Böbrekler; vücuttaki atıkları ve fazla sıvıyı filtreleyen hayati değere sahip organlarımızdır. Böbrek yetmezliği olan ya da bu konuda risk altında olan kişiler, böbreklerin işlevlerine doğal yollarla nasıl yardımcı olabileceğini merak ediyorlar. Öncelikle belirteyim ki, hasar görmüş bir böbreği eski haline getirmek şu an için mümkün değil, ancak bu hasarın ilerlemesi durdurulabilir ve daha sağlıklı, daha uzun bir yaşam sürmek mümkün olabilir. Böbrek hastalarının beslenme alışkanlıklarıyla ilgili doktor tavsiyelerine sıkı sıkıya uymaları çok önemlidir. Bunun dışında sağlık kaynağı birkaç öneriye de uymakta fayda var.

Su tüketimi önemlidir!

Böbrek sağlığını korumanın neredeyse ilk şartı su tüketimidir. Şeker, kafein, protein içeren içecekler böbrekleri yorar ve hasarı hızlandırır. Böbrek hastalığı olan kişiler, doktorun günlük olarak önerdiği su miktarını kesinlikle tüketmelidirler. Ancak böbrekleriniz aldığınız fazla sıvıyı vücuttan atamayacak kadar hasarlı ise doktorunuz su tüketimini kısıtlayacaktır. Ancak normal şartlarda her bir yetişkinin günde en az 8 bardak su içmesi önerilir.

Sodyum alımını sınırlandırın!

Aşırı sodyum, böbrekleri stres altına sokar ve stres altındaki böbrekler de vücuda alınan sodyumu filtrelemekte zorlanır, bu da fazla sodyumun kanda kalmasına sebep olur. bu durum vücutta sıvı tutulması, vücudun şişmesi, nefes alıp vermenin zorlaşması anlamına geliyor. Ulusal Böbrek Vakfı, kronik böbrek hastalığı olan kişilerin beslenmesinde sodyum alımını kısıtlaması gerektiğini belirtiyor. Bunlar genellikle sofra tuzu, sodyumlu konserve sebzeler, işlenmiş gıdalar ve restoran yemekleridir. Bu bağlamda en doğru seçimler genellikle taze sebze ve meyvelerdir. Böbrek hasarı ileri seviyede olan kişiler genellikle sodyum alımını tamamen bırakmak ya da aşırı derecede azaltmak durumunda kalabiliyorlar. Böbrek hastaları doktorlarının önerileri doğrultusunda günlük yiyecek ve içeceklerini listeleyip sodyum alımını tablolaştırmaları doğru olacaktır.

Protein alımını sınırlandırın!

Protein, sağlıklı bir vücut için esansiyel olan besin gruplarından birisidir. Ancak protein alımının ardından, vücutta bir atık ürün ortaya çıkar. Atık ürünlerle ilgilenmesi gereken organımız da böbreklerimizdir. Hasarlı böbrekler ise bu atıkların kandan uzaklaştırılabilmesi bakımından çok da başarılı olamayabilirler, bu konuda güçlük çekebilirler, zorladıkları için hasar daha da derinleşebilir. Bu bakımdan böbreklerinde hasar olan kişilerin düşük proteinli bir beslenme programı uygulamaları önerilir. Böbrek yetmezliği hafif düzeyde olan kişiler; sığır, tavuk, kümes hayvanları, sakatatlar, yumurta, peynir ve süt gibi hayvansal besinleri sınırlamak durumundadırlar. Böbrek yetmezliği daha ileri seviyede olan kişilerin ise hem bu hayvansal besinleri azaltması hem de fıstık, fasulye gibi bitkisel proteinlerin tüketimini de kısıtlaması gerekiyor.

Fosfor alımını kısıtlayın!

Ulusal Böbrek Vakfı, vücuda alınan sodyumun kandan atılmasının zor olduğunu ve böbreklerin çok iyi çalışması gerektiğini belirtiyor. Kandaki fosfor seviyesinin gereğinden fazla yükselmesi de kemiklerin kalsiyum kaybedip güçsüzleşmesine, daha kırılgan hale gelmesine sebep olabiliyor. Bu bağlamda böbrekleri gereği gibi çalışmayan kişilerin fosfor alımını kısıtlamaları istenir. Bira, yoğurt, peynir, süt, balık, kümes hayvanları, sığır eti, yumurta, fındık ve fasulye fosfor açısından çok zengin olduğu için kısıtlamakta fayda var.

Alkol tüketimini bırakın ya da iyice kısıtlayın!

Alkol, böbreklerin iş yükünü artırıyor, böbreği stres altına sokuyor. Alkol alındığında böbrekler zorlanıyor. Bu bakımdan böbrekleri hasarlı olan, böbrek hastalığı yaşayan kişilerin alkolden kaçınmaları ya da alkol alımını ciddi anlamda kısıtlamaları gerekiyor. Bu kısıtlama kadınlar için günde bir kadeh, erkeler içinse günde en fazla 2 kadeh şeklindedir.