olamayacağımızı biliyoruz, çünkü ön saflar daima geriliyor.

Bu derinlik bilinci, derin bir bağlılık ve içsel güçle derin bir şekilde yaşamanın felsefesi ve pratiğidir. Büyüme ve gelişme, bağlılık, niteliği geliştirme, becerilerimizi ve insan olarak kendimizi geliştirmenin ön saflarında yer alırken sınırlamaların üstesinden gelmeye dair bu kavramlar ve bazı alanlarda gelişimimize olan bağlılık; bunların hepsi, derinlik düşüncesinin merkezinde yer alırken aynı zamanda bir insanın her zaman daha fazlası haline gelmek, daima gelişmek ve hayata daha derin bir şekilde dahil olmak amacıyla yaşamları boyunca odaklanacağı önemli ilkelerin özüdür.

Bu, daha derin ve dolayısıyla daha güçlü bir zihniyet, tavır ve kendimizi eğitme ve öğrendiklerimize yaklaşma yöntemi olmakla beraber insanlar olarak düşünce, duygu ve davranış alanında yapmamız gereken öğrenmedir. Bu ilkelere odaklanmak, derinliğe doğru ilerlemeyle sonuçlanırken aynı zamanda daha bütüncül ve organik bir yöne odaklanan çalışma etiğini teşvik eder ve bu da yavaş yavaş sanatımızın derin ve yoğun olan pratik sürecine geçmemiz ile sonuçlanır. Bu süreç yaratıcılığımızın, odaklanmamızın, konsantrasyonumuzun, dikkatimizin, varlığımızın, memnuniyetimizin, yeteneklerimizin ve potansiyelimizin geliştiği bir süreçtir.

“Her şey hakkında bir şeyler öğrenin,
ve bir şey hakkındaki her şeyi öğrenin.”
Thomas Huxley