İlkbaharda “bahar yorgunluğu”, kışın “soğuk havalardan”, yazın “aşırı sıcak havalardan” derken halsizliğimize, uykusuzluğumuza hep bir bahanemiz var. Otobüste, metroda, evde televizyon karşısında, ofiste bilgisayar başında uyukluyoruz, çoğu zaman halsizlikten başımızı kaldıracak halimiz yok. Nedendir bilinmez, bir türlü geçmeyen sürekli uyku halimiz var. Siz de aynı durumdaysanız, uyku haliniz fincanlarca kahveye rağmen geçmiyorsa, bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmiş olmanız lazım. Uzun süredir uyku halinden kurtulamıyorsanız, bir uzmana görünme zamanı gelmiş de geçiyorsunuz.

Akşamları aslında normal saatlerde yatağa gidiyor, geceleri yeterince uyuyorsunuz, ancak gündüz hep uyumak istiyorsanız bir ya da birkaç sağlık sorununun belirtisi olabilir. Geceleri 6 – 7 saat uyumaya rağmen gündüz aniden gelen dayanılmaz uyku isteği hiç normal değil. Sebepsiz, sürekli uyku hali Narkolepsi hastalığının en önemli belirtisi olarak bilinmektedir. Bizler bu hastalığı neredeyse hiç duymadık, ne olduğu konusunda çok fazla bir fikrimiz yok. Toplumda çok fazla bilinmeyen Narkolepsi, yani sürekli uyku hali ihmal edilmekte ve bir doktora başvurmakta geç kalınmaktadır. Oysaki sürekli uyku hali akademik başarıyı, iş başarısını, yaşam kalitesini, sosyal ilişkileri, daha doğrusu yaşamın tüm yanlarını olumsuz etkilemektedir.

Aşırı uyku hali bir hastalık olabilir mi?

Normalde olmayacak şekilde aşırı uyku hali, ciddi rahatsızlıkların hem belirtisi hem de sebebi olabilen önemli bir sorundur. Ancak genellikle günlük yoğun iş temposu veya başka sağlık sorunları bu uyku halinin sebebi gibi algılanabiliyor, başlı başına bir hastalık olduğu anlaşılamayabiliyor, ciddiye alınmıyor. Özellikle de günlük yaşamı yoğun geçen kişiler uzun yıllar süren aşırı uyku halini normal olarak değerlendirmekte, önemsememekte ve bununla yaşamaya alışmaktalar. Eğer sıra dışı şekilde yoğun ve yorucu bir gün değilse, gece 6 – 7 saat deliksiz uyunabildiyse öğlen saatlerinde, akşam televizyon karşısında, yolculukta ve hatta işte veya direksiyon başında uyumak, uykulu olmak kesinlikle normal değildir, bunların hepsi birer hastalık belirtisidir.

Basit yorgunluktan kaynaklanan uyku ile Narkolepsi arasındaki fark nedir?

En sık olarak yapılan hatalardan birisi yorgunluk ve uyku halinin birbirleriyle karıştırılmasıdır. Yani yorgun olmak uykulu olmayı gerektirmez. Yorgunluk; kişinin aşırı fiziki aktivitesi ile ortaya çıkan bir durumdur ve dinlenerek rahatlıkla geçer. Tıpkı uyku apnesi olan hastalarda olduğu gibi bazı uyku hastalıklarında da yorgunluk ve uyku hali birlikte görülebilir. Ancak Narkolepsi söz konusu ise aşırı uyku hali kişinin aslında öncesinde ve sürekli bir uyku hali yokken aniden uykusunun gelmesi ve uyku isteğine direnememesi sorunudur. Narkolepsi sorununda kişi çok kısa süreli de olsa uyuduğunda dinlenir ve hasta kısa süreli uykudan sonra dinlenmiş hisseder. Bu uyku durumunun hastalık kabul edilmemesi için doğru sınır, kişinin sabahları dinlenmiş bir şekilde uyanması ve gündüz hiçbir şekilde kendini uykulu hissetmemesi gerekir.

Aşırı uyku isteği bir hastalık mıdır?

Aşırı uykunun bir sorun olup olmadığından önce “Aşırı uyku nedir” ona bakmak lazım. Normal şartlar altında bir yetişkin gece saat 11 buçuk, 12 gibi yatıp 6 buçuk 7 gibi kalkar ve ortalama 7 saat gece uykusu uyur. İşte bu uyku ona yetmekte ve gündüzleri durup dururken aniden uykuya dalmayacaktır. Bir hastalık olan Narkolepsi sendromundaki “aşırı uyku” sorunu da uzun gece uykusu ile ilgili değil, gündüz herhangi bir uyku hali hissetmezken aniden gelen ve gündüz saatlerinde ortaya çıkan uyuma isteği ve dayanılmaz bir uyku halidir. Kişinin uyku atakları, uyku için uygun ortamlarda daha sıklıkla olabildiği gibi, kişi araç kullanırken gibi uygunsuz ortamlarda da gelebilir.

