Çocuklar ve gençler; gerçek dünyada gerçek insanlarla iletişimde olmak yerine elektronik aletlere kitlenerek, bilgisayar oyunları oynayarak ya da mesajlaşarak saatlerini harcıyorsa, bunun sorumlusu genelde dolaylı ya da direkt olarak ebeveynler oluyor. Çocukların üzerindeki aşırı dijital yük ise sosyal, duygusal ve entelektüel gelişimde sorunlara yol açıyor. Bu konuda Jane E. Brody’nin New York Times’da paylaştığı bilgileri,  sizler için derledik.

 

Çocuk gelişimi uzmanlarının vardığı bu acı ama gerçek sonuç, ebeveynlere sorunu fazla hasar oluşmadan önlemeleri ya da düzeltmeleri konusunda bir uyarı niteliği taşıyor. Harvard’a bağlı psikolog Catherine Steiner-Adair, bu durumla en kısa zamanda ilgilenilmesi gerektiğini belirtiyor. The Huffington Post’a açıklama yapan aile terapisti Susan Stiffelman ise, çevrimiçi dünyanın yüksek bağımlılık yaratan doğası ve yoğun çekim gücüyle baş etmek konusunda günümüz ebeveynlerinin hazırlıksız olduklarını söylüyor ve ekliyor: “Ebeveynler olarak çocuklarımıza rehberlik yapıp dijital dünyada kaybolmaları yerine, onu iyi şekilde kullanma alışkanlığı kazanmalarına yardım etmemiz lazım.” Ergenlik öncesi çocukların kendi cep telefonları ya da odalarında televizyonları olmaması gerektiği konusunda ise bütün uzmanlar hemfikir. Ayrıca ergenlik çağındaki çocukların ekran başında geçirdikleri zamana bir sınır getirmek için de çok geç değil.

Dr. Steiner-Adair, çocukların elektronik cihazları aşırı kullanma eğilimleri üzerinde güçlü etkilere sahip 2 tip ebeveyn davranışı olduğunu söylüyor. Bazı ebeveynler, sürekli olarak kendi cihazlarına bağlanmış durumda ve telefonlarının ya da tabletlerinin her bip sesine yanıt verip sürekli mesaj alıp yolluyorlar. Diğer ebeveyn tipi ise, çocuklarının bu cihazları kullanımıyla ilgili doğru sınırları belirlemede ve korumada başarısız oluyor.

 

Küçük çocuklar daha ziyade yetişkinleri taklit ederek, örnek alma yöntemiyle öğrenir. Çocuklarının ellerinden tutarken ya da bebek arabalarını iterken onlarla iletişim kurmak yerine mesajlaşmayı tercih eden bakıcıları ya da ebeveynleri her yerde görmek mümkün. Dr. Steiner-Adair, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikteyken taşınabilir aletlerini kullanma konusunda iki kere düşünmeleri gerektiğini söylüyor. Görüşme yaptığı 1000 çocuktan, babasının akıllı telefonu için “salak telefon” diyen bir kız çocuğunun söyledikleri ise çarpıcı: “Sıkıcıymışım gibi hissediyorum. Herhalde babam benden sıkılıyor ki, ne zaman olursa olsun her telefonu, her mesajı cevaplıyor; hatta teleferikte giderken bile.”

 

Boston Tıp Merkezi’nde pediyatrist olan Dr. Jenny S. Radesky ve iki araştırmacı, fast food restoranlarındaki 55 ebeveyn ve çocuk grubunu gözlemledikleri araştırmalarında, yetişkinlerden 40’ının mobil cihazlarını hemen çıkarıp tüm yemek boyunca kullandıklarını gördü. Araştırmacılar aynı zamanda, bu süre boyunca çocukların, ebeveynlerinin dikkatlerini çekebilmek için taşkın davranışlarda bulunduklarını da gözlemledi.

 

Dr. Steiner-Adair, ebeveynlerin günün en önemli anlarında, çocuklarına tam olarak dikkatlerini verme konusundaki başarısızlıkları üzerinde özellikle duruyor. Bu anlardan biri de, çocukları okula bırakma ve okuldan alma zamanı. Herkes için “bütün aletlerden arınmış zamanlar” olması gerektiği söylenen günün bu vakitlerinde, hem çocukların hem de ebeveynlerin, bütün mobil cihazlarını bir kenara bırakması gerekiyor. Aynı şekilde, ebeveynler işten eve geldiğinde bütün elektronik aletlerini bir kenara bırakıp, evdeki ilk saatlerini aileleriyle bağlanmak için kullanmalılar. Ailece dışarıda yenen yemeklerde ise, kimse elini telefonlarına ya da tabletlerine sürmemeli. Zira lezzetli yiyecekler ve besleyici sohbetler eşliğinde yemek yeme sanatı sadece restoranlarda değil, evlerde de kaybolmaya yüz tutmuş durumda.

 

Ebeveynlerin çocukların dijital dünyayla ilgili alışkanlıklarını değiştirme çabaları ise, çoğu zaman karşı koymayla sonuçlanır. Ama uzmanlar, kararlı olmanın çok önemli olduğunu ve pazarlık yapmaktan kaçınılması gerektiğini söylüyor. Çocuğunuzun bu durumdan ne kadar mutsuz olduğunu anlayın ama onlara, neden istediklerini elde edemedikleriyle ilgili uzun nutuklar çekmeyin. Çocuklar hayal kırıklığı yaşayarak dayanıklı yetişkinlere dönüşürler. Dolayısıyla çocuğunuzun arkadaşlarını sosyal medyada takip edemediği için kızgın, bunalmış ya da kaygılı olması doğal bir durum.

 

Uzmanlar, okuldan geldikten sonraki ilk bir saat ya da yatmadan önce bir saat gibi günün belirli zamanlarının, ebeveynler tarafından “mobil cihazlardan arındırılmış anlar” olarak belirlenmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca yemek masasında telefon ve tablet de olmamalı. “Parenting with Presence” kitabının yazarı Ms. Stiffelman, ebeveynlere şu tavsiyeleri veriyor: “ Çocuklarınızla birlikte yapacağınız gerçek aktiviteler için zaman ayırın ki, onlar da bölünmemiş dikkatinizi ve zamanınızı hak ettiklerini hissetsinler. İlişkinizi beslemek için beraber bir şeyler yapın.”

 

Çocukların dijital dünyada geçirdikleri zamanı kontrol etmeye gelince, Dr. Steiner-Adair, sorumluluğun ebeveynlerde olduğunun altını çiziyor: “Bu cihazlar her an açılabildikleri için, bir ebeveyn olarak çocukların kullanımını kontrol etmek, ne kadar zaman harcadıklarının hesabını tutmak ve üzerinde anlaştığınız kurallara uyup uymadıklarından emin olmak sizin göreviniz.”