Kendimizi kötü hissettiğimizde yaptığımız 6 hata

Kendimizi kötü hissettiğimiz durumlarda, içimizi sıkan duygulardan kurtulmak imkansızmış gibi gelir. İster kafamıza taktığımız herhangi bir konuyla ilgili basit bir sıkıntı olsun ister panik atak, depresyon, kaygı bozuklukları ya da uyku problemleri gibi daha ciddi durumlar, böyle anlarda yaptığımız temel hatalarla sorunların çözülmesine engel oluruz. Bu gibi durumlarda yapılan en yaygın 6 yanlışı Uplifers olarak sizler için derledik.

  1. Direnmek

Kendimizi kötü hissetmeye başlayacağımızı ya da bir panik atağın yaklaştığını anladığımız an, ilk olarak bu durumdan en kısa zamanda kurtulmak isteriz. Bu oldukça doğal bir dürtü olsa da, genellikle bu çabamız durumu daha da kötüleştirir.

Bu duygulara karşı direnç göstermek, bizi sürekli olarak içinde bulunduğumuz durumu düşünmeye, bütün ilgimizi ona yönlendirmeye ve bir türlü kurtulamadığımızı hissetmeye zorlar. Fakat gerçek şu ki, her şeyi kontrol edemeyiz. Durumunuzu “kontrol altına” almaya çalışmak, genelde daha fazla strese ve kötü hislere yol açar. O yüzden bazı zamanlarda direnmeyi bırakıp her şeyi kontrol etmekten vazgeçmek gerekir.

Eğer biraz gevşeyip, depresyon ya da paniğin gelmesine izin vererek, onların zamanla geçen kalıcı duygular olmadığını kabullenirseniz, her şey daha kolay olacaktır.

  1. Kötü hissetmekle ilgili kötü hissetmek

“Neden diğer insanlar gibi hayattan zevk alamıyorum”, “bu duygu asla geçmeyecekmiş gibi geliyor” gibi kendinizi kötü hissettiğiniz anda kurmaya başladığınız cümleler, daha fazla olumsuz duygu ve yeni korkular olarak geri döner. Zaman geçtikçe de bunlar hayatınızın önemli bir parçası olur. Fakat her defasında bu durumu çekilmez kılan depresyonun kendisi değil, kafanızın içindekilerdir.

İsterseniz deneyip görün: Bir dahaki sefere olumsuz duyguların atağa geçtiğini hissettiğinizde, bu duygulara kapılmak ya da onlar hakkında değerlendirmelere girmek yerine sadece gözlemlemeyi deneyin. Hiçbir şey düşünmeden, sadece duygularınızı oldukları haliyle izleyin. Vücudunuzun hangi bölgesiyle hissettiğinizi, nasıl başlayıp nasıl bittiğini fark etmeye çalışın.

Bunu yaparak, zihninizi sıkıntıların elinden kurtarır ve siz onları desteklemediğiniz sürece bu atakların ne kadar zayıf düştüklerini görmüş olursunuz. Depresyonunuzu korku ve negatif düşüncelerinizle beslemediğiniz sürece, onlardan kurtulmak çok daha kolaydır.

  1. Karşılaştırmak

Eğer depresyon ve panik ataktan kurtulmak istiyorsanız, hiçbir sorununuzun olmadığı eski zamanlarla şimdiyi karşılaştırmaktan vazgeçin. Bir gelecek ve geçmiş olduğunu unutun. Yaşananlar yaşandı; şimdiki zamana dönmek yerine geçmişe takılı kalmayın.

Şu anda elinizde olanlara odaklanmakla başlayın ve geçmişte sahip olduklarınızı düşünmeyin. Şimdiki zamanda yaşamayı öğrenmek, kötü hissettiğiniz anları daha çekilir kılacaktır.

  1. Yararsız sorular sormak

Birçok insan zamanını “ne zaman bitecek?”, “neden ben?” ve “bunu hak etmek için ne yaptım?” gibi sorular sorarak geçirir. Fakat bu soruların hiç bir önemi yok; önemli olan içinde bulunduğunuz durumdan nasıl kurtulacağınızı bilmek.

“Neden ben?” gibi sorular, sadece durumunuzu daha da kötüleştirir, sizi şikayet etmeye ve zaten olmuş bitmiş bir şey için mutsuz olmaya zorlar. Olumsuz hislerinizden kurtulmak için yapmanız gerekenlere odaklanın ve bu amaca hizmet etmeyen hiç bir soruya kafa yormayın.

  1. Korkularınıza inanmak

Dışarı çıkma, yeni insanlarla tanışma ya da asansöre binme fikri bizi korkuttuğu için, kötü şeyler olacağına inanırız. Bunda şaşılacak bir şey yok, çünkü korku hissi zaten bizi tehlikelere karşı uyarmak için vardır. Fakat bu korkularımızın gerçek tehditlere karşı ortaya çıktığı durumlar oldukça nadir görülür. Örneğin, bir panik atak sırasında boğulmaktan ya da aklınızı yitirmekten korkmanız tamamen mantıksız. Bu korkularınıza inanmaktan vazgeçin. Emin olun ki, o dakikalarda korktuğunuz hiçbir şey başınıza gelmeyecek.

Korku, beyninizdeki bir kimyasal tepkimeden başka bir şey değil. İçinizdeki korku alarmı her çaldığında, başınıza kötü bir şey gelmez. Bu hisse teslim olmayın: dışarı çıkın, arkadaşlarınızla buluşun, gönül rahatlığıyla uçağa binin ve korku hissinin ortada dolaşmasına izin verin. Onu yok etmeye çalışmayın; sadece duymazlıktan gelin. Ya da diğer bir deyişle, korkularınız gerçekmiş gibi davranmayın.

  1. Depresyonun sebebini dış dünyada aramak

Yaşadığınız duygusal huzursuzluğun nedeninin, işiniz ya da hayat tarzınız olduğunu düşünüyor ve bunları değiştirirseniz mutlu olacağınıza inanıyorsanız, hata edersiniz. Mutlu olmak için ihtiyacınız olan her şey içinizde. Aynı şekilde sizi mutsuz edenler de öyle. O yüzden, içinizdeki gücün farkına varmadığınız sürece, yaptığınız her değişimde o duygular sizi yine takip edecektir.

Bu tabii ki, hayatınızda hiçbir ilerleme olmayacağı anlamına gelmiyor. Fakat önceliğiniz, bütün çabanızı içinize yöneltmek olmalı.

Kısaca toparlamak gerekirse, olumsuz duygularınıza direnmeyin, korkularınızı kabullenin ve gelip geçmelerine izin verin. Onlara kapılıp, gerçekliklerine inanmayın. Şu anki durumunuzu önceki halinizle karşılaştırmayın. Bu söylediklerimiz, içinizdeki sesle ters düşüyor olabilir. Zaten depresyonun bu kadar yaygın olmasının nedenlerinden biri de bu; kötü hislere inanıp onlara boyun eğmek.