Yaşadığımız şu son günlerde en ihtiyacımız olan durum itidal yani aşırılıktan uzak, ılımlı ve dengeli olma halidir. Dünyanın bir çok ülkesinden yükselen ve hepimizi ilgilendiren meselelere mantık yoluyla bakamaz hale getirildik. Ne yana baksak örneğin, sosyal medya, internet, televizyon, radyo haberleri toplu paniğe yol açacak bilgiyle dolu. Bu durum da ister istemez her kişinin kendi yorumuyla içinden çıkılmaz hale getirdi. Öncelikle ne yapmalıyız ki hem akıl sağlığımızı koruyalım hem de zihinsel açıdan daha güçlü hale gelelim;

  • Sakin olun:

Olaylara mantıklı açıdan bakabilmek ve çözüm üretebilmek için öncelikle sakin olmamız gerekir.Sakin kalabildiğimizde sorunlara karşı çözüm üretebiliriz. İnsan panik anlarında daha az akıllıdır. Daha açıkça söylem ile strese girip kaygımız arttığında aptallaşırız. Böyle anlarda  kontrollü olup bu olumsuz duygu durumunun içine  kapılmadan durumu yönetebilmek çok önemlidir. Peki bunu nasıl sağlayacağız? Şöyle ki beynimizin iki hemisferini de dengeli kullandığımız zaman, örneğin, beynimizin sağ hemisferi dürtüselliğin, hararetliliğin ve hiddetliliğin kaynaklandığı taraftır, sol tarafı da mantıklılığın ve kavramların anşılırlılığının sağlandığı  taraftır. Beyninizin sağ tarafını dominant olarak kullanıyorsanız; çabuk reaksiyon veren ve size çekici gelen durumlara karşı “Hayır” diyemiyorsunuzdur ve çabuk sinirlenip, tepkisel olmanız da muhtemeldir.  Tam tersi olarak beyninizin sol tarafını dominant olarak kullanıyorsanız; duygularınızı hiç karıştırmadan çözüme odaklanıyor ve sadece kendinizi düşünüp, başkalarına karşı empatik olmuyor olabilirsiniz. Bu nedenle konuları  tek bir pencereden değerlendirmeden, araştırıp, doğru kaynaktan bilgilendikten sonra kararlı bir şekilde uygulamamız gerekir. Örneğin, doğru kişisel hijyen kuralları uygulayıp, immün sistemimizi güçlendiren yiyecek ve gıda takviyelerini aldıktan sonra yaz mevsimi geldiğinde etkisinin kaybolacağını bildiğimiz bir grip virüsü yüzünden iki senelik ev alışverişi yapılmasının ve sanki dünyanın sonu gelmiş gibi davranmanın mantık dışı olduğunu görüp sakinliğimizi korumalıyız.

  • Kafada olumsuz senaryolar kurmayın: 

Bazı insanların felaket habercisi gibi gelinebilecek en kötü hale gelinmiş ve artık yapılacak hiç birşey kalmamış gibi konuşmalar yapmasına veya kafanızda bu senaryoların canlandırılmasına izin vermeyin. Kriz anlarında paniğinizi tetikleyecek, sizi umutsuz hale getirecek yayınları okumayın ya da televizyonda veya sosyal medyada izlemeyin. Daha fazla alarma geçmenizi sağlamaktan başka bir işe yaramazlar. Önleminizi aldıktan sonra konuyla ilgili daha fazla yapılacak da bir durum yoksa düşünceleriniz evhamdan öteye geçmez yani kuruntu sadece sizi rahatsız eder. Ayrıca insanın kafasında kurduğu olumsuz senaryoların yüzde doksan beşi gerçekleşmez.