Aşırı uyku ve uykusuzluk söz konusu olduğunda; uykuda solunum durması gibi uykunun kalitesini etkileyen durumlarda da gece uykusunun normale göre uzaması, gece uykusundan dinlenmemiş bir şekilde uyanma gibi aşırı uykudan bahsedilebilen hastalıklar vardır. Fakat bu tür sorunlardan kaynaklı olarak ortaya çıkan aşırı uyku hali ayrı bir alanda değerlendirilmelidir. Yani kişi, normalde uyuduğu süreden daha uzun süre uyumak zorunda kalıyorsa, uykusundan dinlenmemiş bir şekilde uyanıyorsa veya hiçbir şikayet yokken gündüz uykusu oluyorsa bu hal kesinlikle bir uyku hastalığının belirtisi olarak ele alınmalıdır.

Baharda yorgunluk ve uyku isteği artıyorken, Narkolepsi hastalarında da ataklar bahar aylarında artar mı?

Bahar aylarında uyku ve yorgunluk hali artarken, bunun uyku hatalıklarıyla çok da ilgisi olmayabilir. Sürekli uyku hali hastalığı olan Narkolepsi hastalarının uyku hali aslında hiçbir dış faktörden etkilenmez, mevsimsel değişimlerden de pek fazla etkilenmez. Narkolepsi hastaları, her mevsim ve her şartta aniden uyku hali hisseder ve kısa süre uyuduktan sonra tamamen dinlenmiş olarak uyanır, gününe devam eder.

Sürekli uyku halinde ne zaman doktora başvurulmalı?

Sürekli uyku hali sorunu olan Narkolepsi, bir doktora başvurmadan ve tedavi edilmeden yaşamın sürdürülebileceği bir sorun değildir. Yani Narkolepsi sorununda tıbbi tedavi olmadan kendiliğinden tedavi olması, sorunsuz hissetme gibi bir olasılık söz konusu değildir. Aslında kolaylıkla tedavi edilebiliyor olmasına rağmen, hastaların belirtileri doğru tarif edememeleri ve hangi doktora başvuracaklarını bilememelerinden dolayı tedavide geç kalınmaktadır. Narkolepsi toplumda çok nadir görülen bir hastalık olduğu için ve de çoğu zaman bir hastalık olarak görülmemesinden dolayı doktorların da görmeye çok da alışık olmadıkları bir sorundur. Kişiye gündüz vakti aniden gelen uyku atakları veya diğer belirtilerden bir tanesi bu hastalığın ilk belirtisi olabilir. Narkolepside tüm belirtiler bir arada ortaya çıkmadığı gibi, bazı belirtilerin bittiği dönemde diğerlerinin başlaması da söz konusu olabiliyor. Aslında bu şikayetlerden, belirtilerden herhangi birinin ortaya çıkması hastanın bir sağlık kurumuna başvurması için yeterlidir.

Narkolepsi nasıl tedavi edilir?

Narkolepsi uzun yıllardır tedavisi olan bir rahatsızlıktır. Sürekli uyku hali ya da uzun saatler uykusuzluk gibi uyku sorunlarının her biri çok önemlidir ve erken dönemde sağlık kurumuna başvurup teşhis ve tedavi edilmesi gerekir. Narkolepsi de bir uyku problemi olarak farklı tedavi seçenekleri olan, modern ilaçlarla çok daha başarılı ve güvenli bir şekilde tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Narkolepside yaşanan aşırı uyku hali için geliştirilmiş ilaçlarla birlikte, hastalığın diğer şikayetlerinin tedavisinde genellikle antidepresanlar kullanılmakta, tedavi yöntemleri % 100’e varan oranlarda başarılı sonuçlar verebilmektedir.

Sürekli uyku hali önlenebilir mi?

Narkolepsi, yani sürekli uyku hali önlenebilecek bir hastalık olmamakla birlikte, hastaların bir an önce tedavi edilerek yaşam kalitelerini artırmaları en doğru yaklaşım olmaktadır.

Narkolepsi hangi yaş grubunda daha sık görülür?

Narkolepsi hemen her yaşta görülebilen bir rahatsızlıktır. Ancak tüm narkolepsi belirtilerinin görüldüğü, hastanın şikayetlerinin arttığı ve yaşam kalitesinin olumsuz etkilendiği dönem 20-30 yaşlar arasıdır.

Aşırı yorgunluk ve sürekli uyku neden olur?

Yorgunluk, normal şartlar altında bir kişinin günlük işlerini yaparken kendini yorgun hissetmesi, yetersiz hissetmesi, işini yapacak kadar gücü kalmadığını hissetmesi şeklinde tanımlanabilir. Bazı insanlar ileri yaşına rağmen çok dinç ve atak olabilirken, bazı gençler kimi zaman yemek yemeye, yatmaya hatta dinlenmeye bile üşenir. Çünkü kendini sürekli yorgun ve uykusuz hisseder. İşte bu tür bir durumun üşengeçlikten, tembellikten mi, yoksa enerji eksikliği ve herhangi bir hastalıktan mı kaynaklandığını bilmek çok önemlidir. Aşırı yorgunluk ve sürekli uyku halinin altında yatan muhtemel rahatsızlıklar ve sebepler aşağıda sıralanmaktadır.

