Affetmek insanı her anlamda arındıran şeylerin başında gelir. Gücünü, enerjini, odağını başkalarından alıp kendine çevirmen için ilk adımdır. Yıkıcı duyguları azaltmana, daha keyifli ve neşeli hissetmene yardımcı olur.  Peki, nasıl başaracağın bu affetme işini? Acelemiz yok adım adım ilerleyelim;

1- Neden Affetmelisin?

Affetme konusunu tam anladığında ve doğru değerlendirdiğinde bunun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayacaksın. Affetmekte zorlandığın o insanı düşün ve sonra sana hissettirdiklerine odaklan. Hisler öfkeden başlayıp kendini yetersiz ve değersiz hissetmene kadar ulaşabilir. Bu güçlü duyguları ona aktarırken kendi enerjinin ne kadar değiştiğini fark et. Sanki vakumla enerjin çekiliyormuş gibi olmuyor mu?

Belki sebepsiz yorgunluklar, motivasyon düşüklükleri hissediyorsun. Bunun sebebi affedemediğin şeyler olabilir. Peki, bu kadar enerji kaybederken niçin başaramıyoruz bu affetme işini? Affetmek onun yaptıklarını meşrulaştırmak demek değil. Hatta affetmenin onunla hiçbir ilgisi yok. Sadece kendini merkeze koy ve kendin için/kendi enerjin için affetmeyi dene. Belki o zaman işler senin için daha kolay olacak.

2.Anneni Babanı/ Sana Bakım Veren Kişileri Affet

Böyle yetişmeseydim, ailem bana fırsat verseydi, çok sevgisiz/ilgisiz büyüdüm gibi serzenişlerin var mı? Şu an yapamadığın veya yaptığın şeyler için onları suçladığın oluyor mu? Eğer öyleyse köklerinden beslenemeyen, bulunduğu toprağı reddeden bir ağaç gibi düşünmelisin kendini. Anne ve baban ile barışmadan, onları olduğu haliyle kabul etmeden tam anlamıyla beslenebilmen oldukça zor. Bu kabul hali de ilk olarak affetmekten geçiyor. Onları yaptıkları ve yapmadıkları için affedebilir misin? Emin ol onlar en iyi bildikleri şekilde davrandılar. Onların ebeveynlik tanımları buydu ve belki de kendi yetiştirilme şekillerinin üstüne çıktılar.

Fark etmesen de –kendi içlerinde- bir sınır aştılar. Senin de elinden gelenin en iyisini yaptığını bildiğin hatta kendi çerçevende çok büyük bir şey yaptığını hissettiğin fakat karşılık olarak “yetersiz” görüldüğün zamanlar olmuyor mu? Şimdi onları oldukları halleriyle kabul etmeyi deneyebilir misin? Zihninde büyüyen şeyleri bir kenara koysan varlıklarıyla alakalı olarak şükredeceğin neler olurdu? Onların en çok hangi özelliklerini seviyorsun? Bunları yazarak güzel hatıralarınızı hatırlamayı deneyebilirsin. En küçük şeyi bile atlama lütfen. Belki herkes tarafından sevilen o yemeği yapmayı annenden öğrenmişsindir.

3.Sana En Çok Acı Veren Kişi Senin En İyi Öğretmeninse?

Haydi, o hiç affedemediğin kişi için bir çalışma yapalım. Bir kâğıt ve kalem al. Önce o kişinin sana hissettirdikleri ile alakalı içinden ne geliyorsa yaz. Aklına gelen tüm duyguları yazmaktan çekinme. Kendini sınırlama, kısıtlama. Sanki bir arkadaşınla dertleşir gibi tüm ayrıntılarıyla o kişiyi anlat. Tüm yaşananları hatırlamak sana biraz acı verebilir, ağlayabilir veya sıkışmış hissedebilirsin. İzin ver ve devam et. Bu duyguların geçip gitmesini izle. Söyleyeceğin her şey bittiyse, bu kişinin sana öğrettiklerini yazmaya başla. Yaşananlar sana ne sundu? Hangi dersleri aldın? Hangi versiyonunu gördün ve neyi bırakman gerektiğini fark ettin? Bunları tek tek yazdıktan sonra o kişiye öğrettikleri için teşekkür et. İlk günler zor olabilir ama çalışmaya devam ettikçe negatif söylemlerinin azaldığını göreceksin. Hatta bir müddet sonra o kişiye karşı nötr hissetmeye başlayacaksın.

4.Gölgeleri Affetmeye İhtiyacın Olabilir mi?

Dışarıda gördüğün ve seni rahatsız eden neler var? “En sevmediğim şey” dediğin nedir? Bunlara bir göz atmanı istiyorum. Çünkü hepsi sana ayna görevi görmekte.  Bunlar sende olan ve bastırdığın ya da sahip olmak isteyip farkına varamadığın şeyle olabilir. Diyelim ki birinin titizliği seni çok rahatsız ediyor.

Bu noktada şunu düşünmelisin “Ben nerede çok ince eleyip sık dokuyor ve kendime zaman ayırmıyorum?” veya “Hangi durumlarda daha itiz olmaya ihtiyacım var?” Senden sana yansıyanları fark edince “Sevmiyorum” dediğin şeylerle barışmaya başlayacaksın. Böylece gölgeleri affetmeye, yargısız alanda kalmaya başlamış olacaksın. Unutma “İçeride ne varsa dışarıda o vardır”.

5.Kendini Affet

Sana kendini kötü hissettiren, affedemediğin şeylere bir bak. Burada kızdığın kişiler ve olaylar mı yoksa sen misin? Kendini affedemediğin, suçladığın her ne varsa bunlarla yüzleş. Yine yazarak çalışabilirsin. “Keşke” dediklerini, büyük pişmanlıklarını, kendini etiketlediğin her olayı analiz et. Her gün bir duygu ile çalışabilirsin. Bu duygu her neyse onun için kendini affettiğini söyleyebilirsin. Ve şu cümleyi kurmayı ihmal etme “Seni seviyorum,  lütfen beni affet, özür dilerim, teşekkür ederim”.

Dipnot: Tüm bu çalışmalar işin girizgâhı ve hazırlık kısmı. Her biri için çalıştıktan sonra bakış açını değiştirmen senin için en faydalı şey olacaktır. Çünkü her şey olması gerektiği gibidir ve esasen affedilecek hiçbir şey yoktur.

Serinin 4. Günü “ Kabul Etme” ile devam edecektir. Solan yapraklarımızı yeniden yeşertmemiz, daha fazla kök salmamız ve canlanmamız niyetiyle…

Keyifli ve enerji dolu bir gün dilerim.

Dr. Yasemin GEÇERLER