  • İradeli olun:

Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki çocukluğunda iradesini kontrol etmeyi öğrenen yani “Acil tatmin” durumunu erteleyebilen çocuklar, büyüdüklerinde de iradeli bireyler olurlar. Bu araştırmalardan biri de psikologlar, çocuklara bir tane şekerleme verirler fakat eğer o şekerlemeyi çocuklar yemeyip biraz beklerler ise daha fazla şekerlemeyi hak etmiş olup üç tane daha fazla aynısından yiyebileceklerini söylerler. Bu deneyde başarılı olan çocukların ergenliklerinde de aynı şekilde cazip bir şeyin yapılmaması söylendiğinde yapma isteklerine rağmen kendilerini engellemeyi bilmişler. İradeli davranabilen kişiler kendilerini kontrol edip herhangi bir ilgisinin çekildiği duruma karşı kendisini durdurabilme yeteneğine sahiptirlerdir. Bu da o kişinin zihinsel açıdan kuvvetlenmesini sağlar.

  • Stres ile baş etmeyi öğrenin:

Hayatınızda çok fazla stres ile baş etmek zorunda kalmadıysanız muhtemelen buna göre de oluşturabileceğiniz A planı veya B planınız yoktur. Stres altında iken sinirli tutumlar takınmak yerine çözüme odaklanın. Çözümü olmadığını düşündüğünüz bir durum var ise yönünüzü ve uğraşınızı farklı bir duruma odaklayın. Böyle bir durumda direnç gösterip, kızıp,  kendinizi yıpratmak, çıkmaza saplanmak yerine durumu kabul edip, onu öylece bıraktığınızda o durumdan çıkmış olacaksınız.

  • Konuşmak yerine uygulayın:

Sorunları tespit edip çözümler üretmek önemlidir fakat bundan daha gereklisi uygulamaya geçmektir. Ürettiğimiz her yapıcı düşünceyi somut olarak bir işe veya davranışa dönüştüremezsek esasında yaratıcılığın çok da önemi yoktur. Çoğu insan eleştirmekten kendisini alamaz yani bir şeyin neden öyle yapılmaması gerektiği ile ilgili konuşur da konuşur fakat nasıl yapılması gerektiğine sıra gelince bülbül gibi şakıyan o eleştiri yapan halinden eser kalmaz. Nedenine gelince yeni birşeyi ortaya çıkarmak kolay birşey değildir “İnsanlar, kendilerinin yapamayacağını düşündüğü şeyin  başkaları tarafından da yapılamayacağını düşünürler”. Siz hiç kimseye kulak asmadan doğru olduğuna inandığınız şeyi uygulamaya geçin, kimse size inanmasa da sizin kendinize inanmanız ve yaptığınızda kararlı olmanız yeterli olacaktır.

  • Duygularınızı kontrol edin:

Kontrolsüz güç, güç değildir. Bu sloganı bir reklam flminde ilk kez duymuştuk. Gerçekten de kontrolümüz dışına çıkan ve nerede, nasıl davranacağımızı veya hangi kuvvette duyguyu sergileyeceğimizi bilememek bize güç vermek yerine güçsüzleştirir. Duygu kontrolü yapabilmek için nefes egzersizleri, uzun yürüyüşler ve meditasyon yapabilirsiniz. Olumsuz düşünce yi durdurmanın en güzel yöntemleridir.

  • Mükemmellik için uğraşmayın:

İnsan kusurlu bir canlıdır ve aynı zamanda hatalarından öğrenme üzerine kurulu bir mekanizmaya sahiptir. Hangi yaşa gelirsek gelelim ilk kez tecrübe edeceğimiz konular olacaktır. Dolayısıyla birşeyin mükemmel olması için zaman kaybetmek yerine, elinizden gelenin en iyisini yapıp sonrasında yapmanız gereken farklı bir konuya yönelmeniz akıllıca olacaktır. Mükemmellik arayışı aşırıya kaçma halini getirebilir. Bu durum da hem zorlayıcı hem de aynı zamanda yıldırıcı da olabilir. Mükemmeli arzulayan insanların çoğu karar almakta ve yapılması gereken bir işe başlamakta zorluk çekerler. Zihinsel açıdan güçlü insanlar, yapabileceklerinin limitlerini bilen ve aynı zamanda  farkındalıkları yüksek insanlardır.

Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa  bana;  zeynepeylemsenkal@fransizlape.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Psikolog “Uzman spor psikoloğu”

Zeynep Eylem Şenkal