Birçok kadın hamilelik sürecini sanki tüm normal ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını terk edebilecekleri bir fırsatmış gibi düşünür. Onlara göre, bol kıyafetler giyerek 9 aylık uzun bir süre boyunca canları ne çekerse tüketme hakkına sahiptirler! Ancak tüm o yedikleri birkaç top dondurma ve bol baharatlı makarna, kendilerine büyük olasılıkla; hemoroit, varisli damarlar, şişmiş ayaklar, diyabet ve yüksek tansiyon olarak geri dönecektir!!!

Diyetinizi bu uygunsuz yiyeceklerle doldurmak vücudunuzun dengesini raydan çıkarmanız için en hızlı yoldur! Eğer sisteminiz her yemekten sonra hasarlarla baş edebilmek ile meşgulse, ilk yöneleceği iş alanı bebeğinize; daha sağlıklı, güvenli ve temiz bir alan yaratmak olacaktır. Ama bunu yaparken zorlanacağı açık!

Et, mandıra ve işlenmiş gıdalar bebeğinizin yuvasında sert izler bırakırlar. Arterleri tıkar, kan basıncını artırır ve size ihtiyacınız olmayan bir dolu; kolesterol, toksin, hormon ve antibiyotikleri pompalarlar. Sizler için bu zararlı gıdaları 4 grupta topladım, ayrıntıları okuduğunuzda şaşıracağınızdan eminim!

Zararlı Gıda #1: Et

İnce bağırsak yolları daha hızlı çalışan etoburlardan farklı olarak (dev sivri dişlere sahip büyük orman kedilerini düşünün) biz insanlar et yediğimizde, vücudumuzda daha yavaş bir sistem işler. Yediğimiz etin tamamen sindirilmesi 72 saate kadar uzayabilir! Ve sindirim yolumuzdaki sıcaklık sadece 37°C derecedir. Peki, bu 72 saat boyunca içeride neler oluyor? Çürüme! Olan bu. Ayrışma süreci devam eden et parçaları, bebeğinizle aynı odayı tam 3 gün boyunca paylaşıyormuş gibi düşünün! Evet, sindirim sistemimiz bu şekilde çalışıyor ama yediğiniz etin parçalara ayrılması günler ve günler boyunca sürerken vücudunuza zehirleyici bir tür kokteyl bırakıyor. Bu kokteylin içinde; hormonlar, antibiyotikler, pestisitler, polütanlar, bakteriler ve virüsler var.

Balık ise daha iyi bir tercih değil. Deniz içinde yol alan tonlarca çöp, küçük planktonların ve balıkların yedikleri ufak parçalara ayrışırlar. Ve bu küçük plankton ve balıklar daha büyük balıklara yem olduklarında –ve sonrasında bizim yediklerimiz oluyorlar- sadece cıvaya değil; organoklor, poliklorlu bifenil (PCB’ler) ve diğer çevresel toksinlere dönüşüyorlar. Bu maddeler verimliliği düşürmekte önde gelen maddelerdir. Endometriyoz riskini artırır ve hormonal fonksiyonların düşüşüne neden olurlar.

Evet, omega-3 yağ asitleri (kimi balıklarda görülür) kalp rahatsızlıkları riskini azaltıcı, kan damarlarını geliştirici ve diyabetli hastalarda genel sağlığı iyileştirici faydalara sahiptir. Ama bu faydaları hiç balık tüketmeden de omega-3 bakımından zengin olan diğer gıdalarla elde etmek mümkün. Örneğin; ceviz, haşhaş, keten tohumu!

