Cildimiz bizim en göz önünde olan, en çok dikkat çeken ve aslında “nasıl” olduğumuz hakkında en doğru fikri veren, en büyük organımızdır. Cilt güzelliği, bizim güzelliğimiz, cilt deformasyonları, kusurları da aslında bizim görüntü kusurlarımızdır. İşte bundan hareketle en çok cildimize yatırım yapmalıyız. Peki, ama nasıl, ne şekilde ve hangi malzemelerle bakım yapmalıyız? Cildimiz neden deforme olur, kurur, kırışır, yaşlanır?

Cilt yaşlanması

Aslına bakarsak cilt yaşlanmasının ve deformasyonlarının en önemli sebeplerinden birisi cildin doğal nemini, ihtiyaç duyduğu nemi koruyamamasıdır. Zira doğduğumuzda vücudumuzun yaklaşık % 90’ı su iken, bu oran gittikçe azalır, yetişkinlikte ve yaşlılık döneminde susuzluktan, nemsizlikten cilt kurur, kırışır, hassaslaşır ve dolayısıyla da yaşlanır. Yani kuru cilt demek, yaşlanma potansiyeli yüksek olan cilt demektir.

Cildin kuruma nedenleri

  • Yeterince su içmiyor olmak. İşte içimizde, dışımızda, tüm vücudumuzda ortaya çıkan neredeyse tüm sorunların temel sebeplerinden birisi olan susuzluk, cilt kuruluğunda da baş etken oluyor. Çok basit ve artık klasikleşmiş bir cümle ile bu konuya açıklık getirmek gerekirse, “sağlıklı olmak isteyen herkes, günde en az 2 litre su içmelidir” işte bu “motto” cilt kuruluğunu önlemek için de geçerlidir.
  • İlerleyen yaş, cildin kuruma sebeplerindendir. Çünkü yıllar geçtikçe, yaş ilerledikçe kişinin doğal olmayan hava ve yaşam koşullarına maruz kalma süresi uzuyor, dolayısıyla da cilt doğal nemini kaybediyor. Derimizin üst tabakasının % 10’u sudan oluşuyor. İşte bu tabakadaki su azalınca; cilt kuruyor, çatlıyor, kaşınıyor.

  • Sıcak su ile yıkanmak cildi kurutuyor.
  • Çok sıcak iklim koşullarında yaşayanlarda cilt kuruluğu sıklıkla görülüyor.
  • Çok fazla deterjan, sabun, şampuan gibi kimyasallardan kullanmak cildin doğal nemini kaybetmesine yol açıyor.
  • Pamuk ya da keten gibi hava alan kumaşlardan değil de naylondan yapılmış giysiler, çok dar kıyafetleri sıkça giymek derinin hava almasını engellediği için cilt kuruluğuna sebep oluyor.
  • Güneş ışınlarına ve rüzgara korumasız olarak, direkt maruz kalmak cildi kurutuyor.
  • Havası kirli olan, oksijen bakımından fakir olan büyükşehirlerde yaşamak cilt kuruluğuna yol açıyor.
  • Egzama, sedef gibi cilt hastalıkları cilt kuruluğuna sebep olabiliyor.
  • Kalıtsal bazı özellikler, faktörler cildin nem tutmasını engelleyebiliyor.
  • Metabolik özellikler, şeker hastalığı, tirod bezinin az çalışması, alerjiler, sağlıksız ve yetersiz beslenme, kısa sürede fazla kilo kaybetme gibi sağlık sorunları da cilt kuruluğuna yol açabiliyor.

Cilt kuruluğu nasıl önlenir?

  • Her gün en az 2 litre su tüketin.
  • Daha az sıklıkla duş alın.
  • Sıcak su ile değil, ılık ya da mümkünse soğuk su ile duş alın.
  • Duş sonrasında tüm vücudunuza nemlendirici sürün.
  • Güneşli günlerde yüksek faktörlü güneş kremi sürmeden dışarı çıkmayın.
  • Soğuk ve rüzgarlı havalarda kesinlikle nemlendiricinizi sürün.
  • Doğal besinler ağırlıklı olarak beslenin.
  • A, C ve E vitaminleri yönünden zengin beslenin.
  • Omega 3 ve 6 yağ asitlerinin beslenme sepetinizden eksik etmeyin.
  • Cildi yaşlandıran serbest radikallerle savaşabilmek için antioksidan kaynaklarını tüketin.
  • Koyu yeşil yapraklı sebzeleri beslenmenizden eksik etmeyin.
  • Yaşadığınız ortamın nemli olmasına özen gösterin. Yaz, kış kaloriferli, klimalı, kapının, pencerenin kapalı olduğu ortamlarda çalışan, yaşayan kişiler havanın kurumasından olumsuz etkilenirler. Bunun için ortama en azında nemli bezler, ağzı açık su kapları koymak havayı bir tık daha yumuşatabilecek, nemlendirecektir.

Not: Yeterince su içiyorsunuz, cildinize uygun nemlendiriciler kullanıyorsunuz, cilt temizliğine özen gösteriyorsunuz ve hala cilt kuruluğundan şikayet ediyorsanız, en kısa sürede bir dermatologa başvurmanız gerekir.