Merhaba Sevgili Okur,

Bugün çocuk gelişiminde beni özellikle çok düşündüren bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim. Öz saygı, çocuklarımız büyürken, onların birey olarak alanlarına saygı duyarak ve kendi öz varlıklarının büyümesine izin veren bir anne olduğumu düşünüyorum. Ancak başka önemli bir tanımda, öz saygı.

 

Özsaygıyı tanımlamanın birçok yolu olsa da, genel olarak bu terim kendi hakkımızda düşündüklerimizi ve hissettiklerimizi kapsar, ve tabii ki kendimizi nasıl geliştirdiğimizi. Sağlıklı özsaygıya sahip çocuklar, sevgiyi hak ettiklerine inanırlar ve böylece başarılı olamama ihtimalleri olmasına rağmen daha fazla güçlükle karşılaşmayı dilerler. Kendi özsaygınızı geliştirmek için hiçbir zaman geç değildir, ve tabii ki çocuğunuza iyi bir rol model olmak için de. Özsaygısı düşük çocuklar kendilerine karşı daha eleştirel olabilirler, zorluklarla karşılaşmaktan çekinirler çünkü yenilgi onların özgüvenini ve çevrelerine duydukları sevgi duygusunu zedeler. Dahası, özsaygı eksikliği depresyon, sinirlilik, beslenme bozukluğu ve madde bağımlılığı gibi zihinsel sağlık problemlerine de yol açar. Bu durumda biz ebeveynlerin temel hedefi çocuklarının hayat boyu güçlü bir özsaygıya sahip olmalarını sağlamak olmalıdır.

 

İşte sizler için düzenlediğim çocuğunuzun iç gücünü ve saygısını keşfetmesine yardımcı olacak 10 tavsiye:

Çocuğunuza model olmak için önce kendi özsaygınızı geliştirin.

Çocuklar ailelerinin genel olarak hayata bakış açılarını ve özelliklerini örnek alırlar ve ebeveynler genellikle bunun önemini atlarlar. Çocuklar ailelerini kendi duygu ve düşünceleri için bir ayna olarak kullanırlar ve bu onlar için bir model oluşturur. Eğer kendi özsaygınız üzerine sorunlar yaşıyorsanız, çocuğunuzun da bu sorunları yaşaması büyük bir ihtimal. Bir ebeveyn olarak kendi özsaygınızı geliştirmek için hiçbir zaman geç değildir, ve tabii ki çocuğunuza iyi bir rol model olmak için de. Örneğin, hayatınızdaki zorlukları aşmak ve özsaygınızı geliştirmek için direnç kazanmak adına bir psikoterapi yardımı almak mükemmel bir yoldur.

 

Çocuğunuzla nasıl konuştuğunuza ve onu nasıl dinlediğinize dikkat edin.

Çocuğunuza karakteri üzerindeki yaptığınız düzeltmeleri nasıl telaffuz ettiğinize dikkat edin, keza düşündüğünüzden çok daha etkili sonuçlar verebilir. Örneğin, “Murat paylaşımcı bir çocuk değildir” demek çocuğunuzda genel bir yanılgı yaratabilir. Siz tek bir davranıştan söz ederken o bütünsel davranışlarını kastettiğinizi düşünür ve büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Bu yüzden davranışları sergilendiği anda eleştirin, onları genelleştirmeyin. Örneğin, “Murat geçen gün oyuncağını Mehmet ile paylaşmakta güçlük yaşadı” demeli, ardından örnek davranışı çocuğunuza göstermelisiniz.

 

Çocuğunuzun düşüncelerini ifade etmesine yardımcı olun ve yanlış inançlarını değiştirin.

Çocuğunuzun hem zorlandığı hem de başarılı olduğu durumlarda düşüncelerini ifade etmesini sağlayın. Böylece çocuğunuzun kendini farklı durumlarda ifade etme yeteneği gelişir. Çocuğunuzun kendisi hakkında negatif söylemlerde bulunduğunu duyduğunuzda (örneğin “Ben aptalım”), durumu farklı bir bakış açısıyla görmesine yardım edin. (“Aptal olduğunu kanıtlayan nedir? Kötü bir not senin aptal olduğunu göstermez. Senin birçok güçlü yanın var!”)

 

Performanstan ve sonuçtan çok çabalama ve tamamlama gücünün önemine dikkat çekin.

Araştırmalara göre çocukların bir görevi tamamlama aşamalarında gösterdikleri çabayı takdir etmek, elde ettikleri sonucu ödüllendirmekten çok daha değerlidir. Çocuklarınız sadece var oldukları için bile ödüllendirilmeyi isterler. Çocuklarınızı diğer çocuklarla karşılaştırmak ve buna göre değerlendirmek büyük bir yanlıştır.

 

Evde güvenli ve sevgi dolu bir ortam oluşturun.

Güvenli, sevgi dolu ve mantıklı kuralları olan bir aile ve ev ortamı çocuklarda özsaygının gelişmesi için temel değerlerdir. Çocuklarınızın okulda diğer çocuklar ile ilişkilerini mutlaka takip edin. Bu ilişkilerin güvene dayalı ve sağlıklı olduğundan emin olun.

 

Yenilginin hayatın bir parçası olduğunu çocuğunuza hatırlatın.

Öğrenmek ve gelişmek için, hayatımızda yenilgilerle de karşılaşmalıyız. Özsaygısı yüksek çocuklar yenilgileri başarı ile kontrol ederler ve bunu öğrenmek, büyümek için bir fırsat olarak görürler. Ve bununla birlikte…

Çocuğunuzun risk almasına, kendi kararlarını vermesine izin verin.

Birçok ebeveyn bunu uygulamada zorluk yaşasa ve arkasına yaslanıp çocuğunu izleyemese de çocuğunuz hayatta ne kadar fazla risk alırsa özsaygısını o kadar çok geliştireceğini unutmayın. Çocuklarınız kendileri kararlar alır ve bunları uygularlarsa özgüvenleri gelişir, problem çözme yetenekleri gelişir. Dahası, deneyimlerin başarı veya başarısızlıktan çok daha değerli olduğunu anlarlar.

Çocuğunuzun grup aktivitelerine katılımını sağlayın.

Çocuğunuzun bir grup içerisinde çalışması ve takım ruhunu tatması çok önemlidir. Bunun için çocuğunuzu gönüllü aktivitelere, takım sporlarına (özellikle takım çalışması içeren), müzik, sanat gruplarına ve kamplara yönlendirebilirsiniz.

 

Çocuğunuzun medyayı, özellikle sosyal medyayı sorgulamayı öğretin.

Çocuklarınızın sosyal medyaya erişimini sınırlamak veya engellemek yerine (ki çoğu zaman sınırlamalar çocukları daha çok yasakları yapmaya iter) onlara medyadaki yazıları ve paylaşılan görselleri analiz etmeyi öğretin, böylece çocuğunuz medyada sunulan bilgileri ve mesajları önce kendi değerlendirmesinden geçirebilir ve medyadan etkili biçimde yararlanabilir.

Sevginin koşulsuz olduğunu hatırlayın.

Çocuklarınızın her koşulda sizin onları koşulsuz sevdiğinizden emin olduğunu garantileyin ve sevginizin limitsiz olduğunu hissetmelerini sağlayın. Bu çocuğunuzun özsaygısı için gerekli olan en değerli öğedir. Eğer çocuğunuzun özsaygı ile zorluk yaşadığını düşünüyorsanız, pedagog seçeneğini de değerlendirmelisiniz. Böylece zorluklar karşısında çocuğunuzu güçlendirmek adına birebir uzman yardımı almış olursunuz.