Zararlı Gıda #2: Et ve Süt Ürünleri

Et ve süt ürünlerinden, biraz önce de bahsettiğimiz gibi et, birçok sürprizle doludur. Tarım Bakanlığı’nın onayından geçen bazı işlemlerde çoğu çiftçi hayvanlarda büyüme hormonu kullanıyor. Bu şekilde süt üretimini artırdıklarını düşünüyorlar. Bu hormonların sık sık enfeksiyon kapan büyükbaş hayvanların tedavisinde antibiyotik etki gösterdiği söyleniyor. Hayvanların bu kadar sık enfeksiyona kapılmalarının nedeni günde 3 kez süt sağma makinelerine bağlanıyor olmaları ve bulundukları ortam da oldukça havasız. Hayvanları yapay yemle besliyorlar, bu yapay yemlerin de birçoğu zarar görmemeleri için zehirli bileşenlerle korunuyor! Sütün, sağlıklı bir diyetin ayrılmaz parçasıymış gibi göründüğünü biliyorum. (Demek istediğim çoğumuz sütün ne kadar faydalı olduğu öğretileriyle büyüdük, her akşam bir bardak süt mutlaka bize içirilirdi. Ama işin gerçeği şu ki, neredeyse tüm insanlık tarihi anne sütü haricinde, sütü devamlı tüketilenler listesine almamış.) İnek sütünün günlük tüketim listemizin içine girmesi oldukça yakın bir zamana dayanıyor. Nedeni de endüstriyel üretim. Bunun dışında, susuzluğunu gidermek için başka türün sütüne ihtiyaç duyan bir memeli de yok!

Zararlı Gıda #3: Şeker

Şeker hem bebeğinizin yuvası, hem de sizin için zararlıdır! Sizi şişmanlatır ve inflamasyona neden olur, diyabete davetiye çıkarabilir, ayrıca kanserle de doğrudan ilişkilidir. Daha yaygın ve bilinen bir söylemle, şeker size ağır bir çuvalmışsınız gibi hissettirir!

Eğer kendinizi tekerleğinin içinde şeker kovalayan bir hamster gibi buluyorsanız şu sözlerime kulak verin: Arıtılmış şeker bebeğin yuvası için gerçekten kötüdür. NHS’in ( The Nurses’ Health Study) bulduğu araştırma sonuçlarına göre aşırı derecede karbonhidrat parçacığı tüketmek hamile kalma şansınızı da azaltıcı etkiye sahiptir. Ayrıca, gebe kalmış ve artık hamilelik sürecine girmişseniz Norveç’te yapılan bir araştırmaya göre, büyük oranda rafine şeker tüketimi sizi yüksek tansiyona sürükleyebilir, bu da bebeğinizi tehlikeye atmak demektir!

Zararlı Gıda #4: İşlenmiş Gıdalar

İnanın bana hızlı ve kolay bir yemeğin ya da market raflarında kapış kapış giden atıştırmalıkların cazibesinin ben de farkındayım! Ama bir kutu ya da paketin içine girmiş ve “içindekiler” başlığı altında uzun bir liste barındıran, buzdolabına girmeden günlerce saklanabilen o gıdalar bizim “iyi gıda” dediklerimiz arasında değiller! Evet, ürün kutusunun yan tarafında sadece öğütülmüş olduğu, ya da lahana parçaları barındırdığı gibi masum görünen yazılar olabilir. Ama fabrika süreçlerinde geçirdikleri işlemleri, gizli yağ ve şekerlerle güçlendirilmiş olduklarını, koruyucu ve tamamlayıcılar içerdikleri düşünüldüğünde akılda birçok şüphe uyandırırlar. Kanserojen olma, kalp sağlığı risklerini artırma ve obeziteye götüren şüpheler göz önüne alındığında, bebeğinizin gelişimi için ciddi derecede zararlı olabilecekleri açık!

Eğer bu makalenin sonuna kadar geldiyseniz ve şimdiye kadar bu besinleri ne kadar çok tükettiğinizi düşünüp çılgına dönmüş hissediyorsanız biraz rahatlayın! Derin bir nefes alın; çünkü vücudumuz aksaklıklarla baş edebilmek, güçlüklere karşı koymak konusunda inanılmaz derecede tecrübeli ve başarılıdır! Daha temiz, hafif ve doğru gıdalar tüketmeye başladığınızda, vücudunuza o kendine has mükemmel küçük makine olma fırsatını tanımış olacaksınız. Gerçekten lezzetli olan tarifler ve gerçekten sağlıklı olan gıdalar için diğer yazılarıma hemen göz atmanızı öneririm. Çok yakında yepyeni tarifler paylaşacağım sizlerle!

Sağlıkla kalın,

AYŞE TOLGA