Ne yazık ki, inanılmaz bir güce ve bitmeyen bir enerjiye sahip değiliz. Hepimizin bir enerji potansiyeli var. Bu enerji potansiyelini doğru kullanmadığınızda, enerjiniz bir süre sonra bitiyor. Hedeflerinize ulaşmada ciddi zorluklar yaşıyorsanız; bunun nedeni enerjinizi doğru organize edememeniz olabilir. Hayatınızı ve enerjinizi doğru organize edemediyseniz, basit işleri yaparken bile çok fazla zorlanabilirsiniz. Bu yazıda sizlere, hayatınızı ve enerjinizi organize etmenin yollarından bahsedeceğim…

Dikkat Dağıtıcılardan Kurtulun

Markette kasaya geldiğinizde, kasanın etrafında satılan şeylere hiç dikkat ettiniz mi? Kasanın etrafında; sakızlar, şekerlemeler, genellikle ihtiyacınız olmayan şeyler vardır. Peki, onların orada satılıyor olması sizce bir tesadüf olabilir mi? Kesinlikle değil!

Burada satılan şeyler, çok da gerekli olmayan, satın alması aklınıza gelmeyecek şeylerdir. Böyle olunca ne oluyor? Aklınızda olmayan şeyler, yakın bir mesafede tutulduğunda, aklınıza düşmeye başlıyor. Burada, çok belirgin bir dikkat çelme örneği vardır.

Peki, bunu gerçek hayatınıza, çalışma odanıza uygularsanız ne olur? Hepimizin çalışma odasında, normalde akla gelmeyecek ama dikkat çekebilecek çok fazla şey vardır. Çalışma odanızı bir düşünün, dikkatinizi dağıtan şeyler neler? Neler odaklanmanızı zorlaştırıyor? İlk baktığınızda, odanızdaki her şey yerli yerinde görünüyorsa; o halde daha önce orada çalışırken dikkatinizi dağıtan şeyleri düşünmeyi deneyin.

Belki orada duran bir kitap, belki bilgisayar, belki de televizyon; çalışma ortamınızda dikkatinizi dağıtacak herhangi bir şey varsa, kendinizi bir anda bilgisayar başında, piramitlere bakarken bulabilirsiniz. Eskiden bunu ben de sık sık yaşardım. Telefonuma bakarken, kendimi hiç aklıma gelmeyecek şeyleri araştırırken bulurdum. Peki, bu ne kadar gerekli? İşte bunu düşünmek gerekiyor. Etrafınızda dikkat dağıtıcılar varsa; sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmak için bu dikkat dağıtıcılardan kurtulmanız gerekiyor.

Yapmanız Gerekenleri Öncelik Sırasına Koyun

Birçok insan; aslında yapılması gerekmeyen, çok da önemli ya da acil olmayan işleri yaparken çok fazla zaman kaybediyor. Bu da, enerji potansiyelinin büyük kısmını burada harcamanız anlamına geliyor. Neler yaptığınızı bir düşünün. Çok çalıştıktan sonra kendinize ne yaptığınızı sorduğunuzda elinizde hiç bir şey yoksa; muhtemelen siz de çok fazla zaman kaybediyorsunuz demektir. Yapmanız gerekenleri, öncelik sırasına koymanız ve gereksiz olanlardan kurtulup, sizin için önemli olanları öne çıkarmanız gerekiyor.

Hatırlatma Uygulamaları Kullanın

Yapmanız gereken çok fazla şey varsa ve bunların türleri çok farklıysa, bir noktada kafanız karışabilir. Bu noktada cep telefonunuzdan yardım alabilirsiniz. Hemen her akıllı telefonda, takvim uygulaması bulunmaktadır. Ben şahsen kendi işlerimi, seyahatlerimi, randevularımı ve hatta ödemelerimi organize etmek için “Google takvim” uygulamasını kullanıyorum ve çok memnunum. Hem Ios’da hem Android’de bulunan ygulama, bir gün öncesinden size bildirimler de gönderiyor. İşlerimi organize etme noktasında, bana çok faydası olduğunu söylemek istiyorum. Siz de Google Takvim ya da benzer bir uygulama kullanarak; hayatınızı düzenleyebilir, güzel bir sisteme oturtabilirsiniz.

