Bir çuha çiçeği türünden elde edilen molekül, Molecular Cancer Research’te yayınlanan bir makaleye göre nadir ve agresif bir kanser türünün metastatik gelişiminde engelleyici rol oynayabilir.

Her sene 2000 yetişkin melanom tanısı alıyıor ve bu vakaların yarısından fazlasında hastalık karaciğere metastaz yapıyor ve bu hastalar için tedavi seçenekleri çok çok az. Sidney Kimmel Kanser Merkezi ve Icahn Tıp Okulu araştırmacıları, çuha çiçeği bitkisinden elde edilen ekstrakttaki bir bileşenin kanser gelişimini önleyebileceğini ön testlerde tespit etmiş durumdalar ve daha ileri düzeydeki testler melanom sahipleri için yeni tedavi seçenekleri ortaya koyabilir.

Uveada ortaya çıkan melanom tüm melanom vakalarının %5’ini oluşturuyor ve melanosit oluşumlarına sahip olan yetişkinlerdeki en yaygın göz kanseri sebebi. Cilt melanomundan farklı olsa da her iki kanser tipi de ölümcül. Vücudun diğer kısımlarına bulaşmamış olan uvea melanomu vakalarında standart tedavi seçenekleri arasında radyasyon ve ameliyat bulunuyor ancak bu vakaların yarısında metastaz ortaya çıkıyor ve genelde de karaciğere bulaşıyor. Bir defa sıçradığı zaman etkili bir terapi geliştirilmezse bu hastaların genelde bir yıl civarında yaşam beklentileri oluyor.

Çuha çiçeği ailesinden Ardisia crenata’dan elde edilen FR900359 bileşeninin hastalıkla savaşta etkili olup olmayacağı incelenmiş. FR900359, hücrenin Gq adı verilen membranında bulunan ve sinyal molekülü olan G tipi proteini engelleyerek işlev gösteriyor. Bu proteinin mutasyona uğramış hali üveal melanomda görülüyor ve kanser gelişimine sebep olan moleküler bir yola dönüşüyor.

Kanser mutasyonlarına sahip üveal melanom hücrelerinin üç türü laboratuvarda geliştirilmiş ve ardından FR ile tedavi edilmişler ve FR’ın üveal melanım hücrelerinin gelişimini etkili olarak önlediği görülmüş. Üveal melanım hücreleri FR ile tedavi edildikleri zaman kanser hücrelerinden tipik melanosit hücrelerine dönüşmüşler ve yüksek dozda FR ise araştırmacılara göre hücreleri öldürmüş. Bu da bileşenin bir gün üveal melanom tedavisinde kullanılabileceğini gösteriyor.

Araştırma ekibi bu bulguları fare modellerinde de tekrarlamak istiyor ve ardından insanlar üzerinde yapılan çalışmalar ile üveal melanom ile savaşta yeni stratejiler geliştirilmesi hedefleniyor.