  • Kansızlık

Kan değerlerinin ve miktarının normal standartlar içinde seyretmemesi kesinlikle pek çok hastalığa yol açarken, bir de aşırı yorgunluk ve halsizlik yapabilir. Sebepsizce hissedilen yorgunluğun en sık görüldüğü hastalık anemidir. Zira oksijen taşıyan hemoglobin eksikliği durumunda kişinin kendini yorgun ve halsiz hissetmesi, sürekli uykulu dolaşması söz konusudur. Bu tür bir durumda mutlaka uzman doktor muayenesi ile gerekli tetkikler ve tedavi planlamalıdır. Kansızlık tedavi edildikten sonra sürekli uyku ve yorgunluk hissi de kaybolacaktır.

  • Aşırı stres ve depresyon

Ruh hali, kişinin tüm yaşam fonksiyonlarını etkilediği gibi enerjisini, uyku düzenini de etkilemektedir. Bu bakımdan yorgunluğa, uyku sorunlarına yol açan rahatsızlıklardan birisi de depresyon ve benzeri psikolojik hastalıklardır. Depresif kişiler sürekli uyumak ister ve her daim halsizdir, yorgundur.

  • Tiroit sorunları

Başta hipotiroidi olmak üzere endokrin hastalıklar da kişinin kendisini çok yorgun ve halsiz hissetmesine, sürekli uyku halinde olmasına neden olmaktadır. Bundan dolayı hipotiroidi hastalarının “tembel, uyuşuk” olarak tanımlandıkları bilinir. Bununla birlikte endokrin hastalıklardan şeker hastalığı da sürekli uykulu ve yorgun olmaya yol açabilir. Bu hastaların öncelikle var olan hastalıkları tedavi edilmelidir. Zaten ardından sürekli uyku ve yorgunluk halinin kendiliğinden geçtiği görülecektir.

  • Kanser türleri

Yorgunluk ve aniden uykuya dalma, sürekli uyku hali bir takım erken onkolojik hastalıkların belirtisi olabilir. Kanser hücreleri kişinin tüm vücut sistemlerini bozarak yorgunluğa, halsizliğe neden olabilir. Kanser dolayısıyla kansızlık ortaya çıkmışsa, beslenme bozukluğu oluşmuşsa yorgunluk ve uyku isteği de artabilir. Bununla birlikte kanser tümörleri insan organizmasına göre çok hızlı metabolik aktiviteye sahiptir. Bu bakımdan tümörler şekeri daha hızlı tüketir, kişinin kan şekerini aniden, hızlıca düşürür ve oksijeni daha çok harcar. Zira bu tümörler hızlı büyüyen dokulardır ve ihtiyaçları çok fazladır. Bu sebeple de kişinin vücudundaki her şeyi hızlıca tüketip yorgunluğa, uykuya sebep olurlar.

  • Kalp hastalıkları

Kalp ve damarla ilgili çok sayıda problemin en önemli belirtilerinden birisi hastanın sürekli yorgun ve uykulu hissetmesidir. Zaten aşırı yorgunluk hali kalp hastalıklarının en erken bulgularından birisi olarak bilinir. Kapak lezyonu ve kalp -damar hastalıkları kalbin oksijen ihtiyacını karşılamasına engel oldukları için yorgunluğa sebep olur, kişinin günlük ihtiyaçlarını bile karşılamasını engelleyebilir.

  • Enfeksiyonel hastalıklar

Kişinin vücudunda çeşitli nedenlerle ortaya çıkan enfeksiyonlar da yorgunluğun ve sürekli uyku halinin en sık görülen nedenlerini oluşturur. Örneğin; karaciğer iltihaplanması (hepatit), kalp iç yüzünün iltihaplanması, kalp zarı iltihapları, tüberküloz (verem), parazit hastalıkları ve AIDS kişinin vücudunda enfeksiyon olmasından kaynaklanır ve aşırı yorgunluk, sürekli uyku hissine sebep olur.

  • Metabolik hastalıklar

Metabolizmanın tam fonksiyonla çalışmıyor olması kesinlikle kişinin kendisini yorgun, bitkin, halsiz ve uykulu hissetmesine sebep olur. Örneğin; böbrek yetmezliği, karaciğer yetersizliği, kalsiyum yüksekliği ve potasyum düşüklüğü gibi metabolik hastalıklar vücuttaki kan tuzları ve minerallerdeki azalmalarla yorgunluğa, sürekli uyku haline sebep olabilir.

  • Uyku apnesi

Uyku apnesi, kişinin yaşam kalitesini düşüren ve yorgunluğa sebep olan bir sağlık sorunudur. Şöyle ki; yeterli süre, kaliteli bir uyku uyuyamayan kişiler kendini ertesi gün aşırı yorgun ve halsiz hisseder, gün içinde aniden uyku bastırır ve yaşamın rutin işleri, işleyişi sekteye uğrar.