Arka Planda Açık Uygulama Bırakmayın

Beynimizin çalışma mantığı, cep telefonlarına ve bilgisayarlara çok benzer. Bir cep telefonunda ya da bilgisayarda, aynı anda çok fazla uygulamayı açtığınızı düşünün. O anda odaklandığınız bir program var; ancak arkada da bir sürü program açık. Ne olacak?

Sistem bir süre sonra kasmaya başlayacak. Bu, odaklandığınız programın çok zor çalışmasına neden olur; uygulamadan bir türlü verim alamazsınız. Zihnimizde, aynen böyledir. Zihninizde, halletmediğiniz ve yarım bıraktığınız işler çok fazlaysa; odaklanmaya çalıştığınızda genellikle başarısız olursunuz. Çok basit metinleri okurken bile, hiç anlayamadığınızı fark edersiniz.

Ya da gün içinde bir sürü şey yapmış olsanız bile, akşam neler yaptığınızı hatırlamakta zorlanırsınız. Ne yediğinizi bile hatırlamayabilirsiniz. Böyle olmasının en büyük nedeni; zihninizde arka planda açık kalmış uygulamalardır. Bu aşamada zihni, ortada bir sürü ıvır zıvırın, bir sürü çöpün bulunduğu bir odaya benzetebiliriz. Ortalığı toparlamanız gerekiyor; başlangıcı, küçük olanlardan yapmalısınız. Önemsemediğiniz o küçük işler, zihninizi sandığınızdan çok daha fazla yoruyor.

Peki, ne yapmalısınız? Beş dakikadan daha kısa süren işleri, anında yapmalısınız. Hemen halledin ki, asıl yapmanız gereken büyük şeylerle uğraşmanız kolaylaşsın. Bu nedenle; zihnini organize etmeniz, arka planda yarım kalmış işler bırakmamanız çok önemlidir.

Hayır Demeyi Öğrenin

Hayat enerjinizi çalan ve hayatınızı organize etmenizi zorlaştıran en önemli şeylerden biri, hayır demekte zorlanmanızdır. Etrafınızda, sizin için çok da önemli olmayan, sizi biraz da kullanmaya çalışan insanlara hayır diyemiyorsanız, bu insanlara çok fazla zaman ayırmaya başlarsınız.

Ders çalıştığınızı ya da işinize odaklandığınızı düşünmenizi istiyorum. O anda biri arıyor ve size derdinden bahsediyor. Ona kıyamıyorsunuz, telefonu kapatamıyorsunuz; ancak bir yandan da kendinize “İşine odaklan, dersine çalış biraz” diyorsunuz. Ancak ne oluyor? İçinizden hayır diyememe canavarı ortaya çıkıyor ve “Dinlemelisin”, “Dinlemezsen kötü şeyler olur, dinlemezsen sevmezler seni” diye konuşmaya başlıyor ve siz de hayır diyemiyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz, bir derdini danışmak için arayan arkadaşınız yarım saattir sizinle telefonla konuşuyor.

Peki, sonra ne oluyor? İlk başta çok güzel gittiğini düşündüğünüz o işinizden ya da dersinizden kopuyorsunuz. Ya da bazen sizi, hiç istemediğiniz etkinliklere, projelere ya da organizasyonlara davet ediyorlar. Siz de her şeye rağmen kendinizi bu etkinliklerde buluyorsunuz. Bu durumda enerjinizi; kendi hayatınız için değil, başkalarının hayatı için kullanmış oluyorsunuz. Hayır demeyi başarabilmeniz, hayatınızı organize edebilmek adına çok önemlidir.

Tek Seferde Birden Fazla İşle İlgilenmeyin

En başta söylediğim gibi, inanılmaz bir gücünüz ve bitmeyen bir enerjiniz yoktur. Bazen, böyle bir hisse kapılabiliyoruz. Bunun neticesinde, şöyle bir durum ortaya çıkıyor; çok sayıda işle aynı anda uğraşıyorsunuz. Ne oluyor? Bir yandan matematik, bir yandan fen, bir yandan fizik, kimya, bir yandan edebiyat çalışıyorsunuz.

Ya da bir bakmışsınız; spor, müzik, sinema, İngilizce kursu… Hepsini aynı dönemde yapmaya çalışıyorsunuz. Sonuçta ne oluyor? Hepsinde birden başarısız oluyorsunuz. Biraz önce bahsettiğim özelliğine ek olarak insan zihninin, şöyle bir özelliği daha var; bir anda, tek bir şeyle ilgilenebiliyor.

Hayatınızda çok fazla şey varsa, onları listeleyin. Onlardan ilk 2’sini gündeminize alıp, diğerlerini şimdilik ertelemenizi öneriyorum. O iki görevi hallettikten sonra, tekrar bir liste yapın ve yine ilk 2’yi halledip, kalanları çöpe atın. Bunu yaparsanız, dikkatinizi dağıtan işlerden kurtulmuş olursunuz.

Çalışma ve Dinlenme Süreçlerini Doğru Ayarlayın

Hayatı ve çalışma sürecini organize ederken yapılan en büyük yanlışlardan biri; dinlenme süreci ile çalışma sürecini birbirine karıştırmaktır. Örneğin ders çalışırken ya da işle ilgili bir proje üzerinde çalışırken, bir şeye odaklandığınızı düşünün. 10-15 dakika çalıştıktan sonra kendinizi sosyal medyada gereksiz bir şeylere bakarken buluyorsanız; 1 saatlik çalışma sürenizin 15 dakikası çalışmayla, 45 dakikası oyalanmayla geçmiş olur. Sonucunda da, 4-5 saatlik bir çalışma sürecinde, en fazla 1 saat çalışmış oluyorsunuz. Sonuç ne mi? Verim düşüklüğü. Dolayısıyla çalışma süresi de dinlenme süresi de iyi ayarlanmalı. Aksi takdirde, bir proje ya da tez sürecinde, kendinizi dinlenmeye dahi veremezsiniz. Peki, böyle bir durumda ne yapmak gerekiyor? Maksimum verim alabildiğiniz süre boyunca, yorulana kadar çalışın. Sonrasında çok sağlam bir şekilde, çalışma sürecinin içine katmadan dinlenin.

Borçlarınızdan ve Gereksiz Harcamalardan Kurtulun

Hayatınızı organize etmeye ve düzenlemeye çalışırken, en son isteyeceğiniz şey; kredi ve kredi kartı borçlarıdır. Her şey düzenli giderken, ödemekte zorlandığınız borçlar, sizi çok fazla bunaltır. Bu da, odaklanmanıza ve hayatınızı yaşamanıza engel olur. Peki, ne yapmalısınız?

Çoğu zaman, ben de dahil, ihtiyacımız olmayan şeyleri alıyoruz. Örneğin bir mağazaya girdiğimde ve bir pikap gördüğümde, “Bir pikapım olsa ne güzel olur!” diye düşünüyorum. Oysa sabah evden çıkarken aklımda bile yoktu. Böyle durumlarda eve, elimde bir pikapla dönebiliyorum. Pikap, pikapla bitmiyor. Sonrasında, gerçekten ihtiyacım olmayan birçok masraf da beraberinde geliyor.

Bu aşamada, kendime şöyle bir kural koydum; almak istediğim bir şey olduğunda 3 gün bekliyorum. Sonrasında, hala o ürünü ya da cihazı almak istiyorsam, alıyorum. Şunu söylemek istiyorum; bir anda görüp, aniden beğendiğim o cihazları, 3 gün beklemeye başladıktan sonra hiç almadım. Dolayısıyla, boş yere borca girmemiş oldum.